Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
02 Mart 2011
KÜRESEL GIDA KRİZİNE DOĞRU

Küresel gıda fiyatları 2007 yılından bu yana hızlı bir yükselme içerisinde. Özellikle son üç ay boyunca buğday, mısır, darı, pirinç gibi temel gıda maddelerin fiyatlarında yeni bir ivmelenmeyle karşı karşıyayız.

KÜRESEL GIDA KRİZİNE DOĞRU

Küresel gıda fiyatları 2007 yılından bu yana hızlı bir yükselme içerisinde. Özellikle son üç ay boyunca buğday, mısır, darı, pirinç gibi temel gıda maddelerin fiyatlarında yeni bir ivmelenmeyle karşı karşıyayız. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre gıda fiyatları endeksi 2006da yüzde 12, 2007de yüzde 24 ve 2008de de yüzde 50 artış gösterdi. Sadece son bir ay içinde yüzde 3.4 artan gıda fiyatları endeksi, izlenmeye başlandığı 1990 yılından bu yana zirve noktasında duruyor. Dünya Bankası verileri de aynı yönde gelişmelere işaret ediyor: özellikle güneyin gelişmekte olan ekonomilerinde son üç yılda fiyat artışlarının buğdayda yüzde 130; soya fasulyesinde yüzde 87; pirinçte ise yüzde 74e ulaştığı vurgulanmakta.

Dünya Bankası, gıda fiyatlarındaki yükselme sonucunda dünyada (günde 1.25 dolar altında gelir ile) mutlak yoksulluk yaşayan insan sayısında haziran ayından bu yana 44 milyonluk bir artış olduğunu belgeledi. FAOya göre de gıda krizinin derinleşmesi sonucunda yetersiz beslenme ve açlık yoksulluğu yaşayanların sayısı sadece 2008de 75 milyon artarak 925 milyon kişi oldu. FAO tahminlerine göre, verili eğilimler sürdüğü takdirde bu rakam 2017 yılında 1.2 milyar kişiye ulaşacak.

Bütün bu gözlemler altında, yazımızın bulgularını baştan vurgulamak istiyorum: Söz konusu veriler küresel kapitalizmin başka bir boyutta sürmekte olduğunun açık bir göstergesidir. Küresel kapitalizm 20. yüzyılın son çeyreğinden başlayarak uzun dönemli ve yapısal nitelikli, devrevi krizlerinden bir yenisine sürüklenmiş durumdadır. Küresel sermaye bu krizi önceleri üçüncü dünyanın azgelişmiş ülkelerini borç tuzağı içine çekerek başlattığı ve neoliberal modelin saldırılarıyla güçlendirdiği özelleştirme politikalarıyla, bu ülkelerin kamusal varlıklarını yağmalamayla aşmaya çalışmış; daha sonra dotcom diye anılan internet köpüğü ve nihayet gayrimenkul piyasalarındaki spekülatif köpükler aracılığıyla ertelemeye çalışmıştır. Gezegenimizin kaynaklarını birer ticari meta ve spekülasyon aracı olarak değerlendirme çabası mevcut gıda krizinin de ana nedenidir.

***

Gıda fiyatlarındaki yükselişin kısa dönemdeki konjonktürel veriler ışığında teknik iktisadi açıklamaları kuşkusuz yapılabilir. İktisat biliminin iflah olmaz tam rekabet varsayımını veri alarak, dünya piyasalarındaki arz ve talep koşullarına bağlı açıklamalar, gıda fiyatlarını Çin ve Hindistanda büyüyen orta sınıfların yarattığı talep baskılarına; mevsimsel etkilere; veya petrol fiyatlarındaki artışın tarımsal üretimde yarattığı maliyet baskılarına dayandırılmaktadır.

Oysa bütün bu gerekçeler, bir bütün olarak ele alındığında sorunun temelinde yatan öğeleri açıklamaktan uzak kalmaktadır. Zira her şeyden önce, mevcut gıda krizi üretim eksikliğinden değil, dünya çapında yaşanan yoksullaşmanın ve mülksüzleşmenin doğurduğu talep edememe olgusuna dayanmaktadır. Neoliberal serbestleştirme, özelleştirme, kuralsızlaştırma modeline dayalı mevcut gıda ve tarım politikaları, bir yanda mülksüzleşen kırsal köylü nüfusun kitleler halinde kentlerin varoşlarına dışlanmış, enformalleştirilmiş kentli yoksullar halinde yığılmasına; diğer yanda ise gıda sektörünün üretim ve dağıtım zincirinin hemen her halkasını denetleyen, tayınlayan, fiyatlandıran ve spekülatif ileri piyasalarda yönlendiren tekelci ulus-ötesi şirketlerin daha da güçlenmesine yol açmaktadır.

