Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
20 Mayıs 2024
SİVİL İNİSİYATİF BEŞLİ GİRİŞİMDEN YEDİLİ GİRİŞİME

Türkiye toplumsal tarihinde farklı toplumsal sınıfları temsil eden örgütlerin ilk önemli ve sürekli işbirliği, Beşli Girişim veya Sivil İnisiyatif olarak bilinen ve Türk-İş, DİSK, TESK, TİSK ve TOBB’un oluşturduğu yapıydı.

SİVİL İNİSİYATİF BEŞLİ GİRİŞİMDEN YEDİLİ GİRİŞİME

TEKGIDA-İŞ SENDİKA AKADEMİSİ

1997 yılında 28 Şubat sürecinde yer alan bu örgütlenmenin öyküsü Tekgıda-İş Sendika Akademisi’nin aşağıdaki raporlarında özetlenmişti:

11 Mart 2024, 28 Şubat Sürecinde Türk-İş, DİSK, TESK, TİSK, TOBB İşbirliğine Doğru

18 Mart 2024, 28 Şubat Sürecinde Türk-İş, DİSK, TESK, TİSK, TOBB İşbirliği

25 Mart 2024, 28 Şubat Süreci Sonrasında Beşli Girişim

Tekgıda-İş Sendika Akademisi’nin bu raporunda, 5 örgütten oluşan Sivil İnisiyatif’in içine Hak-İş ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği’ni (TZOB) de alarak 7 örgütlü Sivil İnisiyatif olarak çalışmaları özetlenmektedir. Bir sonraki raporda ise, DİSK’in bu birliktelikten ayrılması sonrasındaki gelişmeler ele alınacaktır.

BEŞLİ GİRİŞİM’İN YENİ ÇABALARI

TÜRK-İŞ, TESK, DİSK, TOBB ve TİSK Genel Başkanları 23 Şubat 1998 tarihinde İstanbul’da bir araya gelerek ortak bir basın açıklaması yaptılar. Basın açıklamasının yayımlanması öncesinde bazı gazetelerin gelişmeleri etkileme çabaları ön plana çıktı. Örneğin, Milli Gazete’nin 17.2.1998 günlü sayısındaki haberin başlığı şöyleydi: “ANASOL-D Hükümeti’ni önce destekleyen TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, DİSK ve TESK hükümete ekonomik muhtıra verecek. Hükümeti zor günler bekliyor.” Bu müdahaleler bu girişimin ne kadar etkili olduğunu gösteriyordu. Ortak bildiride şunlar belirtiliyordu:

“Görüşlerimizin temel amacı, Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararında da belirtildiği üzere, laik bir devletin sürdürülmesi ve demokratik hakların korunmasıdır. (…)

“Amacımız, ekonomik istikrarın ve sosyal barışın sağlanarak, siyasi kurum ve organların görevlerini daha isabetli yapmalarını sağlamaktır. (…)

“Siyasal ve sosyal çıkarları değişik olmasına rağmen, toplumun genel ve ortak çıkarları için bir araya gelen ve toplumun büyük kesimini temsil eden kuruluşlarımız, aynı duyarlılıkla birlikteliğini sürdürecektir. Aynı duyarlılığı Parlamentoya ve Siyasi Partilerimize de önermekteyiz.”

Bu açıklamanın ardından ortaya çıkan yeni gelişmeler ve sürdürülen çeşitli görüşmelerden sonra, 25 Mart 1998 günü daha kapsamlı bir açıklama yapıldı. Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral’in 25 Mart 1998 günü TÜRK-İŞ Genel Merkezi’nde yapılan ortak toplantıda okuduğu ortak metinde şunlar belirtiliyordu:

“Türkiye’nin acil siyasi sorunları, başta irtica olmak üzere, terör, bölücülük ve Devletimizi ele geçirmeye çalışmış olan çeteler; acil ekonomik ve sosyal sorunları ise işsizlik, enflasyon, adaletsiz gelir dağılımı ve yoksulluktur. 55’inci Hükümet, laik ve demokratik cumhuriyetin korunması ve ülkemizin ve halkımızın sorunlarının çözümü için, demokratik güçlerin Cumhuriyet tarihinde görülmemiş desteğiyle kurulmuştur. Üreten kesimler ve Devletimizi ayakta tutan sanayici-işçi-esnaf örgütleri olarak, Parlamento ve hükümetlerin demokrasi düşmanı irticaya karşı açıkladığı mücadele programını bu bağlamda içtenlikle destekliyoruz. Hükümetin bu programı ciddi ve kararlı bir biçimde ödünsüz olarak uygulamasını bekliyoruz. Sivil toplum örgütleri olarak, bu mücadelede üzerimize düşen her türlü görevi yapmaya hazırız.

