Tekstil sektöründe Türk-İş üyesi Teksif sendikası 12 bin işçi ile greve başladı. Grev aralarında Yunsa, Bahariye, Vakko, Altınyıldız ve Söktaş gibi tekstil devlerinin de olduğu 30 büyük tekstil fabrikasını kapsıyor. DİSK Tekstil sendikasının da önümüzdeki günlerde grev uygulamasına başlaması bekleniyor. Greve çıkılan işyerlerinin bir bölümü tarihlerinde ilk kez bir greve tanıklık ediyor. Öte yandan tekstil sektöründe uzun yıllardan sonra ilk kez bu çapta bir grev yaşanıyor.
Tekstil sektöründe Türk-İş üyesi Teksif sendikası 12 bin işçi ile greve başladı. Grev aralarında Yunsa, Bahariye, Vakko, Altınyıldız ve Söktaş gibi tekstil devlerinin de olduğu 30 büyük tekstil fabrikasını kapsıyor. DİSK Tekstil sendikasının da önümüzdeki günlerde grev uygulamasına başlaması bekleniyor. Greve çıkılan işyerlerinin bir bölümü tarihlerinde ilk kez bir greve tanıklık ediyor. Öte yandan tekstil sektöründe uzun yıllardan sonra ilk kez bu çapta bir grev yaşanıyor.
Tekstil sektöründeki dev grev esas olarak ücret ve ikramiyeler konusunda yaşanan uyuşmazlıktan kaynaklanıyor. 2008 krizi sonrasında sendikalar, 120 günlük ücret tutarında olan ikramiyelerin 72 güne indirilmesine razı olmuştu. Şimdi krizde kaybettikleri ikramiyelerini tekrar kazanmak istiyorlar. Teksif 120 günlük ücret tutarında ikramiye istiyor. Bir diğer anlaşmazlık konusu ise ücret zammı. Sendika yaşanan kayıpların telafisi için yüzde 15 zam isterken Tekstil İşveren Sendikası ise yüzde 3 zam öneriyor.
Tekstil grevi 2000’li yıllarda dibe vuran grev eğiliminin tekrar yükselmeye başladığının işareti. Geçtiğimiz ay yaşanan İsdemir grevi ve devam eden Darphane grevi de dikkate alındığında 2013 yılında grev eğiliminde bir yükselmeden söz etmek mümkün. Grev uzun bir zaman sonra bir hak arama aracı olarak yeniden gündeme geliyor.
Tekstil grevine büyük şirketlerde çalışan sendikalı 12 bin işçi katılıyor. Ancak tekstil sektörü devasa bir sektör ve çalışma koşulları açısından cehennemi özellikler taşıyor.
Tekstil sektörü inşaat ve turizm sektörleri ile birlikte ucuz işçilik, ağır çalışma koşulları ve kayıtdışılıkla özdeş. Bu üç sektör yüksek kayıtdışılık ve düşük sendikalaşma oranlarıyla tanınıyor. Tekstil sektöründe kayıtlı işçi sayısı Temmuz 2013 itibariyle 1 milyon 12 bin ancak gerek Sanayi Bakanlığı ve gerekse Çalışma Bakanlığının çeşitli raporlarında tekstil sektöründe çalışan sayısı 2 ile 2.5 milyon arasında belirtiliyor. En iyimser rakamlarla sektördeki kayıt dişilik oranı yüzde 50-60 arasında seyrediyor. Bu oran tarım dışı ortalama kayıt dişiliğin 2.5 katına ulaşıyor.
Diğer bir vahim tablo sendikalaşma ve toplusözleşme kapsamı açısından ortaya çıkıyor. Çalışma Bakanlığı verilerine göre sektörde toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısı (buna gerçek sendikalı sayısı da diyebiliriz) 40 bin civarında. Kayıtlı işçilerin sadece yüzde 4’ü, tüm tekstil işçilerinin ise yaklaşık yüzde 1.5*1" sendika ve toplusözleşme şemsiyesi altında korunuyor. Sektörde asıl mesele bu yoğun örgütsüzlük hali. İşverenler sektördeki sendikal örgütlenme girişimlerini insafsız yöntemlerle bastırıyorlar. Çünkü örgütsüz işçiyi rahatlıkla denetim altına alabiliyorlar.
Bu durum tekstil sektöründe ücret ve çalışma koşullarının ciddi bir biçimde kötüleşmesine yol açıyor. Büyük bölümü küresel tekstil devlerinin tedarikçisi olan tekstil şirketlerinde örgütsüz işçiler inanılmaz koşullarda çalıştırılıyor. Sektörün büyük bölümünde bırakın yeni haklar elde edilmesini, iş yasası hükümlerinin uygulanması bile mumla aranır bir durum.
Asgari ücretin altında, 500 TL’ye 12 saat ve daha fazla çalışan işçilerin fazla mesai alması söz konusu değil. Yazları pek çok aile çocukları ile birlikte çalışıyor. Sigortasız çalışma yaygın, işçiler sigortalı olmadıklarını hasta olduklarında öğreniyorlar. Bazı tekstil işyerlerinde yemek verilmiyor veya verilen yemek yenebilecek durumda değil. Bazı işverenler denetimden ve cezadan kurtulmak için inanılmaz yöntemlere başvuruyor. İşçilerin ücretleri asgari ücret üzerinden bankaya yatırılıyor ancak sonra bu ücretin bir kısmı elden geri toplanıyor. Bu örnekleri artırmak mümkün. Necip Türk işvereninde oyun çok!
Sektördeki bu cehennemi çalışma koşulları tüm sektör üzerinde basınç oluşturuyor. Sendikalı işçilerin hak almasını da zorlaştırıyor. Tekstil işçilerinin grevi sektördeki bu kısırdöngüyü kırmak için bir fırsat olabilir. Çünkü sendikalı işçilerin ücret ve çalışma koşullarını yükseltmesi diğer işçileri de yukarıya doğru çekebilir. Direnerek hak alınması milyonlarca tekstil işçisi için bir ümit doğurabilir.
Tekstildeki grev dalgası tekstil işçisinin makus talihini yenmek için bir işaret fişeği anlamı taşıyabilir. Ancak bunun için grevdeki başarı kadar, sektördeki örgütsüzlük kısırdöngüsünün kırılması da yaşamsal öneme sahip.