BİR ARPA BOYU KADIN…
Kadın-erkek eşitsizliğinde az gidip uz gidip bir arpa boyu yol alabiliyor muyuz acaba? Erkek egemen Türkiye’nin, eşitsizliklerin bu ayağında, hele ki 8 yıllık AKP iktidarında mesafe aldığını söylemek safdillik olur.

Kadın-erkek eşitsizliğinde az gidip uz gidip bir arpa boyu yol alabiliyor muyuz acaba? Erkek egemen Türkiye’nin, eşitsizliklerin bu ayağında, hele ki 8 yıllık AKP iktidarında mesafe aldığını söylemek safdillik olur. Cumhuriyetin neredeyse 90. yılına dayandık ama hâlâ ortada devasa eşitsizlikler var ve eşitsizlikleri yeniden üretecek zihniyet iktidarını pekiştiriyor.
Kadını ikinci sınıf kılan etkenlerin başında eğitimde fırsat eşitsizliği hâlâ geçerli. Şu günün Türkiyesi’nde ne yazık ki okuma-yazma bilmeyen 5 milyona yakın yurttaşımız var ve bunların beşte dördünü kadınlar oluşturuyor. Kadını tahakküm altında tutmak burada başlıyor işte. İte kalka ilköğrenimin 8 yıllık mecburiyetiyle hiç olmasa yeni kuşaklar okullu oldu ama en verimli yaşlara, 15’lere geldiğinde eleme başlıyor. Ortaokul yaşındaki kızların yüzde 38’i ortaöğrenime devam edemiyor, yükseköğrenim çağında olanların da dörtte üçü maratonda dışlanıyor. Bunun sonucudur ki 15 yaşın üstündeki 12 milyon kadın nüfusumuz “Ev kadını” olarak kodlanıp evlere tıkılmış vaziyette. AKP, bu kadınlarımıza “3 çocuk doğurmakla mükellef”, kocanın sözünden çıkmayacak, eksik etek olarak bakıyor ve bu zihniyet ne yazık ki kabul görüyor.
Gelelim çalışmaya… Kadının ikinci sınıflığı ekonomik bağımlılığıyla pekişiyor. Kadın işgücü olamıyor, iş tutamıyor, tutarsa da ikinci sınıf işçi statüsünde hâlâ…
AB’de kadınların yüzde 65’i işgücüne katılırken Türkiye’de bu oran yüzde 27’ye ancak ulaştı. AB’de kadınların yüzde 60’ı istihdam edilirken Türkiye’de bu oran yüzde 24’te kalıyor. Eli iş tutacak kadınların dörtte üçüne iş vermiyoruz. AB’de kadın işsizliği yüzde 9 iken bizde yüzde 13 ve erkeklerin işsizliğinden 2 puan ileride. Kentlerde erkek işsizliği yüzde 13, kadın işsizliği yüzde 20.
Zar zor iş bulabilen kadınların sosyal güvence, ücret seviyeleri de hep erkeklerden geride. İşi olan her 100 kadından ancak 42’sinin sosyal güvencesi var ve 58’i kayıt dışı istihdam ediliyor. Sigortalı kadınların ücretleri erkeklerin ortalama ücretlerinden geride. SGK verilerine göre prime esas ortalama günlük ücret erkek işçilerde 43 liraya yaklaşırken kadınlarda 40 lira.
***
Kadının çalışabildiği alan ağırlıkla hâlâ tarım, tarla… 6.5 milyon kadın çalışanın yüzde 42’si tarımda. Sanayide iş bulmuş kadın sayısı 1 milyon bile değil. İstihdamda en çok “kadın işi” sektör, yüzde 65 ile sağlık ve 141 bin kadın çalışan var. Ağırlığı açısından eğitime bakıldığında 445 bin kayıtlı eğitim sigortalısının da yüzde 59’u kadın. Böyle olunca kabaca, eğitim ve sağlık faaliyetlerinde ağırlıkla kadın emeğinin kullanıldığına tanık oluyoruz. SGK verileri, bekleneceği gibi konfeksiyon ve tekstilde çalışan 750 bin kayıtlı istihdamda da kadın oranını yüzde 50’ye yakın gösteriyor. Kayıt dışılarla bu oranın yüzde 70’leri bulduğu söylenebilir. Kadın istihdamının ağır bastığı sektörler arasında modern hizmet faaliyetleri dikkat çekiyor. Finans, reklamcılık, bilgi hizmetleri, hukuk ve muhasebe işlerinde kadın istihdamı yüzde 50’nin üstüne çıkabiliyor.
Kadının erkek egemen dünyada ayakta kalabilmesi için eğitimde ısrar etmesi ve okuyabildiği kadar okuması gerekiyor. Ancak o zaman erkek egemen dünyanın üst basamaklarında kendisine alan açabiliyor. Ama gerici AKP iktidarı, kadını hiç o basamaklarda görmek istemiyor ve onu, “Türbanıyla eğitimli” görmek istiyor görünse de dönüp dolaştırıp eve tıkmak istiyor ve yapıyor da… Cumhuriyetin 90’ıncı yılına yaklaşırken gerçeğimiz böyle…