YAŞAM ODALARI KURULMASI YASAL BİR ZORUNLULUK
Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan, basın toplantısında, Yasal olarak yaşam odası yapma zorunluluğu yok dedi. Yüzlerce işçinin çalıştığı madenleri işleten Gürkan´ın bu açıklaması, düpedüz bir yalandır.
YAŞAM ODALARI KURULMASI YASAL BİR ZORUNLULUK
Onur BAKIR / Sendika Uzmanı
Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan, basın toplantısında, "Yasal olarak yaşam odası yapma zorunluluğu yok" dedi. Yüzlerce işçinin çalıştığı madenleri işleten Gürkan’ın bu açıklaması, düpedüz bir yalandır. Maden patronu, kendini aklamak için yalan söylemektedir. Madenlerde yaşam odası kurulması ile ilgili, yasa ve yönetmeliklerde açık bir düzenleme yer almamaktadır. Ancak bu durum, yasal olarak yaşam odası kurma zorunluluğu olmadığı anlamına gelmemektedir.
Borçlar Kanunu’nun 417. maddesinin 2. fıkrasına göre işverenin işçi sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için "gerekli her türlü önlemi almak" zorundadır, işverenin alması gereken önlemlere ilişkin hiçbir sınırlama yoktur. Yine iş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasına göre işveren "mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil her türlü tedbirin alınması" için çalışma yapmakla yükümlüdür.
Dolayısıyla her iki kanun gereği, işverenin yasal yükümlülüğü, yasa ve yönetmeliklerde açıkça sıralanan önlemleri almak ile sınırlı değildir. İşverenin "gerekli her türlü önlemi alma" sorumluluğu, bilimsel ve teknolojik gelişmeler ile mesleki deneyimin ulaştığı en son duruma göre belirlenir. Yargıtay’ın içtihat niteliğindeki kararları da bu yöndedir. Yani, bir sektörde, işçi sağlığı ve güvenliği bakımından gelinen en son nokta ne ise, en yeni bilimsel yöntemler ve teknolojik olanaklar ne ise, bunların uygulanması yasal bir zorunluluktur, işverenin, ekonomik olanakları ne olursa olsun, işveren buna uygun davranmak ile yükümlüdür.
Dünyanın birçok ülkesinde madenlerde iş kazalarının ortaya çıkması halinde, işçilerin yaşamını kaybetmemesi için güvenli, yaşam odaları kurulmaktadır. Uygulama, yaşam odalarının işçilerin korunması bakımından büyük olanaklar sağladığını gözler önüne sermektedir. 0 halde, bilimin ve teknolojinin geldiği aşama, "yaşam odalarının kurulmasını" zorunlu kılmaktadır. Hal böyle iken, Soma’daki madende "yaşam odalarının olmaması", Borçlar Kanunu ile iş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na aykırıdır, işveren, diğer pek çok yönden olduğu gibi, yaşam odaları bakımından da gerekli önlemleri almayarak, yasalara aykırı davranmış, ayrıca suç işlemiş ve 300’e yakın işçinin ölümüne sebep olmuştur.
Öte yandan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleri de madende yaptıkları teftişlerde, bu yasal yükümlülüğe uyulmadığını tespit etmeyerek ve işverenden bunu istemeyerek, bu suça ortak olmuştur. Son olarak belirtmek gerekir ki, en az işveren kadar AKP hükümeti de yaşam odalarının kurulmamasından sorumludur, işverenler "ben sadece yasada, yönetmelikte açıkça yazan önlemleri alırım, gerisi beni bağlamaz" yaklaşımı içindedir. AKP hükümeti, bu yaklaşımı göz önünde bulundurmayarak, yasa ve yönetmeliklerde açıkça "yaşam odası" zorunluluğu getirmeyerek, bunu işverenlerden istemeyerek, yaşam odası olmayan madenlerin faaliyetini durdurmayarak, bu suça ortak olmuştur. Bu toplu iş cinayetinin, birden çok faili bulunmaktadır…
YARGITAY KARARLARINDAN ÖRNEKLER
"İşverenin, insan yaşamının kutsallığı çerçevesinde sigortalının sağlıklı ve güvenli bir ortamda iş görmesini sağlamakla yükümlü bulunduğu yönü tartışmasızdır. Yasalarda, yönetmeliklerde açıkça gösterilmemiş olsa dahi işverenin işçi sağlığına ve güvenliğine ilişkin gerekli önlemleri almakla yükümlüdür". (Yargıtay, 10.H.D., 4.3.2008, 6310/2821). "işçinin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, bu tedbirin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içinde işverenden istenip istenmeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin böyle bir tedbirin alınmasını gerekli görüp görmediği hususlarıdır" (Yargıtay 10.H.D., 23.3.2010,17190/41779).