TEKGIDA-İŞ Sendikası Genel Yönetim Kurulu, Hak-iş Yönetim Kurulu tarafından “TEKEL eylemine katkı vermekten vazgeçtiklerine” dair açıklamayı değerlendirerek, basına ve kamuoyuna aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:

İDEOLOJİK SUÇLULAR; HAKKINI ARAYANLAR

Bir buçuk ayı aşkın süredir devam eden TEKEL emekçileri direnişi ve diğer emekçilerin bu direnişe dayanışma göstermesi, hatta halkımızın direnişçilerin yanında olması, bugünlerde çok dillendirilen demokratikleşme sözcüğü ve hareketinin gerçek yüzünü açığa çıkarması açısından fevkalade ümit verici bir kıvılcımdır.

Piyasa ekonomisini semirtirken yoksulluk ve ´hak ihlallerinin´ büyüdüğü bir ülkede demokrasinin varlığına ´hak direnişleriyle´ kanaat ederiz.
4 Şubat´taki yasal ´çalışmama hakkının´ kullanarak gerçekleştirilen ´uyarı eylemi´ oldukça göz açıcıydı.

HEDEF: DAHA ÇOK 4/C

Dün, kazanılmış hakları verilmediği için 50 gündür direniş yapan TEKEL işçilerinin 6 federasyonla birlikte iş bıraktıkları büyük gündü.

-TEKEL işçilerine önerdiğimiz parayla çalışacak sokakta dolaşan milyonlarca insan var.

Hükümetle Türk-tş arasında süren görüşme anlaşmazlıkla sonuçlandı

Tekel direnişinde pekişen ve perçin -lenen toplumsal muhalefeti hükümet ´özel sektör sağduyusuyla´ sindirmeye uğraşıyor.
´Şirket devlet´ aklının tek rasyonel yönetim olduğunu savunarak dogmalaştırılmasını izliyoruz.

ZALİMİN ZULMÜ VARSA MAZLUMUN GREVİ VAR…

Bu satırlar yazıldığında henüz Türk İş Başkanı Kumlu’nun Başbakan’la görüşmesi başlamamıştı. Ama son anda bir değişiklik olmazsa, sizler bu satırları okurken görüşme sona ermiş ve TEKEL direnişinin seyri de belirlenmiş olacak.

Havası, suyu, taşı, toprağı ´özelleştirmeler´ için çitlenmiş ülkemizde, Tekel direnişi çevrede görüntü ve ses kirliliği yapmakla suçlandı.
Sermayenin canını sıkacak bu sesler ve görüntüler hala bu ülkede ´sosyal hak arayışının´ varlığını gösterdi.