Dünya Bankası, Avrupa´nın krizine çözümü buldu: Ücretleri bastır, çalışma süresini daha da uzat!

Uygulanacak model ise, Euro bölgesinden başlayarak işgücünün serbest dolaşımının hayata geçirilmesi. DB raporunda, uygulamanın 50 yıl geciktiğine dikkat çekiliyor.

Dünya Bankası’nın (WB) 24 ocak günü Brüksel’de tanıtılan Avrupa raporu, dün de TÜSİAD ile Koç Üniversitesi’nin ev sahipliğinde İstanbul’da sunuldu. ‘Büyümenin altın kuramı, Avrupa Ekonomik Modeli’ne görkeminin yeniden kazandırılması’ başlıklı rapora göre, Avrupa’da krizin çözümü ücretleri bastınp, çalışma sürelerini kısaltmaktan geçiyor. Uygulanacak model ise, Euro bölgesinden başlayarak işgücünün serbest dolaşımının hayata geçirilmesi. Dünya Bankası raporunda, bu ihtiyacın 50 yıl önce saptandığına dikkat çekiliyor, işgücünün serbest dolaşımı uygulamaya konulamadığı için para birliğinin sorun yarattığı anlatılıyor.

‘Yakınsama makinası’ tersine çalışacak!
Sunumu, raporda imzası bulunan WB Türkiye ülke Direktörü Martin Raiser yaptı. Raiser, Avrupa Ekonomik Modeli’nin bugüne kadar Avrupalıların günde daha az saat ve yılda daha az hafta çalışmalarını sağladığını anlattı. Ancak nüfus yaşlanmış, buna rağmen insanların yaşamlarında çalıştıkları yıl sayısı da düşmüştü, işte yaşlı Avrupa bu yükü kaldıramamış, kamu hesaplarındaki dengenin bozulmasına neden olmuştu.

2008 yılına gelindiğinde Avrupa’yı "yaşam tarzında süper güç haline getiren" ve Raiser’in ‘yakınsama makinası’ adını verdiği bir sistemdi bu. Martin Raiser. "370 milvon kişi bu makina sayesinde düşük gelir seviyesinden orta ve yüksek gelir seviyesine yükseldi" dedi. Söz konusu makina, Avrupa’da yaşam standardını birbirine yakınlaştırmıştı. Şimdi o makina tersine çalışacaktı!

Türkleri inandıramadı
İzleyenler arasında Prof. Dr. Seyfettin Gürsel gibi hocalar, Yavuz Canevi gibi işadamları vardı. Prof. Dr. Gürsel, Para Birliği’nden söz etmeden Avrupa krizine çözüm sunumu yaptığı için Raiser’i kutladı! Yavuz Canevi de bu eksikliğe işaret etti, "Avrupa’nın en zayıf yönünün mali entegrasyon ve Euro olduğunu duyuyoruz" deyip ekledi: "Rapor biraz fazla iyimser değil mi?"

10-15 soru soruldu Martin Raiser’e. Yunanistan için hâlâ başarılı bir ‘yakınsama’ öyküsü olduğunu düşünüyor muydu? Bu nasıl bir ‘yakınsama’ makinasıydı ki, İspanya’da örneğin kalıcı bir işe girme şansı kalmamıştı! Avrupa, sosyal modelini terk edip Amerikan modeline mi dönüyordu? Öte yandan, işgücü piyasası reformlarının yaratacağı toplumsal ve siyasal çalkantılar hesaba katılıyor muydu?

Martin Raiser, sorulara yanıt vermekte zorlandı. "Tünelin ucundaki ışığı görmek için" dedi Raiser, "Petrolünüz yoksa, disiplinli bir biçimde çalışmanız gerekiyor!" Bir de ilginç saptamada bulundu: "Avrupa’yı suçlamayın, finansal piyasaları suçlamayın, italya, Yunanistan, Portekiz gibi ülkeler Euro dışında kalsalar da yine zorluk çekerierdi. Belki bu kadar kriz yaşamazlardı ama zorluk yaşarlardı!"

Tüsiad Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Beyazıt: ‘Dışardan gelen sel kuraklık kadar tehlikeli’
Toplantının açış konuşmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Beyazıt, Türkiye’nin başarılı bir büyüme modelinin olmadığını söyledi. Büyümenin istikrarsız olduğunu vurgulayan Beyazıt, Çin, Hindistan ve Peru örneklerine işaret ederek, kriz ortamında istikrarlı büyümenin olabildiğim vurguladı. Dolayısıyla "Büyüme modelinin varlığından ve geçerliliğinden söz etmek mümkün değildi". Tayfun Beyazıt "Kapaklarını kapatamadığımız dışardan gelen sel, kuraklık kadar tehlikeli" dedi.