Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
07 Şubat 2011
EMEKÇİNİN HAKLARI

Iktidann çıkardığı her yasa, o yasanın konusu olan grupların tepkisine yol açıyor. Doktorlar için çıkarılan yasa doktorlann protestosuna, işçiler için çıkarılan yasa işçilerin protestosuna, yüksek yargı için çıkanlan yasa yüksek yargının protestosuna neden oluyor.

EMEKÇİNİN HAKLARI

Iktidann çıkardığı her yasa, o yasanın konusu olan grupların tepkisine yol açıyor. Doktorlar için çıkarılan yasa doktorlann protestosuna, işçiler için çıkarılan yasa işçilerin protestosuna, yüksek yargı için çıkanlan yasa yüksek yargının protestosuna neden oluyor.

Bu durumda iktidarın biraz geri çekilip "Nerede yanlış yapıyorum acaba?" diye düşünmesi gerekmez mi? Yoksa iktidann yönetim anlayışından kaynaklanan bir sorun mu var? İktidar çoğunluğa sahip olduğu için, kendi doğrularını zorla kabul ettirebileceğini, protestolan ise polis gücüyle basbrabileceğini düşünüyorsa, bu otoriter bir yönetim anlayışı. Demokrasi ise iletişim, katihm, uzlaşıya dayanan bir yönetim biçimi.

Emekçilerinin haklarına ilişkin çok önemli maddeler içeren Torba Yasa sanki anlaşılmasın diye yazılmış. İçinde ne ararsanız var. 234 maddeden oluşuyor. Sadece gerekçesi 768 sayfa tutuyor. Bu arada işçilerin haklan da düzenleniveriyor. Oysa, hukuk devletinin en önemli özelliklerinden biri yasalann açık, anlaşılabilir olması. Tasarının emekçilerin haklarıyla ilgili maddeleri hükümetin neoliberal politikalarını yansıtıyor. Bu politikanın birkaç temel özelliği var: Özelleştirme ya da taşeronlaştirmaya ağırlık vermek, kamu sektöründe pazar ekonomisinin kurallarını geçerli kılmak, bu amaçlara uygun olarak işçi haklarına ilişkin zaten yetersiz mevcut düzenlemeleri daha da geriye götürmek.

Tasan işçi haklanyla ilgili olarak şu düzenlemeleri getiriyor: – Kuralsız ve düşük ücretle çalışmanın aracı olan stajyerlik uygulaması genişletilmekte. – İşsiz maaşlannın ödenmesi için kurulan işsizlik Fonunun yansının taşeron firmalara, özel istihdam bürolarına aktarılması öngörülmekte. Böylelikle İşsizlik Fonunun yağmalanmasının yolu açılmakta. – "İhtiyaç fazlası" ilan edilen belediye işçileri, Mili EĞİTİM ya da Emniyetin taşra örgütlerine gönderilecekler. Beş gün içinde ise başlamazlarsa işlerine son verilecek. Yerlerine işçi almak istenirse taşeron firmadan sağlanacak. – Kamu emekçileri, nzalan dışında kurum içi ve kurumlar arasında 1 yıldan 6 aya kadar görevlendirilebilecek. Sürgün yasallaşacak. – Şirketler sıkıntıya düştüklerinde ücretsiz izinlere başvurabilecekler. ;

İşsizlik Fonundan yardım alabilecekler. – Şirketler kadrolu işçi çalıştırmak yerine gereksinim duyduğunda işçiyi evinden çağırabilecek. Bu uygulamada, işveren sosyal sigorta primlerini eksik yatıracak. Sağlık için eksik primleri işçi verecek. – Kamuda esnek istihdam uygulanacak. Bir kamu emekçisi farklı kurumlarda ya da 8 saatlik çalışma süresinin dışında çalıştırabilecek. – Özel sektörde 10 yılın üzerinde yöneticilik yapmış kişiler kamu kurumlannın başına getirilecekler. – İşyeri denetimlerini iş müfettişleri yerine Çalışma Bakanlığı memurlan yapacak.

