Yoksulların enflasyonunun Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan resmi enflasyonun oldukça üzerinde olduğuna dikkat çeken Tüketici Hakları Derneği, hükümete seslenerek, "Bu manzara sürdürülemez. Bu nedenle, açlık ve yoksulluğun nedeni olan yanlış ve büyük sermayeden yana olan ekonomik politikalar ile tarım-gıda, enerji, ulaşım, ısınma-barınma ve fiyat politikalarını değiştiriniz. İşsizliği giderecek, tüketicilerin satın alma gücünü artıracak gerekli tüm politikaları uygulamaya koyunuz" dedi.
Gıdada satınalma gücü düştü
Tüketici Hakları Derneği tarafından yapılan yazılı açıklamada, Temmuz 2016-Temmuz 2017 dönemindeki gıda fiyatlarındaki artışlar incelendiğinde tüketicilerin dengeli beslenebilmesi için gerekli olan gıda maddelerindeki artış oranlarının resmi gıda enflasyonunun üzerinde olduğunun görülmekte olduğu, gerekli temel gıda maddelerindeki fiyat artışlarının da asgari ücretlilerin, çalışan memurların, işçi ve memur emeklilerinin maaş artışlarının üstünde olduğu işaret edildi. Yine aynı dönemde asgari ücretlilerin net maaşlarında yüzde 7,92, çalışan memurların yüzde 10, emekli memurların yüzde 0,13, emekli işçilerin ise yüzde 10,9 oranında artış olduğu hatırlatılması yapılan açıklamada, "Bu maaş artışları ile gıda fiyat artışlarını karşılaştırdığınızda, asgari ücretlilerin 53 gıda maddesinde, çalışan memurlar ve emekli memurların 45 gıda maddesinde, emekli işçilerin ise 41 gıda maddesinde satın alma güçleri düşmüştür. Bununla birlikte, asgari ücretlilerin ambalajlı su ve şehir şebeke suyla birlikte enerji malları, ulaşım hizmetleri ve temizlik mallarının tamamında satın alma güçleri düşmüştür" dendi.
‘TÜİK’in verileri bilimsel değil’
TÜIK’in Temmuz 2016’ya göre Temmuz 2017 ayındaki gıda ve alkolsüz içecek enflasyon oranının yüzde 10,07 olduğu ifade edilen açıklamada, TÜİK’in gıda enflasyonu, yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşayan tüketicilerin dengeli ve yeterli beslenebilmesi için hangi gıdaları ne kadar tüketmesi gerektiğine göre değil, fiili olarak ne tükettiklerine bakarak hesaplanma olduğu ifade edildi ve verilerin bilimsel olmadığı vurgulandı. Türkiye’de yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşayan tüketicilerin ağırlıklı olarak unlu gıdalardan oluşan karbonhidrat ağırlıklı bir beslenme tarzı sürdürmek zorunda bırakıldığı belirtilen açıklamada, TÜİK’de bu beslenme tarzını oluşturan gıda maddelerini enflasyon hesaplarında ağırlık noktası olarak ele aldığı ifade edildi.
Maaş artışları yetersiz
Temmuz 2016 ayında iki çocuklu eşi çalışmayan bir asgari ücretlinin eline net 1362,75TL geçmekte iken Temmuz 2017 ayında ise 1470,72 TL geçmekte olduğu bilgisini veren Tüketici Hakları Derneği, "Yani, asgari ücretlinin maaşı son bir yıl içerisinde 107,9f TL artmıştır. Oysa dört kişilik bir ailenin dengeli ve yeterli beslenebilmesi için Temmuz 2006’da gıda giderleri 369,76 TL iken Temmuz 2017 ayında 1497,66TL olmuştur. Bu rakamlar aynı zamanda açlık sınırıdır. Yani, dört kişilik bir ailenin aylık geliri bu rakamların altında ise bu aile açlık sınırının altında yaşıyor demektir. Bu duruma göre, Türkiye’de eşi çalışmayan iki çocuklu asgari ücretliler açlık sınırının altında yaşıyorlar.
Asgari ücretlinin son bir yıllık net ücret artışı 107.91TL iken, dört kişilik bir ailenin gıda giderleri 29.9TL artmıştır. Yani, eşi çalışmayan iki çocuklu bir asgari ücretlinin maaş artışı dengeli ve yeterli beslenme için gerekli olan gıda artışını bile karşılamıyor" dendi.
‘Bu iş böyle gitmez!’
Türkiye nüfusunun yüzde 60’ından fazlasının ise yoksulluk sınırının altında yaşadığına dikkat çekilen açıklamada, "Ülkeyi yönetenlere ve hükümete sesleniyoruz: Bu manzara sürdürülemez. Bu nedenle, açlık ve yoksulluğun nedeni olan yanlış ve büyük sermayeden yana olan ekonomik politikalar ile tarım-gıda, enerji, ulaşım, ısınma-barınma ve fiyat politikalarını değiştiriniz. İşsizliği giderecek, tüketicilerin satın alma gücünü artıracak gerekli tüm politikaları uygulamaya koyunuz" dendi.