YILDIRAMAYINCA İŞTEN ATTI
İZMİR´den 10 gün önce aynı patronun İstanbul´daki fabrikasına sürgün edilen Savranoğlu işçilerinin fabrikaya girmelerine izin verilmedi. Patron kalacak yer göstermediği için ilk gün fabrikada kalan 38 işçi, Fabrikayı işgal ettikleri gerekçesiyle işten atıldı. Kalacak yer ayarlaması gereken patronun kendilerini işten atmasına tepki gösteren işçilere Sendikal Güç Birliği Platformu üyeleri destek verdi.

USTALARAYNI PATRONUN İZMİR’DEKİ FABRİKASINDAN TUZLAYA GETİRİLEN SAVRANOĞLU İŞÇİLERİ DÜN SABAH İŞTEN ATILDI
Patron yıldıramayınca İşten attı
İzmir’den İstanbul’a sürgün edilen Savranoğlu Deri işçileri dün sabah çalışmak üzere geldikleri fabrikaya alınmadılar. Patron polisler eşliğinde işçileri attığını duyurdu.
Deri-İş Sendikasında örgütlenme çalışmalarını sürdüren izmir’deki Savranoğlu işçileri önce Tuzla’daki fabrikaya getirildi sonra da işten atıldılar.
10 gündür aynı patronun Kampana isimli fabrikasında çalışan işçilerin dün sabah fabrikaya girmelerine izin verilmedi. İşçilerin İzmir’den İstanbul’a gelmeyip işten ayrılacağını düşünen patron, böylelikle sendikal örgütlenmeyi bitirmeyi amaçlıyordu. İstanbul’a gelerek patronun bu oyununu bozan 38 işçi, fabrikayı işgal ettikleri gerekçesiyle işten attı.
İşçiler geldikleri ilk gün patronları kalacak yer göstermediği için fabrikada kalmak zorunda kalmıştı. Dün sabah çalışmak için fabrikaya gittiklerinde karşılarında polisi buldular.
HUKUK TANIMAZ TUTUM SÜRÜYOR
Bu durum karşısında şaşkına dönen işçiler, patronun kalacak yer ayarlaması gerekirken yer ayarlamayıp kendilerini fabrikada kalmak zorunda bıraktığını söylediler.
İşçiler, patronlarından ya kalacak yer ayarlamasını yada 15 gün izin vermesini talep etmişlerdi. Patronun bu talepleri karşılamaması üzerine Deri-İş Sendikası işçilere kalmaları için iki daire tutmuştu.
Savranoğlu işçilerinin işten atılmasını gazetemize değerlendiren Deri-İş Tuzla Şube Başkanı Binali Tay, Savranoğlu patronunun hukuk tanımaz, yasa tanımaz tavrının sürdürdüğünü, asıl amacının sendikal örgütlenmeyi dağıtmak olduğunu kaydetti.
Tay "Ne yazık ki hükümet sermayeyi koruduğu için bu hukuk dışı olayları da sadece seyrediyor hatta patronlardan yana taraf oluyor. Sanki işçiler suç işlemiş gibi emniyet güçleri sanayinin etrafını kuşatmış, patronu koruyorlar" diye konuştu. İşten atılmaların ardından işçilerle süreci yeniden değerlendireceklerini belirten Tay, patron sendikayı kabul edene kadar mücadelenin süreceğini ifade etti.
BU OYUN DA BOZULACAK
Deri-İş İzmir Şube Başkanı Makul Alagöz ise 38 işçiyi ailelerinden, çocuklarından, yurdundan ayıran Savranoğlu patronunun şimdi de işçileri işten çıkarttığını kaydetti.
Bu yöntemlerle işçileri davasından vazgeçiremeyeceğini vurgulayan Alagöz, "İzmir’de de Tuzla’da da direnişimiz sürecek ve sendikalı olarak iş başı yapacağız" diye konuştu . Savranoğlu işçilerinden Hüseyin Denizkan, "Sabah işe geldiğimizde kapının önü polis doluydu ne olduğunu işçi arkadaşlarla konuşuyorduk sonra patronun avukatı geldi ve ‘fabrikayı işgal ettiniz bu yüzden iş aktiniz fes edildi’ dedi. Bizleri ailelerimizden ayırdı, sürgün etti, barınacak yer vermedi şimdi de işten attı. Bizler sadece sendikalı olarak çalışmak istiyoruz" dedi.
