Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verileri, yeni tip koronavirüs salgınının (Kovid – 19) gerek çalışanlar, gerekse işletmeler açısından önemli sonuçları olduğunu ortaya koyuyor.

1989 yılında gerçekleşen Bahar Eylemleri, Türkiye tarihinde işçi sınıfının en geniş katılımlı meşru ve demokratik tepkisiydi.

Geride bıraktığımız hafta başında açıklanan ocak ayı enflasyon rakamları, geleceğe yönelik belirsizliği hatırı sayılır ölçüde artırdı.

Enflasyon üretici fiyatlarında yüzde 32´yi aşınca gıda üreticileri de yeni zamlar için harekete geçti.

Özel sektör 24 Haziran seçimleri nedeniyle ertelediği zamları seçimden hemen sonra uygulamaya koyarken, Hükümet’de bir süredir ertelediği zamlar için düğmeye bastı.

Dünyada hiçbir iktidar kendi yurttaşıyla, emekçisiyle bu şekilde dalga geçmemiştir

Uluslararası sendikaların boykot ettiği ILO toplantısı başladı. Toplantıda konuşan Başbakan Yıldırım´ın Sendikalaşmaktan korkmayalım şeklindeki sözlerine sendikalar tepki gösterdi: Binlerce üyemiz işten atıldı. Aklımızla alay ediyorlar.

İki saatle başlayan Tüpraş iş bırakma eylemleri 8 saate çıkarken Şişe Cam, Anadolu Cam ve Trakya Cam´a ait fabrikalarda da grev kararları alındı.

Türkiye halkının, Türk milletinin yüzde 70’inden fazlası işçi, memur, sözleşmeli personel. Ayrıca 6 milyon da işsizimiz var.

Sendikalar, Bakanlar Kurulu´nun grev erteleme yetkisini genişleten değişikliğe tepki gösterdi.

Grevleri yasaklanan Şişecam işçileri, Kristal-İş’ten yapılan “Hukuki süreç lehimize işliyor” açıklaması nedeniyle şimdilik tedirgin bir bekleyiş içinde.

Son günlerde Batı ekonomik basını ısrarla sormaya başladı: Yeni bir kriz dalgası mı? 2007-2008´de ABD´de patlak veren finansal krizin tekrar etme olasılığından söz edilmiyor.