Bir ülkede iş kazaları olabilir; bazen teknolojinin imkanları sonuna kadar kullanıldığı halde işçi ölümleri, yaralanmaları olabilir. Ancak, bu ölümler her gün, rutin haline gelirse, sık sık da 3´erli, 5´erli, 10´arlı kitleler halinde işçiler ölüyorsa orada artık kazadan söz edilemez.

5 TEDAŞ işçisi tüm Türkiye´nin gözleri önünde adeta bağıra bağıra öldü. İşçilerin aileleri hala acı içindeyken elektrik faturalarını ödemedikleri gerekçesiyle elektrik kesintisiyle karşı karşıya kaldılar.

Bir kez daha ortaya çıktı ki, iş cinayetlerine son vermenin tek gerçekçi yolu, işçilerin kendi canlarına sahip çıkması, sendikaların iş güvenliği ve işçi sağlığını önemsememelerinin işçinin hayatıyla oynamak olduğunu fark etmeleridir. Bunun için yeni yasa çıkarmaya filan da gerek yok.

Helikopterler neden kalkmadı? CHP, Erzurum Aşkale´de 5 işçinin ölüm nedeninin peşinde. Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, hükümetin şu sorulara yamt vermesini istedi: . Sağlık Bakanlığı´mn Erzurum´daki helikopteri neden kullanılmadı? . Malatya Hava Üssü´ndeki gece görüşlü helikopterler neden kalkmadı?

Pazar gecesi Türkiye yeni bir toplu iş cinayetine tanıklık etti. İstanbul-Esenyurt´taki bir inşaatta çalışan 11 işçi kaldıkları çadırda yanarak can verdi.

BU ay ikisi çocuk ve üçü kadın olmak üzere en az 62 işçi yaşamını yitirdi. Bu konudaki resmi istatistikleri yayınlayan SGK´nun 2010 verileri de İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi tarafından yalanlandı.

En son iş cinayetlerini serisi, 3 Şubat 2011´de OSTİM´de iki patlamayla başladı. Bu patlamalarda 20 işçi öldü; kırk dolayında işçi de yaralandı. İkinci büyük katliam, 10 Şubat 2011´de Maraş-ElbistanÇöllolar kömür ocağındaki göçükte yaşandı.

4 günde ikinci facia: 1 işçi öldü 9´u toprak altında İlki ´Allah´ın lütfu´ydu, ikincisi ne?

işçinin hayatını kaybettiği İstanbul Davutpaşa´daki patlamanın bir benzeri üç yıl sonra Ankara OSTİM´de yaşandı

Türkiye yeni bir yönetime kavuşacaksa, bu demokratik değişim, ancak alnının teriyle yaşamak isteyen, aşiret-tarikat-siyaset ağına takılmamış, mafyözleşmemiş kitlelerin oyları sayesinde gerçekleşebilecektir. TEKEL işçilerinin sesi işte bu kitlelerin bağrından yükselmektedir.

Özlük haklarını korumak için direnen TEKEL işçilerinin eylemi 50 günü aşmıştır. Eylemi, bir yandan akademisyenler destekliyor; AKP’nin söylediklerinin “kendine demokrat” olduğunu belirtirken sendikalar, başta DİSK ve KESK, AKP’nin samimiyetsizliğini ortaya koyuyor.