Çalışma Bakanı Ömer Dinçer ‘Şili’deki kaza bizde olsa işçileri 3 günde çıkarırdık’ diyebiliyor

700 metre derinlikteki maden ocağından çıkartılan işçilerden Mario Espina ´Bize yıldız muamelesi yapmayın biz işçiyiz ve çalışmaya devam edeceğiz´ dedi.

İşçi sayısı azalıyor, iş kazaları artıyor İşsizlik ve yoksulluğun kol gezdiği Türkiye´de iş cinayetleri de çalı olanların sayısı düşüyor ama onlar da güvencesiz çalışma koşulla şanların yakasını bırakmıyor.

Sendikalar ve konfederasyonlar elbette siyasal iktidarlarla sosyal diyalog içinde olacaklardır ama bu ilişki işçi haklarının, çalışma barışının ve sendika özgürlüğünün yok edilmesi pahasına asla sürdürülmemelidir.

TEKGIDA-İŞ Sendikası Başkanlar Kurulu, 28.05.2010 tarihinde İstanbul- Genel Merkez binasında toplanmış ve sendikal faaliyetlerimiz ile çalışma yaşamındaki son gelişmeleri değerlendirmiştir. Toplantı sonucunda aşağıdaki hususların kamuoyuna açıklanmasına karar verilmiştir:

Sendikamız Trakya Şubesine bağlı TRAKYA BİRLİK Entegre Tersislerinde çalışan kadın üyelerimize Çalışma Yaşamında Kadın ve Çalışan Kadın Sağlığı konulu eğitim semineri düzenlendi.

Sendikamız Trakya Şubesine bağlı TRAKYA BİRLİK Entegre Tersislerinde çalışan kadın üyelerimize Sn. Doç. Dr. Serpil KESKİN tarafından Çalışma Yaşamında Kadın Çalışan Kadın Sağlığı konulu eğitim semineri verildi.

İşçi ve Emekçi Bayramı 1 Mayıs´ın ardından Türk-İş, DİSK, KESK ve Türkiye Kamu-Sen´in gündeminde bu sefer de 26 Mayıs genel eylemi var. 4 konfederasyon, başta Tekel işçileri olmak üzere çalışma yaşamına ilişkin 12 talep belirlemiş ve Hükümet´in bu öncelikli talepleri karşılamaması durumunda 26 Mayıs´da üretimden gelen gücün kullanılacağı genel bir eylem yapma kararı almıştı.

AKP anayasa taslağı, her nedense 12 Eylül Anayasası´nın işveren kesiminin istekleri doğrultusunda tersyüz ettiği çalışma yaşamı ile ilgili alana dokunmuyor. Varsa yoksa, yüksek yargı… AKP´nin hıkdeyicileri, taslak tartışması yaparken 12 Eylül´ün budadığı sendika, toplusözleşme, grev hakkı ile ilgili tadilata hiç değinmiyorlar.

“Bugüne kadar hükümet işçiye süre veriyordu şimdi biz hükümete süre veriyoruz. Hükümet bu süreyi doğru kullanır diye umuyorum. Bu süreye kadar da gerekli düzenlemeleri yapar, Türkiye’yi ve çalışma hayatını bu 4/C denen ayıptan, zulümden, hukuksuzluktan kurtarır. Kurtarmazsa Türkiye’nin her yerini eylem alanına çevireceğiz.”

TEKEL işçilerinin bugün karşı çıkıp direndikleri gibi güvencesiz, sendikasız ve esnek çalışmanın dayatıldığı, bu anlamda TEKEL işçilerinin direnişinin iş cinayetlerinin bir daha yaşanmaması için de önemli olduğu söylendi.

Ankara Tabip Odası ve Türkiye Psikiyatri Derneği tarafından eylemdeki Tekel işçilerinin ruhsal durumlarına ilişkin yapılan çalışmaya göre, işçilerde dayanışma duygusunun güçlü olması nedeniyle anksiyete ortalaması düşük, başarıya olan inançları nedeniyle özyeterlilik ise yüksek düzeyde bulunuyor.