12 Haziran seçimlerine giderken AKP’nin seçmen karşısında dayanak yaptığı icraatlarından biri sağlık.

Öğretim üyeleri, sendika genel başkanları, şube başkanları, işyeri temsilcileri ve sanayi havzalarından örgütsüz işçilerin katıldığı konferans üç oturumdan oluştu.

Basit sorular soracağım. 1. Demokrat hükümet, polislerin cemaatte cemiyette değil, sendikal örgütlenme hakkını tanır mı? 2. Cumhuriyetçi Genelkurmay, askerler bir yana, ne sivil ne asker sivil memurların sendikal örgütlenme hakkını tanır mı?

Muhafazakarlık arttıkça kadın istihdamı düşüyor

CHP cemaatlerin gücüne karşı emek gücünü partinin ve ideolojisinin ekseni yapmalıdır. Bugün ülkemizde 12 milyon işçi vardır ve bunların çok büyük bir bölümü örgütsüzdür. CHP bunların örgütü olmalı ve kuracağı İşçi Komiteleri ile tüm il ve ilçelerde örgütlenmelidir.

Değerli okurlar bir köşe yazarı arkadaşımız köşesinde Gözümüz aydın bir 12 Eylülümüz daha oldu demiştir. Birinci 12 Eylül 30 yıl önce idi

TEKGIDA-İŞ Sendikası, TEKEL işçileriyle birlikte 2010 Uluslararası Gençlik Kampına gidiyor.

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, yaşanan işsizlik sorunu için ‘sanal’ tanımlaması yapmış. Böyle tanımlama yapınca da ister istemez hükümetin işsizlikle mücadele için bulduğu formüller de, sanal işsizliğe göre olmuş…

IMF, 2000 Ocak ile Mayıs 2007 arasında fiilen devredeydi. Son iki yıldır formel bir anlaşma yoktu ama olacağına dair bir beklenti vardı. Uzun bir süre geçtikten sonra, yeni bir stand-by anlaşmasına şimdilik gerek olmadığı açıklandı. Başbakan, bunu seçmene dönerek, “IMF’ye kafa tutmak” şeklinde mesajlaştırdı.

Belki yanılıyorum ama galiba Erdoğan hükümetinin lehine, kazanım hanesine yazma, devlet kurumlarını bir bir ele geçirme stratejisinde, gündem değiştirme yeteneğinde ayar bozuldu. Daha doğrusu ipin ucunu kaçırdılar…

Demokrasi, hukuk, hak meselesi sadece hükümet ve akrabalarının çizgilerinden ibaret değil.
Tekel, hükümetin demokratlığının zortladığı arazi oldu.

Başbakan Tayyip Erdoğan önceki gün Katar’a giderken Atatürk Havalimanı’nda bir açıklama yaptı ve “AK Parti iktidarı döneminde TEKEL’in ne gayrimenkulü ve ne de menkulü kimseye peşkeş çekilmemiştir” dedi.