14.07.2011
EN TEMEL HAKKI KALDIRIYORLAR
Hükümet programı: Kıdem tazminatı kaldırılacak.En temel hakkı kaldırıyorlar.İşçi için kıdem tazminatı her şeyden önce çalışma güvencesi demek…
22.06.2011
SOSYAL HAKLARA TIRPAN
Kasım 2002’de iktidara gelen AKP, 2003 yılından itibaren çalışma yaşamında ciddi hak kayıplarına yol açacak düzenlemeler yaptı
16.06.2011
ILO, HÜKÜMETTEN, ZAMAN ÇİZELGESİ İSTEDİ
Sendikaya üye olan işçilerin işten atılmaları nedeniyle örgütlenmenin neredeyse imkansız hale geldiğini söyleyen Türk -İş Uluslararası İlişkiler Uzmanı Uğraş Gök Türkiye´de son derece yaygın hale gelen esnek çalışma, taşeronlaşma ve kayıt dışı istihdam sendikasızlaştırmanın aracı olarak kullanılmaktadır dedi.
13.06.2011
ILO, TÜRKİYE’DEN SENDİKAL HAKLARA ÖZGÜRLÜK İSTEDİ
Uluslararası Çalışma Örgütü Aplikasyon Komitesi, hükümetten, örgütlenme özgürlüğü konusunda atılacak adımların izlenebilmesi için net bir zaman çizelgesi ile birlikte eylem planı sunmasını ve ILO´nun devam eden teknik yardımının kullanmasını istedi
10.06.2011
KAMU TİS’LERİ VE TÜRK-İŞ YÖNETİMİ
Kamu toplusözleşmelerinde tıkanma ve Türk-İş üst yönetimi ve hükümetin, sözleşme görüşmelerini sürüncemede bırakarak bir oldubittiye getirme tutumu işçiler tarafından protesto ediliyor.
Geçtiğimiz haftalarda, Petrol-İş üyesi kamuda çalışan işçilerin “işe geç başlama” eyleminden sonra, son birkaç gündür de Harb-İş üyesi işçiler sokağa çıkarak hükümetin ve Türk-İş üst yönetiminin tutumuna karşı tepkilerini ifade ediyorlar.
Burada, artık “sermaye yanlılığı”, “emek düşmanlığı” tescilli bir hükümetin sözleşme görüşmelerinde ayak sürümesi, esnek çalışma dayatmalarında, taşeronlaştırma girişimlerinde, işçilerin örgütlü gücünü dağıtacak maddelerde ısrar etmesi anlaşılırdır! Ama Türkiye’nin en büyük konfederasyonu olarak Türk-İş üst yönetiminin hükümetin bu tutumunda birleşmesi ve sendikalardan, şubelerden ve geniş işçi tabanından gelen tepkilere rağmen hükümetin peşinden sürüklenmesi anlaşılır değildir. Tabi, eğer ki, Türk-İş üst yönetimi bu TİS sürecini işçilerin hükümetin ve sermayenin dayatmalarına boyun eğdirmek isteyen tutumunda hükümetle anlaşmış değilse!
Ne var ki bugün Türk-İş üst yönetiminin kazandığı bileşim ve en azından geçtiğimiz yılki TEKEL işçilerinin Ankara eyleminden sonra hükümetle iş birliğinde atılan adımlar dikkate alındığında Türk-İş üst yönetiminin tutumunu, bilinçsiz ve plansızca atılmış bir tutum olarak açıklayamayız. Tersine bu durumu, Türk-İş’in son genel kurulda AKP’nin “Türk-İş’i hükümetin arka bahçesi” yapma planında başarılı olmasının bir sonucu olarak görmek gerekir.
Onun içindir ki, alanlara çıkan Harb-İş üyesi işçiler (Ve onları desteklemek için alana gelen diğer iş kollarından işçiler ve sendikacılar) tepkilerini asıl olarak Türk-İş üst yönetimine yöneltmişler, bu tutumlarını “Türk-İş istifa!” sloganlarını sıkça haykırarak göstermişlerdir.
