Yazdır
Mail
Kapat
AYDINLIK Tarih: 06.10.2014
GAZETE Sayfa: 6
İSTANBUL Tiraj 50601
SİYASİ StxCm: 37

İŞ KAZALARI 2016´DA ARTABİLİR
iş kazaları 2016´da artabilir 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında işyerlerinde hekim ve iş güvenliği uzmanı bulundurma şartı tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri için 1 Ocak 2014´te yürürlüğe girerken, az tehlikeli sınıfa dâhil kuruluşlar için yasa 1 Temmuz 2016´ya ertelenmişti. Türkiye´de 847 bin 126 adet tehlikeli ve çok tehlikeli işyeri bu hizmeti alırken 2016 yılında bu rakama 751 bin 201 az tehlikeli işyeri daha eklenecek. Uzmanlara göre, bu alanda hizmet alacak işletme sayısının artması, buna karşın işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı sayısının yetersiz kalması ciddi sorunların yaşanmasına neden olabilir. Hazırlanan bir Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi raporuna göre, bir işyeri hekiminin standart olarak çok tehlikeli işyerlerinde, çalışan basma ayda 8 dakika, tehlikeli işyerlerinde çalışan başına ayda 6 dakika muayene süresi ayırabiliyor. PERSONEL YETERSİZLİĞİ Temmuz 2016´da devreye girecek düzenleme sonrası uzman personel sayısının yetersizliği ve işyeri fazlalığından dolayı bu sürelerin daha da aşağıya düşeceğini belirten uzmanlar, işçi sağlığı ve güvenliğinin hizmet niteliğini düşürebilecek bu durumun iş kazalarının artmasına neden olabileceğini söylüyor.

ZONGULDAK ta, Genel Maden işçileri Sendikası (GMİS), Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Üzülmez Müessese Müdürlüğü maden ocağında, işçilerin ocaktan erken çıkmalarını önlemek için asansör kapılarının kilitlenmesinin, iş sağlığı ve güvenliğini ihlal ettiği gerekçesiyle iş Mahkemesi´ne başvurdu.

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasını, alınan önlemlerin uygulanıp uygulanmadığının denetlenmesini, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine ilişkin gelişmelerin izlenmesini, bu alanda ortaya çıkan en son teknolojilerin uygulamaya alınmasını işveren yükümlülüğü olarak düzenlemiştir.

Aslında üretimde işçinin canının, sağlığının korunması önlemlerinin kuşkusuz parasal karşılığı olsa da işçinin haklarının verilmesinin, sağlık, can güvenliğinin kollanmasının işletmelerin verimliliğini, kârlılığını düşürdüğü doğru değildir.

ŞİŞECAM grevinden sonra madencilerin grevi de Genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu olarak kabul edildi. Çöllolar Kömür Sahası işyeri ile Çayırhan Kömür işçilerinin grevi 60 gün süreyle ertelendi

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi´nin derlediği verilere göre 2014´ün ilk altı aymda iş kazalarında en az 978 işçi yaşamını yitirdi.

Manisa´nın Soma ilçesinde 301 madencinin şehit olduğu katliamın ardından 12 bin işçinin istihdam sağladığı madenlerin akıbeti belirsizliğini koruyor. 6 bin çalışanı olan Soma Maden İşletmeleri´nin 3 madeninde iş sağlığı ve iş güvenliği müfettişlerinin vereceği ´Çalışabilir´ raporuna kadar üretim durdu.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi´nin raporuna göre, Haziran ayında 141 işçi yaşamını yitirdi. İşçi ölümleri en çok İstanbul, Bursa, Kahramanmaraş ve Kocaeli´de yaşandı

Çimentaş fabrikası’nda üzerine beton dökülen 3 işçiden Engin Dülger ve Okan Şen yaşamını yitirdi. Fabrikanın iş güvenliği uzmanının kazadan önce homojen silolarının temizliği işleminin riskli olduğunu belirterek durdurulmasını istediği, şirket yetkililerinin uzmanların görüşünü dikkate almayarak işçileri silonun içine yolladığı ortaya çıktı.

Bu tartışmalardan öte geçen üç günde şu tablo açıkça ortaya çıkmış bulunuyor.
5 bin 800 cam işçisini açlık sınırı altındaki ücrete mahkum eden, dünyanın dördüncü büyük cam imalat firması, işçilerin ücretten, iş güvenliği ve işçi sağlığına kadar bütün taleplerini reddederek işçiyi adeta grev yapmaya zorlamıştır.

İstanbul İşçi Sağlığı ve iş Güvenliği Meclisi verilerine göre, 2013 yılında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren bin 235 işçinin 59´u, yani yüzde 5,4´ü çocuk işçiydi. Bu 59 çocuğun 18´i 14 yaş ve altındaydı, 25´i tarım sektöründe çalışıyordu. 2014´ün ilk 5 ayında iş cinayetlerinde can veren 810 işçi arasında da 2 çocuk bulunuyordu.

Taşeron çalışması ve işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunu uzunca bir zamandan beri hem taşeronda çalışan işçilerin hem de sendikaların önemli gündem maddelerindendi. Soma’da 301 işçinin, “iş kazası” adı altında katledilmesinden beri bütün işçilerin, sendikaların, hatta Türkiye’nin çeşitli halk kesimlerinin de gündemi.