Siyasi iktidarların Milletin ortak malı olan kamu kaynaklarını mevzuatta yer aldığı gibi basiretli bir tüccar gibi kullanması gerekir.

Demokrasi denilince, Biz ‘’iki dövlet tek milletiz ‘’ diyen rahmetli Aliyev ile ilgili Azerbaycan’ da bir yakıştırma yapılır;

Satışa çıkarılan 14 şeker fabrikası ile ilgili önemli ayrıntılara ulaşıldı. Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ bünyesinde “fabrika yapan fabrikalar” olmasına ve fabrikaları modernize edecek olanaklar bulunmasına rağmen satışa çıkarılan fabrikalarla ilgili bilerek modernize edilmediği öne sürüldü.

SGK, sağlık gelirleri giderlerinden fazla olduğu halde, yurttaş her geçen gün daha fazla sağlık harcamasına zorlanıyor.

Resmi rakamlar, insanların artık en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale geldiklerini gösteriyor.

Türkiye 17-25 Aralık 2013 ‘ten sonra Hukukun üstünlüğünde yargı bağımsızlığında hızla gerilemeye başladı.

Dünkü Resmi Gazete’de “muhtaçlar” ile ilgili bir Bakanlar Kurulu kararnamesi yayımlandı. Muhtaç ailelere ısınma amaçlı kömür yardımı öngören bu düzenleme 81 ilde milyonlarca eve, 500’er kg kömürün bedelsiz dağıtımını sağlayacak.

Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) performans denetimi sonuçlarını ve bulgularını içeren 2016 Sayıştay denetim raporu tartışma yarattı.

Bazı işverenlerin, ilave istihdam şartını yerine getirmediği halde prim teşvikinden yararlandıkları ortaya çıktı. Devletin bu şekilde 3.206 işyerine 8.9 milyon lira usulsüz teşvik verdiği belirlendi.

Bugüne kadar, siyasi iktidarlar devlete hep ideolojik pencereden baktılar. 1980 ihtilalinden sonra, Özal döneminde devlete zorunlu kötülük olarak bakıldı. Piyasa düzenini ve haksız rekabet yarattığı öne sürüldü.

Sayıştay, İşsizlik Sigortası Fonu´ndan Yönetim Kurulu kararı olmadan 996 milyon lira harcama yapıldığını tespit etti. Çalışma Bakanlığı ise inkâr yoluna gitti.

Referandum sırasında ve öncesinde son bir yıldır, birçok vergi ertelendi, birçok malda KDV indirimi yapıldı, bazı vergilere af getirildi.