Yoksulluğun ulaştığı boyut sağlık primi ödemelerine yansıdı.

Enflasyon, TL’deki değer kaybı alım gücündeki erimeyi artırmaya devam ediyor.

Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşçu, yaşanan ekonomik kriz hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Ağustos 2021’den itibaren düşük faiz politikasına geçilmesiyle başlayan enflasyon artışı, hayat pahalılığı, döviz kurlarının yükselmesi vatandaş olarak hepimizi ekonomideki gelişmeleri her gün değil neredeyse her saat takip eder hale getirdi.

Derinleşen ekonomik kriz yurttaşın sağlığını da bozuyor.

Genel sağlık sigortası primini ödeyemeyenler için, yılın ilk dokuz ayında bütçeden 22.2 milyar lira harcandı.

Dünya Bankası’nın projeksiyonlarına göre Covid-19 salgınıyla birlikte Türkiye’nin de aralarında bulunduğu yüksek orta gelir kategorisindeki ülkelerde geliri günlük 5.50 doların altında bulunanların sayısı 177 milyon artacak.

Yoksulluk kısır döngüsüne giren ülkeler, bu döngüden ancak sürünerek çıkabilirler. Dünya ekonomik konjonktüründe iyileşme, uygulanan politikalar, yeni bir adım (söz gelimi bilgi teknolojisinde uzmanlaşma) ve organik tarım gibi adımlar, çıkış imkanlarını artırabilir.

Ayata, koronavirüs salgınıyla ekonominin daha da küçüldüğünü belirterek “Sosyal yardımlar, devasa boyutlara ulaşan işsizlik ve yoksulluk sorunu karşısında cüce kalacak” dedi.

Mevsimlik tarım işçileri. Tarımsal üretimin vazgeçilmezleri. Görünmez kahramanlar. Ama en yoksul kesim.

Bir insanın temel haklarından biri asgariden dünya nimetlerinden yararlanacak bir işe ve gelire sahip olmasıdır.

AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana dar gelirli ve yoksul halk kesimine 374 milyar liralık sosyal harcama yapılmasına rağmen yoksulluk azalmadı, arttı.