“İrticanın kaynaklarını kurutmak için sekiz yıl kesintisiz eğitim olumlu, ancak tek başına yeterli olmayacak bir adımdır. Sorunların kaynağı olan enflasyonu, işsizliği, eğitimsizliği, sosyal adaletsizliği, hukuksuzluğu ve insanın devletine olan güvensizliğini düzeltmek gerekmektedir…

“Her türlü yasadışı ve gizli örgütlenmenin Devletimiz içindeki kadrolaşma girişimleri önlenmeli ve tasfiye edilmelidir. Kuruluşlarımız, demokrasi ve çağdaşlaşmanın gereği olarak, inan haklarına aykırı her türlü uygulamanın, işkencenin ve her türlü ayrımcılığın karşısındadır. Kuruluşlarımız, insan haklarını, Türkiye Cumhuriyeti’nin Misak-ı Milli sınırları içindeki üniter devlet yapısının bütünlüğünü ve bağımsızlığını, laik ve demokratik sosyal hukuk devletini, Atatürk ilke ve inkılaplarını ve parlamenter demokratik düzeni korumayı temel görev kabul etmektedir.

“Bütün bu hedeflere demokratik kurallar içinde ve demokrasiyi güçlendirerek ulaşabiliriz. Demokrasi dışı çözüm arayışları çağdışıdır, çözüm üretmek yerine sorunları daha da derinleştirmektedir…

“Hükümet, Türk toplumuna taahhüt ettiği, başta İrtica ile Mücadele Programı olmak üzere, demokratikleşmeyi ve diğer ekonomik ve sosyal reformları gerçekleştirmelidir…”

28 Şubat sürecinin etkisini yitirmesi sonrasında, 5 örgütten oluşan Sivil İnisiyatif, Hak-İş ve TZOB’un da katılımıyla 7’li bir yapıya dönüştü. Ekonomik sorunların arttığı koşullarda, 7 örgütten oluşan Sivil İnisiyatif, ekonomik sorunlara ağırlık vermeye başladı.

SİVİL İNİSİYATİF TOPLANTISI (7 ARALIK 1999)

TÜRK-İŞ, DİSK, HAK-İŞ, TESK, TZOB, TOBB VE TİSK’ten oluşan Sivil İnisiyatif 7 Aralık 1999 günü TİSK Genel Merkezi’nde toplanarak çalışmaların yoğunlaştırılması kararını aldılar. Ayrıca, aynı gün yapılan basın toplantısında Avrupa Birliği’nin Helsinki Zirvesi konusunda hazırlanan bir ortak metin kamuoyuna açıklandı. Böylece, farklı toplumsal sınıfları temsil eden örgütler, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan ilişkileri konusunda ortak bir tavır oluşturdu. Toplantıda 7’li Sivil İnisiyatif’in çalışma esasları da belirlendi. Toplantıda aşağıda belirtilen kararlar alındı:

“Kuruluşlar, Türkiye’nin kalkınması ve sosyal kesimlerin ortak çıkarları için uzun vadeli bir dayanışma ve işbirliği ilişkisi içinde olacaklardır.

“7’li Sivil İnisiyatif hareketi, eşitlik, bağımsızlık, gönüllülük, kararlılık ilkelerine dayanmaktadır.

“7’li Sivil İnisiyatif toplantıları, dönem başkanlığı ve rotasyon esasları ile Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasal konularını görüşmek üzere her ay bir kuruluşta yapılacaktır.

“Kurumsal yapı, ‘Başkanlar Kurulu’ ve ‘Uzmanlar Kurulu’ şeklinde düzenlenmiştir. Uzmanlar, toplantılardan önce bir araya gelerek Başkanlar Kurulu’na bilgi altyapısı ve teknik hazırlık sağlayacaktır.

