Bol para döneminin sonuna gelindi. Acı reçeteye doğru yol alınıyor. Bu da işsizlik, daralma ve durgunluk demek.

Ekonomik krizler seçimlere yansır. Görmüş geçirmiş, olağanüstü tedbirli ve mantıklı davranan halkımız, ekonomik krizlere cevabını genellikle seçimlerde verir. Halkımızı aptal ve cahil, kendilerini akıllı zannedenler hep yanılır.

Dünya kapitalizmi ekonomik krizi aşmak için emeğe saldırırken, gelirden çaldığı payı arttırmaya devam ediyor. Emekçiler yoksullaşıyor, tüketim-yatırım artmıyor

Gerek dünyadaki, gerekse Avrupa´daki ekonomik kriz ciddi boyutlara ulaştı, Yunanistan ekonomisi iflasın eşiğine geldi, İspanya, Portekiz, İtalya gibi ülkelerde de ciddi sorunlar yaşanıyor.

Küresel kapitalizmin yapısal krizi, iki mali çöküşle (1997, 2007) sarsılarak yoluna devam ederken, geçen günlerde yayımlanan araştırmalar, bu dönemde şiddet olaylarında, savaşlarda görülen artışı anlamamıza yardım edecek veriler sunuyordu.

Ekonomik krizin ardından 2010 yılında dünyada gelişen asgari ücret politikaları her ne kadar ücretlerde belli bir artış getirdiyse de genelde bu yükseliş fiyat hareketlerinin gerisinde kalmıştır.

Son 1 yılda on binlerce esnaf ve çiftçi ile işçiler işlerini kaybetti. Ekonomik kriz yüzünden işçi, esnaf ve çiftçi işini kaybederken istihdam için tek umut kapısı devlet oldu.

Yurttaşlar yoksullaştı, açlık sınırı hiç düşmediği gibi giderek arttı. Yurttaşların bankalara olan borcu her geçen gün artarken faiz kararı bir darbe daha vurdu. Türkiye, ekonomi açısından seçime nasıl gidiyor?

Halkın yarısından fazlasının gündemi ekonomi. Açlık sınırının asgari ücrete dayanmasına ramak kaldı, bir kişinin yaşaması için 25 bin lira şart.

2001 krizinin üzerinden geçen 23 yılın ardından Türkiye ekonomisi bir kez daha krizde. Vatandaşlar ise 2001’i mumla arayacak kadar yoksullaştı.

Türkiye’nin ‘üçüncü nesil bir kriz’ yaşadığını söyleyen Prof. Dr. Yeldan, “Durgun, düşük ücretli, düşük yatırım performanslı, vasıfsızlaştırılmış bir ülke olmanın krizini yaşıyoruz” dedi.

Türkiye ekonomisi 1963’ten beri kamu kesimi için emredici, özel kesim için yol gösterici olan planlı ekonomi ile yönlendirilmekteydi.