1980’den bu yana, Türkiye tam bir yabancı sermaye işgaline uğradı. Kamu kuruluşları yabancılara peşkeş çekiliyor, satılıyor ya da kapatılıyor, yabancı sermayeye sınırsız olanaklar sağlanıyordu. Kamu sektörü olmayınca, özel sektörde emperyalist rekabete dayanamadı, işgale uğradı.

Durum ve Tahmin Raporları, ait olduğu ürünün piyasasında yer alan kamu ve özel sektör kuruluşları ile ilgili meslek örgütleri ve STK’lardan oluşan “Ürün Danışma Kurulu” ndan görüş alınarak hazırlanmaktadır.

Türkiye ekonomisinin büyümesi 2012’de yüzde 2.2 ile beklentilerin oldukça altında kaldı. Ekonomi geçen yılın dördüncü çeyreğinde ise yüzde 1.4 büyüme kaydetti. İç talep katkısının oldukça düşük kaldığı 2012’de dış talebin büyümeye katkısı yüzde 4.1 olurken, iç talebin katkısı yüzde 1.9 olarak gerçekleşti.

Gerçek iktisat politikalarını ise, Merkez Bankası ve Ali Babacan takımı oluşturmaktadır. Temel hedef, artık, enflasyon değil, finansal istikrar dır. SÖYLEŞİLER Korkut Boratav Önümüzdeki haftalarda, 2012´nin istatistikleri peyderpey yayımlanacak. Bunları tartışıp değerlendireceğiz.

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Sönmez´in bugünkü köşe yazısı..

Türkiye kapitalizmi iç talebe dayalı büyüyor, ihracat geri planda.

2012 biterken Bir yıl daha geride kaldı denilir, 2012 böyle olmadı, geride kalmadı. Bütün hak kayıplarıyla ve geleceklerle birlikte 2013´e devretti.

Patronların kâr hırsı 2012 yılında en az 867 işçiyi öldürdü. En fazla ölüm inşaatta yaşanırken, örgütsüzlük ve güvencesizleştirme ölümlerin artmasına yol açıyor.

Nisan 2012 TÜİK HİA Verilerinin Değerlendirilmesi

2012’nin ilk yarısına dair veri akışı hızlandı. Geçen hafta sonu ABD’den beklenen en önemli veri ağustos ayına ait tarım dışı istihdam ve işsizlik rakamları idi.

Bakan Faruk Çelik, Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve TİSK´i bir araya getirdi. Toplu iş ilişkileri Kanunu çıkmadığı için zam alamayan sendikalı işçilerin durumu masaya yatırıldı.

Uluslararası Çalışma örgütü (ILO) 2012 raporunu, World of Work (Emek Dünyası) başlığı altında yayımladı. ILO Başkanı Raymond Torres, rapora bir önsöz yazmış; temel bulguları dört başlık altın toplamış; böylece ILO ile uluslararası sermaye çevreleri, IMF ve AB arasındaki önemli farklılıkları ortaya koymuş.