“Başkanlar Kurulu, şu teknik çalışmaları başlatmıştır: (1) Ekonomik ve Sosyal Konsey’in yapı ve işleyişine dair sorunlar ve öneriler, Konsey’in yasalaştırılması; (2) Kriz yönetiminde sivil toplum örgütlerinin yer almalarına ilişkin hazırlık; (3) İşsizlik Sigortası Fon Yönetimi’nin yapısı ve öneriler.”

TİSK Başkanı Refik Baydur’un “dönem başkanı” imzasıyla Sivil İnisiyatif’in Başbakan Bülent Ecevit’e gönderdiği yazı ile Avrupa Birliği’nin Helsinki Zirvesi ve Türkiye’de Ekonomik ve Sosyal Konsey’in kurulması konusunda yapılan açıklama aşağıda sunulmaktadır:

“Sayın Bülent Ecevit

Başbakan

Ankara

“Sayın Başbakanımız;

“Sivil Toplum Örgütleri olarak Konfederasyonumuz ev sahipliğinde bir araya gelen TOBB, TÜRK-İŞ, TESK, HAK-İŞ, TZOB ve DİSK Başkanları, 10-11 Aralık 1999 tarihleri arasında Helsinki’de yapılacak Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi arifesinde Türkiye-AB ilişkilerine ilişkin görüşlerimizi açıklamak ve Başbakanlığınızdaki Hükümetimizin Zirve’de ülkemizin adaylığı doğrultusunda bir karar çıkartma konusunda gösterdiği diplomatik çabaları tümüyle desteklediğimizi Türk, Avrupa ve Dünya kamuoyuna sunabilmek amacıyla bir Bildiri yayınlamış bulunuyoruz. Türk, Avrupa ve Dünya kamuoyuna duyurduğumuz BİLDİRİ’nin bir örneğini zatıalinize sunmayı ve sivil toplum örgütleri olarak bu vesileyle bir araya gelişimiz sırasında görüş birliğine vardığımız bazı hususları da değerlendirmelerinize takdim etmeyi uygun gördüğümüzü belirtmek isterim.

“Sayın Başbakanım,

“Sivil Toplum Örgütleri olarak bizler; ülkemizin içinde bulunduğu böylesine kritik ortamda Hükümetinize destek olmaya hazırız. Bu desteğimizin öncelikli koşulu sorunları birlikte paylaşmak, birlikte çözüm önerileri oluşturmaktır. Bunun yolunun karşılıklı diyalogdan geçtiğine, bu diyaloğun da en demokratik ve katılımcı platformunun EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY olduğuna inanıyoruz.

“Bizler, Ekonomik ve Sosyal Konsey’in 55. Hükümetimize ve bu vesileyle Zatıalinize de sunduğumuz çerçevede yasal zemine kavuşturulması ve Konsey toplantılarının birkaç saate sıkıştırılarak bilgilendirme niteliğinden çıkartılarak, gerekli tartışma ortamını sağlayacak yapıya dönüştürülmesini talep ediyoruz.

“Bu inancımız nedeniyle EKONOMİK VE SOSYAL KONSEY’in, bugüne değin sürdürüldüğü şekliyle yapılacak toplantılarına katılmak istemiyoruz.

“Bizler, yasal zemine oturtulmuş bir Ekonomik ve Sosyal Konsey’de sorunları tartışmak, problemlerimizi Hükümetimize aktarmak ve müşterek çözüm yolları bulmak arzusundayız.

“Sayın Başbakanım;

“Sivil Toplum Örgütleri olarak bu birlikteliğimizin geçmişten bu yana süregeldiği, geçici olmadığı yüksek malumlarınızdır. Bizler, üstlenmiş olduğumuz görevlerin bilinci içinde hareket eden kuruluşlarımız. Gönüllü olarak bir araya geliyor ve sorunlarımızı ‘görüş birliği’ne varıncaya kadar tartışıyoruz.

“Ekonomik ve Sosyal Konsey konusundaki görüşümüz de bu çabalarımızın bir sonucudur.

“Ekonomik ve Sosyal Konseye ilişkin müşterek görüşümüzün, Başbakanlığınızdaki Hükümetinizce de paylaşılacağı inancıyla bilgilerinize arz ederim.

