TEKGIDA-İŞ Sendikası Genel Yönetim Kurulu, 16 Ekim Dünya Gıda Günü’ne açlık ve yoksulluk sorunlarına dikkati çekerek, et ve süt ithalatının tarım ve hayvancılığımızı tehdit ettiğini belirtti. Konuyla ilgili olarak yapılan açıklama şöyle;

Başbakan’ın kızgın ve hiddetli çıkışlarıyla kendimizi dünyaya kabul ettirmeye çalışıyoruz

Eylül tüketici enflasyonu, son 5 ayın zirvesine vararak yüzde 1.23’ü, 12 aylık olarak da yüzde 9.24’e çıkarken önümüzdeki aylarda yeniden iki haneli enflasyonun yaşanacağının sinyallerini verdi. Bu sonuçta çok açık bir neden var: Tarımsal üretimdeki gerileme, yani çöküş… Tarımsal ürün arzının eksikliği, fiyatların yükselişini beraberinde getirdi…

TZMO Başkanı Günaydın: Halk Et’in kurulma kararı Et ve Balık Kurumu’nun basiretsizliğinin kanıtıdır.

Tarım Bakanlığı´nın yanlış bir zamanlama ile başlattığı sıfır faizli hayvancılık kredisi, yakın gelecekte sütte yeni ve daha büyük bir krize neden olabilir.

Sahip olduğumuz en az 3 katrilyon dolarlık servetimizin elimizden gitmemesi için bu referanduma hayır demeliyiz

T.C Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliği tarafından yayınlanan Avrupa Birliği Üyelik Sürecinde Türkiye’nin Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası Müktesebatına Uyumu Kapsamında Yapılacak Değişiklikler

Tüketici, 100 tonluk damızlık olmayan et ithalat izni ve dünkü ihalenin ardından yeniden umutlandı ama…
Düşük fiyatla sağlığa zararlı satan da var, tüketiciyi bu konuda uyaran da. Kasaplar Birliği’nin indirim haberi verdiği ette EBK, fiyat artışlarının spekülasyondan arttığını ve izin verilmeyeceğini ileri sürdü.

OECD tarafından yayımlanan 2010 Tarım Tahmin Raporunda, son yıllarda, 1930´lardan beri en ciddi küresel ekonomik durgunluğun görülmesi bir yana, dünyada açlığın artık 1 milyardan fazla kişiyi kapsadığı tahmin ediliyor

En yakıcı sorun işsizliği, Başbakan, son günlerin “kaderci takılması” ile “Türkiye’nin meselesi” olarak gösteriyor. Sanki bir doğal afet… Sanki uygulanan bağımlı, çarpık ekonomi politikaların hiç suçu yok!..

Hükümetler geldi. Hükümetler gitti. Değişen hiçbir şey yok. Her gelen kendi zenginini yarattı. Kendi adamını kayırdı. İşçiye, emekçiye, yoksula gelince durum hiç değişmedi.

1990’lardaki köy boşaltma ve yayla yasakları tarım ve hayvancılıkta sorunu arttırdı. Bu gelişmelere AKP’nin yanlış politikaları eklenince 60 milyon olan küçükbaş, 30 milyona düştü.