İşverenlerin çalışanlarına verdiği yemek bedeline sağlanan prim istisnasında detaylar belli oldu.

Aralık ayında başlayacak görüşmeler öncesi beklentiler ortaya çıkmaya başladı. Yurttaş 10 bin lira isterken sendikaların hesaplarında yoksulluk sınırı öne geçiyor.

Türkiye’de çalışanların yüzde 47’sini ilgilendiren asgari ücret tartışmaları alım gücündeki büyük erime nedeniyle bu yıl erken başladı.

Üyelerinin ortak ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek üzere kurulan sendikalar, işyerlerinde/işletmelerde temsil faaliyetlerini işyeri sendika temsilcileri aracılığıyla yerine getirir.

Halk art arda gelen zamlarla yaşam mücadelesi verirken TÜİK’in enflasyonu beklentinin altında kalarak yüzde 80,21 oldu.

Dünya emek gündeminden.

Asgari ücret artışıyla çalışanlara ücret dışında sağlanan en önemli ek menfaatler arasında olan yemek bedelinin 51 TL’si, yol (ulaşım) bedelinin 25.5 TL’si gelir vergisinden istisna edildi.

Yılbaşında yüzde 50’lik artışla 4 bin 253 lira olan asgari ücret, haziranda açlık sınırının 2 bin 138 lira altında kaldı.

Artan maliyetler ve kurda yeniden başlayan dalgalanmalar kış aylarına doğru yüksek bir zam dalgasına işaret ediyor.

Aralık ayından bu yana durmayan zam sağanağı işçinin, memurun, emeklinin işsizin boğazından çaldı. Asgari ücretli 4 ayda 135 kilo ekmek kaybetti.

Çalışma koşullarının işçi aleyhine değiştirilmesi ancak işçinin yazılı onayı ile yapılabilir. İşverenin bu onayı işçiden altı gün içinde alması gerekir.

Açıklanan işgücü istatistikleri geçen yılın son aylarını kapsıyor ve bu istatistiklerde bir olağanüstülük yok. Ama önemli olan bugünler…