“Saygılarımla,,

“Yedi Sivil toplum Örgütü Adına

Refik Baydur

Dönem Başkanı”

7 örgütten oluşan Sivil İnisiyatif’in Avrupa Birliği’nin Helsinki Zirvesi’ne ilişkin olarak 7 Aralık 1999 günü kamuoyuna açıkladığı bildiri aşağıda sunulmaktadır:

“Biz, aşağıda imzası bulunan 7 sivil toplum örgütü temsilcileri, 10-11 Aralık 1999 tarihleri arasında Helsinki’de yapılacak Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi arifesinde Türkiye-AB ilişkilerine ilişkin olarak aşağıdaki hususları Türk, Avrupa ve Dünya kamuoylarına duyurmaya karar vermiş bulunuyoruz.

“(1) Avrupa Birliği üyeliği, 76 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin dayandığı yurtta ve dünyada barış, çok partili demokrasi, laiklik, piyasa ekonomisi, sosyal hukuk devleti gibi temel ilkelerin bize gösterdiği bir doğal istikamettir. Bu nedenledir ki, Türkiye-AB ilişkileri neredeyse AB’nin kendisi kadar eskidir.

“(2) Türkiye’nin AB’ne tam üye olma hakkı ve dolayısıyla adaylığı, 1963 yılında imzalanan Ankara Antlaşması’nın 28. maddesiyle açıkla tescil edilmiş, gerek bu metne, gerek 1970 yılında imzalanan Katma Protokol’e ve 1995 yılında alınan 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararları’na dayanan ilişkilerimiz bizi Gümrük Birliği’ne dayalı son döneme kadar getirmiştir. Bu dönemde Türkiye’nin Birlik müktesebatına uyumunun ardından tam üyelik müzakerelerine geçilmesi, yukarıda değinilen hukuki metinlerin bir gereğidir.

“(3) Hal böyle iken, ülkemizin 1997 yılı Aralık ayında yapılan Lüksemburg Zirvesi’nde AB yeni genişleme sürecinin adayı olacak ülkeler listesine alınmaması, gerek Türk kamuoyunun, gerek temsil ettiğimiz sivil toplum örgütlerinin haklı tepkilerine neden olmuştur.

“(4) Bu çerçevede, 7 sivil toplum örgütü olarak, Hükümetimizin 10-11 Aralık 1999 tarihlerinde Helsinki’de yapılacak Zirve’de ülkemizin adaylığı doğrultusunda bir arar çıkartma konusunda gösterdiği diplomatik çabaları tümüyle destekliyoruz. Türkiye’nin adaylığının bu kez açıkça tescili, AB tarafı ile yapılan bir hukuki yanlışlığın düzeltilmesi anlamını taşıyacağı gibi, Türkiye’de de tam üyelik doğrultusundaki çabalarını hızlandırma ve eksikliklerini giderme fırsatını verecektir. Bu suretle Türkiye’ye demokratikleşme ve insan hakları konusunda daha fazla gelişme ile başarılarını ortaya koyma olanağı sağlayacaktır.

“(5) Türkiye’nin adaylığının Kopenhag kriterleri dışında, Türk-Yunan ilişkileri, özellikle Kıbrıs sorunu gibi birtakım koşullara bağlanması, tarafımızdan kabul edilemez bulunmaktadır. Türkiye’nin AB adaylığının tescilinin, bu sorunların çözümünü kolaylaştıracağına da samimiyetle inanıyoruz.

“(6) Aksi davranışın, yani Türkiye’nin aday ülkeler arasına alınmayışının çeşitli olumsuzlukları beraberinde getireceği tabiidir. Bu olumsuzluklara yalnız Türkiye’nin katlanmayacağı da ortadadır. AB’nin dışında bırakılmış bir Türkiye kendi çağdaşlaşma modeli doğrultusunda gelişmesini sürdürmeye devam edecektir ama, böyle bir Türkiye’yi bünyesine katamamış Avrupa’nın siyasi, ekonomik ve sosyal açılardan çeşitli eksiklik ve risklere sürekli biçimde katlanması kaçınılmaz olacaktır.