Bu köşede daha önce de çeşitli vesilelerle ifade edildi; kamuda TİS’ler, sadece kamu işçileri için değil özel sektör de dahil tüm işçilerin ve kamu emekçilerinin yakında başlayacak TİS görüşmeleri içinde referans olacağından tüm işçi sınıfı ve emekçiler için önemlidir.
O zaman işçi ve kamu emekçisi sendikaları, ve konfederasyonları bu öneme uygun olarak davranmak zorundadır.
Kamudaki sözleşmelerin önemine ek olarak; ağustosta kamu emekçilerinin ilk TİS görüşmelerinin başlayacağı ve bu yılın sonunda Türk-İş’in olağan genel kurulu olacağı dikkate alındığında; şunlar ayrıca önem kazanmaktadır.
1) Bugün kamudaki sözleşmelerin doğrudan muhatabı olan iş kollarında, şubeler düzeyinde birleşmesi ve ildeki bütün diğer iş kollarından sendikaların şubeleriyle mümkün olduğu kadar geniş bir ittifak içinde mücadeleyi örgütlemeleri belirleyici önemdedir. Bu yapılmazsa sorunun gündemde bile tutulamayacağı Petrol-İş ve Harb-İş’in eylemleriyle görülmüştür.
2) Tes-İş başta olmak üzere Türk-İş’e bağlı sendikaların önemli bir bölümü, Türk-İş üst yönetimiyle aynı çizgidedir. Bu yüzden de Türk-İş’e bağlı ve Türk-İş’i mücadeleci sendikacılık çizgisine çekmek için ortak hareket edeceğini ilan eden sendikalar, bu sözleşmelerin yürütülmesinde de öne çıkmak, Türk-İş’in genel kurulunu bu TİS mücadelesi etrafında örgütlemek, hükümetçi sendikacılık anlayışını bu mücadele içinde tasfiye etmeyi amaçlayan bir tutum almak durumundadırlar. Aksi halde iddiaları sadece iddia düzeyinde kalır.
3) Bu TİS mücadelesi, kamu emekçilerini TİS ve grev hakkı mücadelesiyle birleştirmemek, işçi ve kamu emekçisi sendikalarının ortak mücadelesine dönüştürmeyi ihmal etmek bir adım sonrasını hesap etmeyen bir tutumu olur. Tersine bu birliğin sağlaması için dönem son derece uygundur. Türk-İş içinde birleşen 11 sendika bu gerçekliği de hesap etmek durumundadır.
Seçimin sonucunun ne olacağı elbette sürecin kolay ya da zorluklarının artırıcı olması bakımından önemlidir. Ancak bugünkü koşullarda sürecin zorluklarla dolu olacağını, uzlaşmacı, hükümet yandaşı sendikacılıkla hesaplaşma içinde sendikaların dönüşebileceğini de görmek gerekir.
09.05.2011
1 SAATLİK DÜŞÜŞ, 231 BİN KİŞİYE İŞ
Çok çalışıp, az tatil yapıyoruz oysa çalışma süreleri azalırsa istihdam artar!
04.04.2011
‘İŞ GÜVENCESİ İSTİYORUZ’
Ankara’da bir araya gelen binlerce emekçi, çalışma koşullarını protesto etti
24.02.2011
AKP’NİN KILAVUZLARI
AKP Hükümetinin 8.5 yıldır iktidarı boyunca en istikrarlı ve kararlı hareket ettiği, istediği yasaları hızla çıkardığı alanların başında çalışma yaşamına ilişkin düzenlemeler geliyor.
13.12.2010
AKP ILO’YA BİLGİ VERMİYOR
Hükümet, çalışma yaşamında köklü değişiklikler getiren tasarılar hakkında Uluslararası Çalışma Örgütü’nü bilgilendirmiyor
26.11.2010
GÜVENCESİZLİĞİN DANİSKASI GELİYOR
Çalışma Bakanlığı güvencesiz ve esnek çalışmayı daha da artıracak İş Yasası değişiklikleri için kolları sıvadı.
14.10.2010
İSTİHDAM YALANLARI
Son yıllarda Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) resmi rakamlarına baktığımızda sigortasız, kayıt dışı çalışmada ciddi bir artışın yaşandığı, buna bağlı olarak da istihdam oranlarının artma yönünde istikrarsızlık gösterdiği görülüyor.