Böylelikle hükümete yakın şirketler üzerindeki denetim farklı olabilecek. Oysa sık sık meydana gelen iş kazalan denetimin uzman kişiler tarafından, tarafsız olarak yapılmasının önemini ortaya koyuyor. Hükümetin önceliklerinin nerede olduğu çok açık. Tasan, emekçinin kazanılmış haklarını ahp işverenin işçi üzerindeki egemenliğine mutlak bir nitelik kazandınyor. Emekçiyi işveren karşısında güvencesiz bırakıyor. Emekçinin haklan piyasa ekonomisinin gereksinmelerine terk ediliyor. Bu neoliberal politikanın bir belirgin sonucu sık sık yinelenen iş kazalan. İşçinin iş güvenliği kadar can güvenliği de bulunmuyor.

Ancak, gözden kaçınlan nokta şu: İşçi aynı zamanda tüketici. İsçinin ücret ve başka parasal haklan elinden alınınca, efektif talep azalacak ve ekonomi olumsuz şekilde etkilenecek. Bunun örneklerini ABD ve Batı Avrupa ülkelerinde görüyoruz. Anayasa’da yazılı sosyal devlet ilkesini yaşama geçirmenin önkoşulu, işveren ile işçi arasındaki güç dengesizliğini veri olarak kabul etmek ve bu dengesizliği gidermek için işçilerin kolektif gücünü kullanmasına olanak veren politikalar izlemek. Oysa. sendika kurmak ve sendikaya üye olmanın önündeki yasal ve uygulamadan doğan engeller, grev yasaklan, emekçilerin dengeleyici bir kolektif güce sahip olmasına izin vermiyor. Nasıl ki, Türkiye, sendikal hak ihlalleri nedeniyle ILO’nun kara listesinde.

Bu tasan, insan odaklı, emekçilerin insan haysiyetine uygun bir yaşam sürdürmelerine yönelik bir projeyi siyasetin merkezine oturtmanın ne denli önem taşıdığını bir kez daha ortaya koydu. Not: Adalet Bakanlığı Basın Müşavirliği’nin 4 Şubat tarihli yazımla ilgili olarak gönderdiği açıklamada, Yargıtay ve Danıştay daireleri arasında işbölümünün "her takvim yılı başında" yapılmasını öngören ibarenin Adalet Komisyonunda değiştirildiği, bu işlemin yasa yürürlüğe girdikten sonra bir kere yapılacağı, genel kurul karanyla bir dairenin fazla iş yükünün başka bir daireye verilmesinin Yargıtay ve Danıştay kanunlarında zaten mevcut bulunduğu belirtilmekte. Adalet Bakanlığı’na bu açıklamalan için teşekkür ederim

Kaynak:rturmen@milliyet.com.tr

DİĞER HABERLER
WASHİNGTON’DAN GELEN İKİ HABER
WASHİNGTON’DAN GELEN İKİ HABER

IMF başkanlığına Georgieva yeniden seçildi. Şimşek, Dünya Bankası ile finansman anlaşması imzalandığını açıkladı. Washington İkizleri IMF-DB derinleşen gelir ve servet dağılımı bozukluklarının başlıca sorumluları.

TİSK VE İŞ GÜVENCESİ TARTIŞMALARI (1992)
TİSK VE İŞ GÜVENCESİ TARTIŞMALARI (1992)

1992 yılında çalışma hayatında önemli değişikliklerin yaşandığı günlerde iş güvencesi talebi öne çıktı.

YILIN İLK ÜÇ AYINDA EN AZ 425 İŞÇİ ÇALIŞIRKEN ÖLDÜ
YILIN İLK ÜÇ AYINDA EN AZ 425 İŞÇİ ÇALIŞIRKEN ÖLDÜ

İş sağlığı önlemlerinin yetersiz kalmasının faturasını emekçiler canıyla ödüyor. İSİG raporuna göre, 2024 yılının ilk üç ayında 425 emekçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Yaşamını yitirenlerden 16’sı çocuk işçiler.

10 MADDEDE SEÇİM SONRASI EMEĞİ BEKLEYEN TEHLİKELER
10 MADDEDE SEÇİM SONRASI EMEĞİ BEKLEYEN TEHLİKELER

Seçimlerden sonra yoksullaştırıcı neoliberal ekonomi politikası derinleşerek devam edecek. Pahalılık artarken kemerler daha da sıkılacak ve emek gelirleri düşecek. Borç sarmalı daha da derinleşecek. İşsizlik tehlikesi büyük. Bu iç karartıcı tablodan çıkış için toplumsal muhalefetin yükselişi ve erken seçim talebi çok önemli.