ILO’nun araştırmasına göre, Türkiye deprem bölgesinde inşaat ve tarımda iş gücü ihtiyacı öne çıkarken, işgücünde vasıfsız da olsa önemli becerilere sahip işçilere ihtiyaç var.

Artan maliyetler ve finansmana erişim nedeniyle tarımın zor bir süreç yaşadığını ifade eden Antalya, Burdur ve Isparta ticaret borsalarının başkanları OVP ile çözüm istiyor.

En üst düzeyde yapılan açıklamalara bakılırsa tarım destekleri ile ilgili bir kez daha önemli değişiklikler yapılacak.

Dünya mısır üretimi 1,2 milyar tonun üzerinde. Türkiye bu üretimin sadece 8,5 milyon tonunu gerçekleştiriyor.

Tarımda yaşlanan nüfus, gıdanın geleceği için en büyük risk olarak görülüyor. Çiftçilerin yaş ortalaması 58’i geçti.

Haziranda tavuk eti üretimi yüzde 19,7, içme sütü üretimi yüzde 8,9 azaldı. Sektör temsilcileri tavuk ve süt ürünlerinin son bir yılda yüzde 200 zamlandığı hatırlattı.

OECD ve FAO tarafından yayımlanan Tarımsal Görünüm Raporu’na göre dünya nüfusunun 2050 yılında 9.1 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Tarihin en ağır felaketlerinden birini 11 ilde birden yaşayan Türkiye’nin bölgede yeniden kalkınmayı 5 yılda, 150 milyar dolarlık bir maliyetle yaratabileceği tahmin ediliyor.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nden (FAO) deprem felaketinden etkilenen 10 ildeki çiftçilere 25 milyon dolarlık yardım çağrısında bulundu.

Damızlık hayvanların kesimi ile aylarca artmayan et fiyatları geçtiğimiz ay yüzde 30 arttı, yüzde 20 zam yolda. İthalat kararına ise üretici tepkili. “Hayvancılık tamamen biter” diyor.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, et ve süt sektöründe yaşanan sıkıntılara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

Pandemi, hiç düşünmediğimiz şeyleri düşündürmesi, yaşamadığımız durumları yaşatmasının yanı sıra iki yıldır, sağlığın yanı sıra gıdayı dünya gündeminin en önemli sektörü durumuna getirdi.