TEKELLEŞEN TURİZMİN KÖLELERİ
Çalışma Bakanlığına göre, turizm sektöründe çalışan işçi sayısı 676 bin 885. Buna göre, işçi sayısında işkolu sıralamasında dördüncü sırada.
Çalışma Bakanlığına göre, turizm sektöründe çalışan işçi sayısı 676 bin 885. Buna göre, işçi sayısında işkolu sıralamasında dördüncü sırada. Oysa gerçek sayı 1,5 ile 2 milyon arasındadır.
Bilinemezlik, esnek çalışmanın hakim iş biçimi olmasından, yüzde 6’ya varan yabancı uyruklu kaçak işçilikten, sezonluk ve kayıt dışı işçi sayısından kaynaklanıyor.
Özal ile başladı, sonrakiler devam etti. Devleti ekonomiden çektiler, sanayiye yatınm yapmadılar, teşvikleri hizmet sektörüne akıttılar.
Ücretleri düşürdüler, emekli ikramiyesini pula çevirdiler, emeklilik yaşını uzattılar ve esnek çalışmanın kuralsız, keyfiyete göre çalışünlan köleler ordusunu yarattılar. Özal, ‘Türkiye’de işçilik ucuz, koşun’ diyordu.
Teşvikler, yabancı sermayeye açılan kapılar ve ucuz işçilik, turizm sektörünü en hızlı büyüyen sektör yaptı. 1991’de 5 milyon dolarlık turizm hacmi, 2008’de 27 milyon dolara çıktı. 2000 yılında gelen turist sayısı 10 milyon 500 bin iken, 2011’de 31 milyona çıktı.
Büyüyen pastaya, yabancı sermeyenin ilgisini arttırdı, vahşi bir rekabet başladı. 2001 de zincir ve grup sayısı 396 iken, 2011’de 819’a çıktı. Küçük işletmeler ve yerli sermaye çökmeye başladı. 2011’de satılığa çıkarılan otel ve turistik işletme sayısı 2 bin 219 oldu. Yabancılar, 5 yıldızlı otellerde egemenlik kurdular, 4 yıldızlılarda ağırlık sağladılar.
Palazlanan tarikat sermayesi de harekete geçti. Hem, zevk-ü safa partileri için mekanlar lazımdı, hem de, pasta iştahlarını kabartmıştı. Önce kaplıca turizmini ele geçirdiler. Ardından, tatil köyleri ve beş yıldızlı otellere yöneldiler.
Ucuz ve kayıtdışı emek
Turizmin büyümesi, işçi sayısını ve köleleşmeyi hızlandırdı. Rekabetin esas unsuru, ucuz ve kayıt dışı emek oldu. İş Yasası değiştirilerek, işverenlere, işçiyi istedikleri gibi çalıştırma olanağı sağlandı. Esnek çalışmanın bütün biçimleri uygulanır oldu. Kısmi zamanlı, çağn üzerine çalışma, geçici işçilik, deneme süreli sözleşme, telafi çalışma… İş hayatına yeni başlayan gençler, zor koşullarda, güvencesiz ve sigortasız çalışmaya razı edildiler, mevsimlikler iş bulduklanna şükreder oldu.
Günde 13-14 saat çalıştırıldılar ama fazla mesai ücreti alamadılar.
Hastalanmamak, hastalıklannı işverene belli etmemek zorunda kaldılar.
En çok işçinin işten atıldığı alan burası… İşsizlik Sigortası alabilmek için, son üç yılda 600 gün primlerinin ödenmiş olması lazım. Yılda 3-4 ay, sezonluk çalışan işçilerin ise, bu şansı yakalaması olanaksız. Her yıl en az 7 ay sigortalı olmalan gerekiyor.
2 milyona yakın işçinin yansı kadın. Taciz, en sık karşılaştıktan durum. Kreş, emzirme odası, bu sektörde görülmez. Hamile kalmalan bile yasaktır. Derhal işten atılırlar. Beş kişinin yapacağı veya güçlerinin üzerinde işlere zorlanırlar.
Fıtık, varis, taban çökmesi, bu işkolunda yaygındır. Kat temizliğinde çalışan kadınlarda bel ve boyun fıtığı, garsonlarda ise varis, taban çökmesi ve bel fıtığı çok görülüyor.
Sendikasızlığın en yaygın olduğu sektör… Bu işkolundaki 5 sendikanın toplam üye sayısı ancak 28 bin.
Gecesi 17 bin liraya varan, paranın saçıldığı, çöpe atılan yemeklerle bir kasabanın doyacağı, eğlencede sınırlann kalktığı zev-ü safa mekanlan, işte bu sendikasız, sigortasız, her an işten atılma korkusu yaşayan, hastalanması, doğurması yasaklanmış, boğaz tokluğuna çalışan milyonlann, en vahşice sömürülmesi üzerine kuruludur ve onlann sırtından yükselir.
Yolunuz oralara düşerse, onlara sıcak bir gülümseme göndermeyi unutmayın.
Neyse ki, artık sahipleri var. Ulusal Demokratik İşçi Hareketi, turizm işkolunda da yola çıktı. Turizmin kölelerine ışık doğdu. Sahipsiz olmayacaklar artık.