TOPLUMSAL MÜCADELE İÇİN TARİHSEL ÖRNEKLER-2
Dünkü yazımızda Türkiye´deki toplumsal muhalefetin AKP ile mücadelesini dile getirirken 1920´lerdeki Mussolini İtalya´sı ile 1930´lardaki Hitler Almanya´sındaki sol partilerin tavnnı kısa tarihsel örneklerle ortaya koymaya çalıştık. Bugün de Fransa ve İspanya örneklerini kısaca dile getireceğiz.
Fransa’da da 1930’lu yıllann başında solda bir bölünmüşlük vardı. Komünist Parti, sosyal demokrat Sosyalist Partiyi "sosyal faşist" olarak suçlarken sosyal demokratlar da merkez sağ hükümete hoşgörü ile bakıyordu. Bu arada ülkenin en büyük sendikası CGT, ekonomik kriz ve faşist girişimlere karşı 12 Şubat 1934’te genel grev çağrısı yapü. Genel grev, komünist ve sosyalistler arasında bir birleşme zemini yarattı, hatta Komünist Parti bir burjuva partisi olan Radikal Parti’ye cumhuriyeti koruma temelinde bir anlaşma çağnsında bulundu.
FRANSA’DA HALK CEPHESİ
Komünist, sosyalist ve radikallerin oluşturduğu "Halk Cephesi", 1936 seçimlerinden başarı ile çıktı. Sosyalist lider Leon Blumun başkanlığında sosyalist ve radikallerden oluşan bir hükümet kuruldu, komünistler ise bu hükümeti dışardan destekledi. İşçi sınıfı hareketlendi, grevler, işyeri işgalleri, yönetimde söz sahibi olma ve sendikalaşma yaygınlaştı. Fransa, bir anlamda devrim öncesi 1917 Rusya’sına benziyordu. İşverenler, grevlerin sona ermesi için önemli tavizler verdi, ücret artışları yapıldı, işçi temsilcilerinin yönetimdeki etkinliği arttı, haftalık çalışma süresini 40 saatle sınırlayan ve iki haftalık ücretli tatil getiren yasa süratle parlamentodan geçti. Bu arada militan işçiler, sosyal hakların ötesinde toplumsal bir değişim istiyorlardı. Ancak Komünist Parti lideri Thorez, işçi sınıfının Sovyetlerdeki gibi her alanda örgütlü bir biçimde siyasal iktidarı ele geçirecek aşamada olmadığını bildirdi. İspanya’da 1936’da iç savaşın başlamasıyla birlikte faşist Franco’ya karşı mücadele eden Cumhuriyetçi hükümet Fransa’dan silah talep etti. Ancak sosyalist Blum hükümeti bu talebi yerine getirmedi. Oysa Mussolini ve Hitler, İspanyol faşistlerine silah yardımında bulunuyordu. Fransız komünistleri, Blum hükümetinin bu tavrını şiddetle protesto etti. Fransa’daki siyasal çalkantı, hızla büyüdü, 1938’de Halk Cephesi eski etkinliğini kaybetti. 1939’da İkinci Dünya Savaşının başlamasıyla birlikte Fransız yönetici sınıfı, Komünist Partiyi yasa dışı ilan edecek noktaya geldi. Alman işgali sonucu Fransız faşistlerinin de içinde bulunduğu bir hükümet kuruldu. İspanya’da 1936’da kumlan ve komünistler, sosyalistler ile Katalan cumhuriyetçilerinden oluşan Halk Cephesi, aynı yıl yapılan seçimlerde en fazla oyu aldı, ancak ikinci durumda olan Milliyetçi Cephe ile arasındaki fark oldukça azdı. İspanya’da siyasal gerilim son derece yüksekti.
İSPANYA’DA İÇ SAVAŞ
17 Haziran 1936’da General Sanjurjo ve Franco komutasındaki İspanyol ordusu cumhuriyetçi hükümete karşı ayaklandı. İspanya’da komünistler ve sosyalistlerin yanı sıra anarşistlerin de önemli bir gücü vardı. Anarko sendikalizmi benimseyen CNT, İspanya’nın en büyük sendikasıydı. İspanyol ordusunun isyanı karşısında Halk Cephesi’ndeki cumhuriyetçi politikacılar şaşkınlığa uğradı. Ancak anarşist CNT ve solcu UGT sendikalan genel grev çağnsında bulundu. İşçi militanlar, ele geçirdikleri kışlalardaki silahlara el koydu. Franco kuvvetleri, 1936 Temmuzunda İspanya’nın yansına yakın bir bölgeyi kontrolü altına aldı. İşçiler de kendi bölgelerindeki fabrikalara el koydu, kolektifleştirdi, silahlı milisler oluşturuldu. Ülkede ikili bir iktidar durumu vardı. Faşist ordular merkeziydi, Halk Cephesi güçlerinin de merkezileşmesi gerekiyordu. Ancak 1917 Rusya’sındaki Sovyetlere benzer bir şekilde milislerin ve işçi delegelerin tüm İspanya çapında bir örgütlenmeleri yoktu. En büyük grubu oluşturan anarşist sendikalar, gücün merkezileşmesi sonucu işçilerin yeni oluşacak devlet tarafından ezileceği düşüncesine sahipti. Komünistler, düzenli orduya geçmek isterken anarşistler bunu reddediyordu. İç savaş sürecinde Katalanya’nın anarşist bloğu, komünist ve sosyalist hükümetten ayrıldı. Bu iç çatışma cumhuriyetçi cepheyi böldü. Öte yandan milliyetçi cephenin İtalya ve Almanya tarafından desteklenmesi, Fransa ve İngiltere’nin ise İspanyol cumhuriyetçilerine silah sağlamayı reddetmesi, Halk Cephesinin yenilgisinde önemli bir rol oynadı. Bu arada Komünist Parti’deki çekirdek kadronun "devrim için zorlamanın pratik olmadığı" yolundaki Stalinci tezi benimsemesi de ayn bir eleştiri konusuydu. Son cumhuriyetçi şehirler 1939 yılının Nisan ayında düştü ve Franco’nun 36 yıl süren diktatörlük dönemi başladı. (Yararlanılan kaynaklar:Chris Harman, Halkların Dünya Tarihi, Yordam Kitap, İstanbul, 2010. Devrimler ve Karşı Devrimler Ansiklopedisi, Gelişim Yayınlan, İstanbul, 1975. Eric Hobsbau/m, Kısa 20. Yüzyıl, Sarmal Yayınevi, İstanbul, 1996.)
Bu bilgiler ışığında Türkiye değerlendirmesi daha sonra…