Çocuklar rengarenk kelebekleri çok sever. Küçük bir çocuğa anlatılması en zor konulardan biri, o güzel kelebeğin yaşamının ilk evresinde çirkin bir tırtıl olduğudur.
Tırtıl, yaşamının belirli bir aşamasında “pupa” adı verilen bir kozaya girer ve birkaç gün sonra bir kelebeğe dönüşür.
Gözlemlerimiz ve zooloji bilimi sayesinde çirkin bir tırtılın “pupa” aşaması sonrasında şahane bir kelebeğe dönüşeceğini biliriz.
İŞÇİ SINIFINA BAKTIĞINIZDA DEVRİMİ GÖREBİLMEK
1 Nisan günü yayımlanan “İşçileri Öncü Partiye Kazanabilecek misiniz?” başlıklı yazımı sosyal medyada paylaştığımda İstanbul’dan bir arkadaşım şu yorumu ekledi:
“İşçiler 70 yıldır dinci, gerici, sağcı partilere oy verdiler, hâlâ daha veriyorlar. Ben makina mühendisi iken fabrikada hiçbir hakkı talep etmeyen işçiler, cuma namazına gitmeyi kazanım görmüşlerdi. İçlerinde mert ve iyi insanlar var ama ortalama olarak Türk toplumu gibiler, fırsatçı, kaypak ve çıkarcı. Ben işçilerin devrimci olduğu mavalını, her müslüman iyidir palavrasına benzetiyorum. Eğer bir devrimci varsa orta sınıflardır, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de ölenler hep öğrenciydiler, gerisi palavra.”
Eğer doğayla bağınız zayıfsa veya zoolog değilseniz, tırtıla baktığınızda yalnızca tırtılı görürsünüz. Ömrünüzün bir kısmı bağda bahçede geçtiyse, o çirkin tırtıldaki kelebeği görebilirsiniz. Zoologsanız, tırtılın kozaya girmesini ve kozada geçirdiği dönüşümü de ayrıntılı olarak anlatabilirsiniz.
İşçi sınıfı da tırtıla benzer.
İşçi sınıfındaki devrimci potansiyeli göremezseniz, tırtılın çirkinliğinden söz edersiniz. Halbuki tırtılın o çirkinliği doğal ve kaçınılmaz bir aşamadır; tırtıl, gün gelip koşullar oluştuğunda o güzelim kelebeğe dönüşecektir.
İnsanların kişilikleri yaşadıkları sorunlarla biçimlenir. Tabii ki kalıtımsal özellikler, kuşaktan kuşağa devredilen gelenek ve alışkanlıklar da vardır. Ancak bunlar, bugün yaşanan sorunlardan etkilenir.
Kapitalist sistem insanları bireycileştirir, bencilleştirir, değerli arkadaşımın belirttiği gibi, fırsatçı, çıkarcı ve kaypak yapar. Kapitalizmin bu dayatmalarına direnebilen insan sayısı çok azdır. “Devrimci” dediğimiz insanlar, kapitalizmin bu pisliklerine direnebilenlerdir. İşçilerimizin çoğu, kapitalist sistemin pisliklerinden etkilenir; ancak böyle davranırlarsa hayatta kalabilirler.
İşçi sınıfının tırtıl safhası işte böyledir. Eğer siz tırtıla baktığınızda yalnızca tırtılı görürseniz, büyük bir umutsuzluğa kapılırsınız.
KAPİTALİZM ÖNCE BENCİLLEŞTİRİR SONRA DEVRİMCİLEŞTİRİR
Kapitalizm bir taraftan insanları bencilleştirir, diğer taraftan mücadele içinde mecburen toplumsallaştırır, dayanışmacı ve ortaklaşacı yapar. Kapitalizmin baskı ve sömürüsüne bireycileşerek engel olamayan işçiler, kapitalizme karşı birlikte mücadeleye zorlanır. İşte size tırtılın kozaya girmesi aşaması.
Tırtıl nasıl kozada kelebekleşirse, işçi sınıfı da kapitalizme karşı mücadele içinde devrimcileşir, kapitalizmin pisliklerinden arınır.
Bugünkü işçilerin çok büyük bölümünde değerli arkadaşımın belirttiği özellikler (kaçınılmaz ve doğal olarak) vardır. Tırtıllar güzel değildir. Ancak doğanın kanunları yaşanacak, tırtıl belirli bir noktada kozasına girecek ve kelebekleşecektir.
Kapitalizmin krizleri derinleştikçe ve artık nüfusun yüzde 70’inden fazlasını oluşturan işçi sınıfının talepleri karşılanamayınca, işçi sınıfının kapitalizme karşı mücadeleye girmekten ve devrimcileşmekten başka çaresi kalmayacaktır.
Tırtıla baktığınızda kelebeği görebilin ve umudunuzu yitirmeyin.