“(7) Avrupa’nın yeni bir yılın eşiğinde bu eksiklik ve risklerin analizini herkesten iyi yapabileceği ve yapması gerektiği inancıyla ve ortak geleceğimizi birlikte inşa etme hedefine bağlılığımızı teyiden, Helsinki Zirvesi’nde Türkiye’nin adaylığı doğrultusunda bir karar alınmasının önemine bir kez daha dikkatleri çekmek isteriz. 7.12.1999.”

Bu metin TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Refik Baydur, TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Miras, Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral, TESK Genel Başkanı Derviş Günday, Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, TZOB Başkanı Faruk Yücel ve DİSK Genel Başkanı Vahdettin Karabay tarafından imzalandı.

SİVİL İNİSİYATİF TOPLANTISI (18 OCAK 2000)

Bu dönemde Sivil İnisiyatif’in yanı sıra önemli diğer örgütlenme, 14 Temmuz 1999 tarihinde oluşturulan Emek Platformu idi. Türk-İş, DİSK ve Hak-İş, hem Emek Platformu, hem de 7’li Sivil İnisiyatif içinde yer alarak işbirliklerini sürdürdüler.

18 Ocak 2000 günü HAK-İŞ Genel Merkezi’nde yapılan Sivil İnisiyatif Başkanlar Kurulu toplantısı, HAK-İŞ Genel Başkanı Salim Uslu’nun konuşmasıyla açıldı. Sivil İnisiyatifi oluşturan örgütler, Türkiye’nin ve halkın sorunlarına ortak çözümler geliştirme çabalarını yoğunlaştırdı. Toplantı sonrasında kamuoyuna aşağıdaki bildiri yayımlandı:

“Türkiye’nin en yüksek temsil gücüne sahip olan, Eşitlik, Bağımsızlık, Gönüllülük ve Kararlılık ilkeleri etrafında bir araya gelen sivil toplum örgütleri; HAK-İŞ, TOBB, TÜRK-İŞ, TESK, TZOB, DİSK ve TİSK’in Başkanları 18 Ocak 2000 tarihinde HAK-İŞ’in ev sahipliğinde toplanarak, diyaloğun, dayanışmanın ve işbirliğinin önemini vurgulamış ve aşağıdaki kararları almışlardır:

“(1) 7’li Sivil İnisiyatif, ESK’nın çalışma usul ve esasları hakkında 7 başkanın imzasıyla hükümete, sunulan taslağın takipçisi olacaktır.

“(2) Demokratikleşme sürecinde sivil toplum kuruluşları daha önemli ve aktif bir rol oynamaktadır ve oynayacaktır. Bu çabalarımız, ülkemizin AB’ye tam üyelik sürecine de katkı sağlayacaktır.

“(3) Kuruluşlarımız, ülkeye gerektiği gibi hizmet edebilmeleri için bağımsız ve güçlü olmalıdırlar. Bu süreç içerisinde sivil toplum örgütlerinin, mevcut imkan, görev ve yetkilerini kısıtlamaya yönelik kimi girişimlerden vazgeçilmelidir. Ayrıca sivil toplum kuruluşlarının kuruluş yasalarında mevcut bazı müdahaleci düzenlemelerin ayıklanması ülkemizdeki demokratikleşme sürecinin de bir gereğidir.

“(4) 7’li Sivil İnisiyatif kuruluşlarımız ile hükümet arasında daha yakın, işlevsel ve verimli bir çalışma ortamının sağlanması için hükümet nezdinde gerekli girişimlerde bulunacaktır. Bu çerçevede kuruluşlarımız ile hükümet arasında güçlü bir diyalog mekanizmasının kurulmasını istiyoruz.

“(5) Aşağıda öncelikle sıralanan konularda Uzmanlar Kurulu tarafından çalışma yapılarak, Başkanlar Kurulu’na sunulacak ve uygun görülmesi halinde sonuçlar daha sonra hükümete ve kamuoyunun bilgisine sunulacaktır.

