Gıda fiyatları iklim krizi, savaş ve ekonomik krizler nedeniyle artmaya devam ediyor. Dünya Bankası’nın son verilerine göre yoksul ülkelerde artış daha da vahim. Türkiye ise gıda enflasyonunda 4’üncü sırada.

FAO raporuna göre, küresel gıda fiyatları eylülde bir önceki aya kıyasla 0,1 puan düşüşle 121,5 puan oldu. Türkiye’de yıllık enflasyon işlenmemiş gıdada 2,53 puan artışla 96,17’ye, işlenmiş gıdada 2,15 puan artarak yüzde 59,95’e yükselmişti.

ITUC Küresel Haklar Endeksi’ne göre dünyada işçi hakları saldırı altında. Temel sendikal haklar gasp ediliyor hak arayışları cezalarla engellenmek isteniyor. 149 ülkeyi kapsayan araştırmada en kötü 10 ülke içinde Türkiye de var.

Yerli üretim ve hayvancılığı desteklemek yerine iktidar ithalata yönelirken, Türkiye’de tarım ve gıda sektörü, son yıllarda pek çok sorunla karşı karşıya.

Hasat dönemini yükselen girdi fiyatlarıyla geçiren üreticilerin yeni sezon umudu, zamlarla yok oluyor.

Küresel gıda fiyatları son iki yılın en düşük seviyesine indi. Dünya çapında ağustosta et, süt, ayçiçek yağı, tahıl fiyatları geriledi. Gıda fiyatlarının 36 aydır aralıksız arttığı Türkiye, OECD ülkeleri arasında uzak ara birinci sırada.

Türkiye ekonomisinin kronikleşmiş iki sorunu, döviz ihtiyacı ve devlet bütçesindeki açıktır. Yüksek oranlı enflasyon, yüksek döviz kuru ve yüksek faiz oranı ile bu kronikleşmiş sorunlar birbirini karşılıklı olarak etkilemektedir.

Türkiye’de 2023- 2024 yılı narenciye rekoltesinde artış bekleniyor.

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) mısır alım fiyatlarını açıkladı. Buna göre kurum mısır alım fiyatının ton başına 6 bin TL olarak belirledi.

Dünya mısır üretimi 1,2 milyar tonun üzerinde. Türkiye bu üretimin sadece 8,5 milyon tonunu gerçekleştiriyor.

Yaşanan kuraklık, Trakya’da ayçiçeği üreticisinden sonra çeltik üreticisini de düşündürmeye başladı.

Pek çok tarım ürününün dünyaya yayıldığı Anadolu toprakları artık bizi doyurmaya yetmiyor. Türkiye artık, temel gıda ürünlerini bile ithal etmeye başladı. Gıda fiyatları ise bir yılda yüzde 61 arttı.