Dolar krizi peş peşe gelen zamlarla beraber cepleri yakarken üretici kesimde de mağduriyet artıyor.

Çukurova’da mısır hasatının sonlarına yaklaşılmasına rağmen Toprak Mahsülleri Ofisi, alım fiyatını hâlâ açıklamadı. Fiyat açıklanmadığı için de tüccarlar tonu 670 liraya mal olan mısırı çiftçiden 640 liraya aldı. TMO’dan 720-730 lira alım fiyatı beklediklerini belirten çiftçiler, “Bu fiyatı verince de önceden alım yapan tüccarlar, çiftçi adına mısırı TMO’ya satacak. Kazanan yine tüccar olacak” dedi.

2011 yaş çay alım fiyat 12 kuruş destekleme primi ile birlikte 110 kuruş oldu. Geçen yılki fiyat 100 kuruştu.

Yaş çayda fiyat bu yıl 88.5 kuruş taban fiyat, 11.5 kuruş da destekleme primi olmak üzere 1 lira olarak açıklanmıştı.

Emekten yana ekonomi politikalarının uygulanabileceğine değinen Prof. Orhangazi, “Devlet harcamaları halkın öncelikli ihtiyaçlarının uzağında gerçekleşiyor. Barınma, eğitim ve sağlığa erişim sorunları derinleşiyor” dedi.

Çalışanların ve emeklilerin haklarını budamak için gerçek süsü verilmiş yalanlar ortaya atılıyor. Gerçekler eğilip bükülüyor, demagojiye başvuruluyor. Dezenformasyona varan bu safsatalara karşı uyanık olmak şart.

2018’den beri uygulanan emekli ikramiyesine ‘seçim zammı’ geldi. Altı yılda ikramiye yüzde 200 artırılırken TÜFE ise yüzde 500 yükseldi. 2018’de 263 dolara denk gelen ikramiyeyle bu yıl sadece 97 dolar alınabilecek.

Türkiye’nin yıllardır en büyük sorunlarından biri olan enflasyonda sular durulmuyor.

İki perdeli yıl budur… Birbiriyle taban tabana zıt tercihlerin sergilendiği bir yıl.

Türkiye’de 1967-1968 yıllarında çeşitli biçimlerdeki işçi eylemlerinde büyük bir artış yaşandı. Bu artışın bir nedeni, 1964-1966 döneminde kamu kesiminde çalışan ve sendikalara üye olan işçilerin gerçek ücretlerinde yaşanan artıştı.

Ülkemizde özel sektör ve kamuda üç ayrı asgari ücret uygulanmaktadır. Özel sektördeki asgari ücret diğerlerine göre çok düşüktür.

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Demir Şarman, gıdada taklit ve tağşişle ilgili olarak, “Hem kamuoyunun dikkatini artırmak hem de topyekûn mücadele alanı oluşturmak için bağımsız bir kurulun devreye alınabileceğini düşünüyoruz” dedi.