Savranoğlu patronunun kendisinin yasalardan üstün gördüğünü dile getiren Alaatin Gürbüz ise anayasal haklarının çiğnendiğini belirterek, "Ben AKP’ye oy vermiştim. Başbakana sempati duyan biriydim. Şimdi Başbakana soruyorum bu savranoğlu patronu sizin yetkilerinizden üstün mü? Sizin yasalarınızdan üstün mü? Bu duruma neden seyirci kalıyorsunuz?" diye sordu. Gürbüz, patronun işçilerin direnişini kıramayacağını dile getirdi.
"Patronun elinden başka ne gelir başka nasıl zulümler yapabilir, buyursun yapsın biz çocuklarımızı eşlerimizi bırakıp geldik. Niçin? İnsanca çalışmak ve yaşamak için" diyen Esra Baysal, mücadeleden yılmayacaklarını, patronun bu oyunlarını bozacaklarını kaydetti.
SGBP’DEN SAVRANOĞLU İSÇİLERİNE DESTEK
Türk-İş’e bağlı 10 sendikanın oluşturduğu Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP) dün sabah işten atılan Savranoğlu işçilerini ziyaret etti.
Tuzla Organize Sanayi Bölgesindeki işçilerle birlikte Kampana Deri önüne gelen Platform üyeleri, "Birleşe birleşe kazanacağız", "işçiler burada Türk-iş nerede", "Savranoğlu’na sendika girecek başka yolu yok" sloganları attılar. Deri-iş’te örgütlenme mücadelesini sürdüren Savranoğlu ve Kampana Deri işçileri, patronun çeşitli oyunlarını bozarak direnişlerini sürdürüyorlar.
DİRENİŞÇİLER YALNIZ DEĞİL
Ziyarette konuşan Deri-İş Genel Başkanı Musa Servi, Savranoğlu ve Kampana Deri’de yaşanan gelişmeler hakkında bilgi verdi.
Kampana patronunun iki fabrikasında da örgütlenme çalışmalarını tamamladıklarını belirten Servi, patronun örgütlülüğü dağıtmak için İzmir’deki işçileri Tuzla’ya sürgün ettiğini ifade etti. Savranoğlu işçilerinin dün sabah itibarıyla işten atıldığını aktaran Servi, patronun hukuk, yasa tanımaz tutumunun katlanarak sürdüğüne dikkat çekti.
Buradaki mücadelede işçilerinin yalnız olmadığını, organiza sanayi bölgesindeki diğer deri işçileri ile birlikte Sendikal Güç Birliği Platformunun da bunu gösterdiğini söyleyen Servi, "Türk-iş’in artık mücadeleden geri durma gibi bir lüksü yok. SGBP sendikal bürokrasiyi ortadan kaldırarak, işçi sınıfına yapılan saldırılar karşısında tüm emekçileri birleştirerek güçlenecektir" diye konuştu.
NAMUS BORCUMUZ
Sendikal Güç Birliği Platformu sözcüsü ve Hava-iş Genel Başkanı Atilay Ayçin, Türkiye’nin neresinde olursa olsun bir direniş varsa 10 sendikanın o direnişin yanında olacağını söyledi.
Hükümetlerin, sendika bürokratlarının işçileri uyutma döneminin bittiğini aktaran Ayçin, Türkiye işçi hareketinin yeni bir ivme kazanarak kendisini iktidara taşıyacak cepheyi oluşturacağını dile getirdi.
Savranoğlu ve diğer deri patronlarına seslenen Ayçin, "Siz bu mücadelenin sadece Deri-iş’e ait olduğunumu zannettiniz? Bu direniş, bu mücadele aynı zamanda 10 sendikanın da mücadelesidir. Hangi vicdana hangi akla hizmettir ki 1 yaşındaki bir çocuktan sırf sendikaya üye olduğu için annesi ayrılır. Deri patronları şunu iyi bilsin hangi oyunu oynarsanız oynayın nereye kaçarsanız kaçın biz peşinizde olacağız. Bu artık biz işçilerin sendikacıların namus borcudur" dedi.