Hükümetler geldi. Hükümetler gitti. Değişen hiçbir şey yok. Her gelen kendi zenginini yarattı. Kendi adamını kayırdı. İşçiye, emekçiye, yoksula gelince durum hiç değişmedi.

Emekleri sermaye ve sermaye yanlısı hükümetlerce acımasızca       sömürülen ve köleleştirilmeye çalışılan değerli emekçi dostlar.

İlimizin vefakâr, cefakâr ve ekmeği elinden alınmış köylüsü, esnafı, işçisi, kadını, memuru işsizi.

Bu önemli günümüzde bizi yalnız bırakmayan ve her zaman bizimle yan yana olan siyasi patilerimizin, derneklerimizin sivil toplum örgütlerimizin değerli yöneticileri. Ve değerli basın emekçileri

  1 Mayıs İşçi ve emekçi Bayramımız hepimize kutlu olsun.

Yıllarca bayramımızı kaçak gibi kutladık. Ama yılmadık. Mücadele ettik. Sonunda kazandık.

Ama iş bayramla bitmiyor. Biz her günü bayram gibi yaşamak istiyoruz. Emeğimizle, onurumuzla insan gibi yaşamak istiyoruz.

Hükümetler geldi. Hükümetler gitti. Değişen hiçbir şey yok. Her gelen kendi zenginini yarattı. Kendi adamını kayırdı. İşçiye, emekçiye, yoksula gelince durum hiç değişmedi.

Adıyaman’ımız tütüncüydü. Ne oldu? Tütüncüyü bitirdiler.

ÇİMENTO FABRİKASI, YEM FABRİKASI, SÜMERBANKI, ET BALIĞI VARDI ve birde TEKEL’i vardı. Bizi besliyordu. Köylüyü besliyordu. Esnafı besliyordu Adıyaman’ı besliyordu. Bütün bu kurumları ve TEKEL’imizi sattılar. Adeta peşkeş çektiler.Hepimizi öldürdüler. İşsizlik, açlık kol geziyor.

Adıyaman’a bir TEKEL daha mı yaptılar? Yeni fabrika mı kurdular? Taş üstüne taş mı koydular? HAYIR!

Bu adaletse, kahrolsun böyle adalet! Bu kalkınmaysa yerin dibine batsın!

Hükümet 7 yıldır iktidarda. Bu muydu Adıyaman’a verdikleri sözler. Oy toplarken bol keseden atıyorlar. Hükümet olunca hepsini unutuyorlar.

Bize ihanet ettiler.  İşleri bitince paçavra gibi kenara attılar. Bunların hesabını elbet günü gelince sorarız. Sormaz mıyız? Elbette sorarız.

Şimdi seçim yaklaşıyor. Kapımızı çalmaları yakın. Onlara ne cevap vereceğiz? HADİ İŞİNİZE DİYECEĞİZ, HADİ İŞİNİZE!

Ülkemizde ve dünyada, emek hak ve özgürlüklerine en ağır saldırıların yaşandığı bir dönemden geçilmektedir. Esneklik, örgütsüz ve güvencesiz çalışma, işsizlik ve yoksulluğun kol gezdiği günümüz şartlarında, tarihsel gerçek bir kez daha kendisini ortaya koymuştur.

Bu ülkede hak arayana zulüm var. İşim yok diyene sopa var. Kimse korkudan ses çıkaramaz oldu. Bu baskıyı, bu korkuyu yenen kim oldu? İşçiler, TEKEL işçileri.

78 gün Ankara’da direndiler. Tüm ülkeye gösterdiler. Hak verilmez, alınır. Birlik olunca, beraber olunca, sınıf bilinciyle hareket edince mücadelenin başarıya ulaştığını gösterdiler. TEKEL direnişi Türkiye emek hareketi tarihi içinde en saygın sayfalardan birini açmıştır.

Halk zalimlerin değil, haklı olanın yanında oluyor. Biz haklıyız. İşimizi zorla elimizden alanlara direndiğimiz için haklıyız. Onun için tüm ülke yanımızda oldu. Olmaya devam ediyor.

Kölelik düzeni insan onuruna yakışmaz. Onurumuza sahip çıktığımız için haklıyız.

TEKEL işçisiyle aslında bir millet uyandı. Oturup beklemekle bir şey kazanılmayacağını anladı. Emekçiler, işçiler mücadele etmeyi yeniden hatırladı.

İşçiler! Emekçiler! Belli ki, bu düzen bizim düzenimiz değil. Artık yalanlara karnımız tok. Bizden oy alıp, bizi aç bırakanlara, talancıları besleyenlere kapımız kapalı.

Peki, işçiler emekçiler ne istiyor.

İşsizliğin önlenmesini, kiralık işçi düzenlemesinden vazgeçilmesini,4/B,4/C, taşeron, geçici ve benzeri uygulamalardan vazgeçilmesini, işsizlik sigortası fonunun işsizler için daha etkin kullanılmasını, vergi adaletsizliğinin giderilmesini,

Sağlık ve sigorta haklarımızdaki mağduriyetin giderilmesini, asgari ücretin insan onuruna yakışır olmasını, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin arttırılmasını, örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını, taşeronlaşma ve kayıt dışı ekonominin engellenmesini, özelleştirmelerin durdurulmasını, sosyal devletin daha etkin olmasını, emekçilerin sesine kulak verilmesini istiyoruz. Kadınlar üzerindeki her türlü cinsel, ulusal, sınıfsal baskı ve sömürünün son bulmasını istiyoruz. kürt sorununun demokratik barışçıl yollarla çözülmesini istiyoruz. Başta aleviler olmak üzere tüm inançların kendilerini tanımladıkları şekilde özgürce yaşamalarını istiyoruz. Hükümetin Adıyaman yapısına uygun bir ekonomik paketle ve özellikle tarım ve hayvancılık alanında yatırım yapmasını istiyoruz. Tütün üretiminin ve pazarlanmasının önündeki yasakların kaldırılmasını istiyoruz. Hükümetler bu taleplerimizi karşılamazlar ise kendi hakkımızı yasaların bize verdiği demokratik güçle ve örgütlü mücadelemizle meydanlarda alacağız.       

1 Mayıslar bunun için var. 1 Mayıslar örgütlü emek, örgütlü gücün bayramı. Bu bayramda meydanlardayız.

Türkülerimiz, halaylarımız dostluk için. Emekçinin yarınları için.

Meydanlarda bayrak bayrak dalgalanıyoruz. Bir ve beraber olmanın heybetini görüyoruz. Bizler işçiyiz emekçiyiz. Ayrımız, gayrımız yok. Gücümüz, emeğimiz. Onurumuz alın terimiz.

Beraber olalım, bir olalım. Artık yılgınlığa yer yok. Emekçinin gücünü bölmeye çalışanların oyununa gelmeyeceğiz.

1 Mayıs, emeğin, kardeşliğin, dayanışmanın bayramı.Emekçilerin çıkarı ortak. Hedefleri ortak. Hayalleri ortak. Ekmeği ortak, Ekmeğimizi kimseye yedirmeyeceğiz.

Yeniden hep birlikte bağıralım. BİZ HAKLIYIZ, BİZ KAZANACAĞI Z.

YAŞASIN 1 MAYIS! BİJİ YEK GULAN, YAŞASIN İŞÇİNİN, EMEKÇİNİN KARDEŞLİĞİ!

                       ADIYAMAN EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU ADINA

                                                           Mikdat YOLDAŞ

                            TEKGIDA-İŞ SENDİKASI ADIYAMAN ŞUBE BAŞKANI

                                                   TÜRK-İŞ İL TEMSİLCİSİ