Tarım ve Orman Bakanlığı gıdada yanıltıcı etiketlere yönelik tedbirler aldı. Bundan sonra “tadında, lezzeti, keyfi ve aromalı” gibi ifadeler kullanılamayacak.

Tüketici fiyatları aylık yüzde 6.7, yıllık yüzde 64.86 arttı.

Yüzde 49 zamlı asgari ücret işçinin eline geçmeye başladı. Buna karşın artış öncesinde asgari ücretin yüzde 16’sına denk gelen alışveriş sepeti şimdiden aynı orana yaklaştı. Tüketiciler, “Maaş artışıyla refah artmaz. Gelir eşitsizliği giderilsin” diyor.

Ocak ayına öyle bir zam furyasıyla başladık ki, daha ayın üçte biri sona erdiğinde gidişatın çok fena olacağının güçlü işaretleri alınır olmuştu.

İktidarın “müjde” olarak duyurduğu 17 bin 2 TL’lik asgari ücret “asgari yaşamı” karşılamaya yetmiyor.

Milyonlarca asgari ücretlinin zamlı maaşı ile emeklilerin ek zamları daha cebe girmeden erimeye başladı. Marketler başta süt ve süt ürünleri olmak üzere 700’ü aşkın ürüne bir gecede zam yaptı.

Şu anda Ekonomi Gazetesi Ankara bürodayım ve cep telefonumdaki hava sıcaklığını kontrol ediyorum; bana diyor ki güneşe aldanma, hava 1 derece fakat hissedilen ise eksi 1 derece…

Bütün tavukla parça tavuk arasındaki fiyat makası açılıyor. Önceki yıllarda bütün tavuk ile parça tavuk arasındaki fiyat farkı 10-15 lira düzeyindeyken, şu an bazı ürünlerde 40 lirayı aşıyor.

Doğru, çok iddialı bir orandan söz ettiğimin farkındayım. Ama mutlaka çift haneli bir düzeye çıkılacağını söylemiyorum, böyle bir endişenin varlığından söz ediyorum.

Enflasyonda 2023 beklendiği gibi bitti, peki ya 2024 beklendiği gibi biter mi?

Her yıla bir atılımla başlanıyor; her yıl belli eşikler aşılıyor, ekonomide, teknolojide büyük başarılara imza atılıyor, demokratikleşmede sürekli mesafe alınıyor.

Ekonomide dünya her geçen hafta daha zor şartları test ederken Türkiye’de yeni ekonomi yönetimi, elinden geleni yapma gayretinde…