Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Günü´ etkinlikleri kapsamında ´Uluslararası Sözleşmeler Işığında Türkiye´de Çalışma ve örgütlenme Hakkı İhlalleri´ konulu bir panel düzenledi. Konuşmacılar sendikaların dükkan değil mücadele yeri olduğunu söylediler.

TEKEL direnişine omuz veren kişi, kurum ve örgütler ile 78 gün boyunca gerçekleri yansıtan haberler yapan basın emekçilerine verilen heykeller, emeğin onurunu ve dayanışma ruhunu temsil ediyor.

Haklarını hızla kaybeden işçiler seslerini yükseltiyor. AKP hükümetinin 10 yıllık iktidarı, işçi sınıfının da en büyük hak kayıplarını yaşadığı 10 yıl oldu. Pek çok hak kısıtlanırken sendikal yapı da, ciddi oranda zayıfladı. İşçiler, genel grev talebini dillendirmeye başladı.

Çok büyük işçi direnişleri izledik, izliyoruz. Bu direnişlerde işçinin mücadelesi kadar hatta bazen onun da önünde önderin tavrı önem kazanıyor.

DİSK TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda görüşülen Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı’na karşı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde eylem yaptı. Eylemde konuşan DİSK Genel Başkanı Erol Ekici, “Bugün burada, yine Ankara sokaklarında olmamızın nedeni AKP Hükümeti’nin bitip tükenmeyen bir hırsla emeğe yönelik saldırılarıdır” diye konuştu.

Eti-Alüminyum; fabrikası, lojmanları, arsaları, boksit rezervleri, sahibi olduğu Oymapınar Barajı ve Antalya Limanı ile birlikte hepsi toplam 305 milyon dolara satılıp özelleşirken; fabrikada 2600 işçi çalışıyordu. İşçiler sendikalıydı. Ücretler yüksekti…

Bizler, TÜİK´te 4/C´Lİ, sağlıkta 4/b´li, üniversitede 50/d´li, eğitimde ücretli, fabrikada sigortasız, evde işsiz, hastanede taşeron, tersanede ve madende can güvenliği olmayan emekçileriz… Bizler, kamuda ve özelde çalışan güvencesiz çalışanlarız… Bizler, geçici ve sözleşmeli çalıştırılmaya zorlanılanlarız…

İşçi sınıfı sermayedar sınıf tarafından üretim sürecinde sömürülür. Tekelci sermaye, üretilen ürünleri değerlerinin üstünde fiyatlarla (tekel fiyatlanyla) satarak işçi sınıfını ticari süreçte de sömürür. Günümüzün yeni olgusu, tekelci sermayenin banka kanadının işçi sınıfını tüketici kredisi ve kredi kartı faizleri aracılığıyla da sömürmeye başlamasıdır.

Türk-İş’in pazar gününe kadar devam edecek 21’inci Olağan Genel Kurulu gergin başladı.

Birinin elinde tütün, birinin elinde güvercinin bulunduğu işçilerin heykelini Sakarya Meydanı ´na dikeceklerini anlatan Türkel, çıkan karikatürleri ve yazılan yazıları da kitap yaptıklarını söyledi.

TEKEL eyleminin anlattıkları TEKEL işçilerinin direnifini ele alan ´Tekel Eylemine Kenar Notları´ referanslarını ulusal ve uluslararası işçi mücadelesine, yüzünü bu direnişin kazanımlarımn aktarılacağı geleceğin mücadele pratiğine çevirmiş bir kitap.

AKP tarafından kurulan 61. hükümetin programını Tayip Erdoğan şu sözlerle tanıttı: Yapaklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Vay işçinin haline! Hangisini sayalım, özelleştirmeleri mi; 4C´yi mi; taşeronlaşmayı mı, esnek çalışma adıyla köleleştirmeyi mi; sendikalı olan işçinin işten atılmasını mı; iş kazaları sonucu ölümleri mi, yerin alandan çıkarılamayan işçi cenazelerini mi; imzalanmayan toplu sözleşmeleri mi, Çaykur´u mu, Tekel´i mi, işçinin üzerindeki vergi yükünü mü; sosyal güvencesizleştirmeyi mi, yandaş olmayınca yok edilmek için uğraşılan sendikaları mı?