Türkiye’de yürürlükteki mevzuatla grev hakkı çok ciddi biçimde kısıtlanmıştır. 2021 yılı Mart verilerine göre, Türkiye’de 19 milyon 140 bin ücretli, diğer bir deyişle, yaşamını işgücü satışıyla kazanan işçi, memur ve sözleşmeli personel vardır. Yürürlükteki yasalar, 19 milyonu aşkın ücretlinin yaklaşık 18 milyonunun grev yapmasını yasaklamaktadır. Yasalara göre, grev hakkı bulunanların sayısı ancak yaklaşık 1 milyondur. Bu hakkın kullanımı konusunda da çeşitli kısıtlamalar söz konusudur.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi nisan ayında en az 249, yılın ilk dört ayında en az 735 işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini tespit etti. Ölümlerde Kovid-19, ezilme/göçük, trafik/servis kazası, yüksekten düşme, boğulma, patlama/yanma ve intihar nedenleri öne çıktı.

Kısa çalışma ödeneği 3 gün sonra bitiyor. İşçi, esnaf, turizmci, sanayici desteğin devamını istiyor. Türk-İş, ‘Kısa çalışma ödeneği artırılarak sürsün’ derken, TESK de ‘Kısa çalışma ödeneği işçi çıkarmaların önüne geçer’ mesajı verdi.

Ekonomik krizlerin maliyeti her zaman, işçi, memur ve çiftçiye çıkmıştır. Kemer sıkanlar da bunlar olmuştur.

İşçiye güvencesizlik öngören pakette işverene ise destek yağdırıldı.

Ben evde kalamıyorum. Dükkanımı açmak zorunda kaldım.

İşçi ve işverenin toplu pazarlık süreci çoğu zaman anlaşmayla sonuçlanmıyor. Kanuni haklar kullanılınca anlaşma sağlanıyor.

Geçen yıl görüştüğümüz asgari ücretlinin evine yine gittik. 3 çocuklu Akın Ailesi’nin maaşı yine yetmiyor… Bankadaki maaş hesabı yine ekside. Buzdolabı yine boş. Sorduk: İnsanca yaşayacak asgari ücret istiyorlar.

Köylünün derdi mazottur, elektriktir, gübredir, tohumdur, tarım ilacıdır, ürünün uygun fiyatla pazarlanmasıdır, tarımsal kredi borçlarıdır.

Kredi limiti doldu, ne firmalar ne tüketiciler kredi kullanamıyor, sadece kredi kartları artıyor. Toplam 403 milyar tüketicinin kredi borcu var. Kişi başına borç 5 bin liradan fazla, çalışan başına borç ise yaklaşık 11 bin TL

Ardı ardına konkordatoların ilan edildiği ülkede esnaf ve çiftçi sayısında ciddi bir azalış görüldü.

İşçi sınıfımız henüz mutlak bir yoksullaşma yaşamadı. Yaşayacak. Haklarına yönelik saldırılar da gündemde.