Elimizdeki verilere göre, günümüzde gıda ve tarımsal sanayiler küresel meta zincirinin daha ilk halkasında, tohum üretimi ve pazarlanmasında, konumlanan on büyük şirket (Monsanto, DuPont, Syngenta, Bayer vd.) tohum piyasasının yarısından fazlasını kontrol etmektedir. Bunun devamı olarak sayılabilecek zirai ilaçlama ve gübre sektörlerinde ise on ulus-ötesi şirket küresel piyasanın yüzde 84ünü elinde tutmaktadır. Dağıtım ve pazarlama aşamalarında da benzer eğilimler mevcuttur. Avrupa piyasalarında on büyük ulus-ötesi şirketin dağıtım şebekeleri pazarın yüzde 45ini kontrol etmekte olup, mevcut hipermarketleşme eğilimleri altında önümüzdeki 15 yıl içinde bu oranın yüzde 75e ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Küresel meta zincirlerindeki bu yoğun tekelleşme, kimin, neyi, hangi piyasada ve hangi fiyattan tüketebileceği kararının verilmesinde ana belirleyici unsurdur. Diğer yandan, Avrupa Birliği, ABD ve Kanada gibi kuzeyin zengin ülkelerinde izlenen tarımsal destek ve teşviklendirme politikaları tüm dünyanın tarımsal hammadde kaynaklarını bu ülkelere çekmekte ve dünya pazarlarında çarpık ve sürdürülemez bir üretim deseni oluşturmaktadır. Tarımsal destekler, tarım sanayileri sektörü toplam katma değerinin ABDde yüzde 25ine, AB ülkelerinde ise yüzde 40ına ulaşmakta ve nihai olarak, gene üretim-ana girdiler ve dağıtım safhalarını ellerinde bulunduran büyük tarım tekellerinin kârlarını desteklemektedir.

***

Derinleşen gıda krizinin, tüm boyutlarıyla ele alındığında, aslında küresel kapitalizmin büyük durgunluğunun bir parçası olduğu anlaşılmaktadır. Gıda fiyatlarındaki ivmelenme dalgasını salt arz ve talep dalgalanmalarıyla ve 18. yüzyıl liberal öğretisinin tam rekabet varsayımlarıyla açıklayacak kadar saf olmamalıyız.

Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi

DİĞER HABERLER
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE
YIKIMIN FATURASI EMEKÇİ İLE EMEKLİYE

OCAK’TA açıklanan 17 bin 2 TL’lik asgari ücrette döviz kurları nedeniyle meydana gelen kayıp 1.612 TL’ye ulaştı. En düşük memur maaşı ise 3 bin 94 TL eridi. 10 bin TL’lik en düşük emekli maaşı ise 399 dolardan 310 dolara geriledi.

YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU
YAŞLININ KADERİ YOKSULLUK OLDU

Derinleşen ekonomik kriz ve hayat pahalılığı yaşlıları yoksulluğa mahkûm etti. TÜİK verilerine göre yaşlılarda yoksulluk patlaması yaşandı. Ülkedeki yaşlılarda yoksulluk oranı 4 yılda yüzde 7,5 arttı.

İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR
İŞSİZLİK YENİDEN KRİTİK SORUNLARDAN BİRİ OLABİLİR

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, gelecek aylarda istihdamın seyrinin, büyümedeki yavaşlamanın keskinliği ve süresine bağlı olarak şekilleneceğine dikkat çekerek, “İşsizliğin Türkiye ekonomisinde yeniden kritik sorunlardan biri olması ihtimal dahilinde” uyarısında bulundu.

ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?
ÜCRETİ ÖDENMEYEN VEYA EKSİK ÖDENEN İŞÇİ NE YAPABİLİR?

Ekonomik kriz derinleştikçe toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçilerin ücret ve yan ödemelerinin ödenmesinde giderek artan sıkıntılar yaşanacağı açıkça görülüyor.