“Sivil toplum kuruluşları üzerindeki devlet denetimine ilişkin değişiklik önerileri,

“Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlıkları sürdürülen yasa taslakları,

“Yerel Yönetimler Yasası,

“İş Ahlakı,

“Türkiye’nin Dış Tanıtımı,

“Ulusal İstihdam Politikasının Oluşturulması,

“Ekonomik Politikalar ve Gelişmeler: Ekonomik Paket: Çeşitli Toplum Kesimlerine Etkileri; Ücretler ve Fiyatlar Dengesi, Vergi İadesi Sisteminin Çarpıklığı ve Sorunlar; Zorunlu Tasarruf Uygulaması ve Konut Edindirme Yardımının Durumu;

“Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne Üyelik Sürecinde Sosyal Partnerlerin ve Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü konulu ve Uluslararası Sempozyumun düzenlenmesi,

“Demokratikleşme çabaları çerçevesinde Anayasa, Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası.

“(6) 7’li Sivil İnisiyatifin gelecek Zirve toplantısı, 24 Şubat 2000 Perşembe günü saat 14.00’de TOBB’un dönem başkanlığı ve ev sahipliğinde yapılacaktır.”

2000 yılında Sivil İnisiyatifin çalışmalarında bir yoğunlaşma yaşandı. Ancak DİSK, 21 Şubat 2000 günü taraflara gönderdiği bir yazı ile, özellikle Ekonomik ve Sosyal Konsey’in yapısı konusundaki görüş farklılıkları nedeniyle, Sivil İnisiyatif’ten ayrıldığını belirtti. DİSK’in açıklaması şu şekildedir:

“Ekonomik ve Sosyal Konsey konusunda bir sonuca ulaşılmadan atılacak adımlar Sosyal Konsey’in arzulanan biçimde kurulmasının önünde engel oluşturacaktır. DİSK, bu nedenle, 7’li Sivil İnisiyatif’in sürdürdüğü faaliyetlerde yer almayacaktır.”

DİSK’in Sivil İnisiyatif’ten ayrılması konusunda, Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu şu değerlendirmeyi yaptı:

“DİSK’in inisiyatiften çekilme kararını doğrusu hayretle izliyorum. Bu tavır, ilkesel bir tavır ise çok daha önce açıklanması gerekirken, özellikle ziyaret günlerine denk getiren bir zamanlama yaparsa kamuoyu gündeminde olmak bence ilkeli ve çağdaş bir yaklaşım değil.” (Yeni Şafak, 22 Şubat 2000)

Sivil İnisiyatif bu tarihten sonra çalışmalarını 6 örgüt olarak sürdürdü. Bu dönemin çalışmaları, Tekgıda-İş Sendika Akademisi’nin bir sonraki raporunda özetlenecektir.

DİĞER HABERLER
ÇALIŞMA BAKANLIĞINA ÇAĞRI
ÇALIŞMA BAKANLIĞINA ÇAĞRI

Ürdünlü şirketin 2021’de satın aldığı Polonez fabrikasında, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hiçe sayıldı. Önce sendikalı 13 işçi, sonra ona destek olan 100 işçi ekmeklerinden edildi. Emekçiler, bu kanunsuzluğa göz yumulmamasını istedi.

POLONEZ’DE İŞÇİ KIYIMI
POLONEZ’DE İŞÇİ KIYIMI

İstanbul Çatalca’da Polonez fabrikasında Tekgıda-İş’e üye olmalarının ardından 22 Temmuz’da 13 kişiyle başlayan işten çıkarmalar önceki gün 100’ü aştı.

İŞ GÜVENCESİ VE İŞTEN ÇIKARMADA GEÇERLİ NEDENLER
İŞ GÜVENCESİ VE İŞTEN ÇIKARMADA GEÇERLİ NEDENLER

İşyerimizde yaşı ve özel durumu itibariyle işten ayrılmak isteyen bir kadın çalışanımız var. İşverenimiz bu kişiye tazminatlı olarak çıkış yapmak istiyor ve ödediği tazminatı kanuni olarak da göstermek istiyor. Bu durumda iş kanununun hangi maddesine istinaden çıkış işlemini yapabiliriz?

BASIN AÇIKLAMASINA ÇAĞRI
BASIN AÇIKLAMASINA ÇAĞRI

İstanbul Çatalca’da kurulu bulunan Polonez Fabrikasında işveren, daha iyi bir ücret alabilmek ve insana yaraşır koşullarda çalışabilmek için sendikaya üye olan işçilerden 13’ünü işten çıkardı.