24.02.2010
TEKEL DİRENİŞİ ‘OLAYI’NIN GÖSTERDİĞİ
Yalnızca tek bir dünya var: Türk, Kürt, Laz, Müslüman (Sünni, Alevi) diğer dinlerden olanlar, ateistler; hepsi tüm farklarına karşın aynı dünyaya aitler. Sermayenin dünyasına… Bu dünyada ya emek tarafında yer alıyorlar ya da sermaye tarafında. Tekel direnişi bu gerçeği bir kez daha kanıtladı.
17.02.2010
ESNEK ÇALIŞMA BİLDİĞİN 4C
TEKEL işçileri herkese gerçek yerini hatırlatıyor, safını seçtiriyor, suret-i haktan görünen aslına rücu ediyor böylece, dönüyor, “demokrasi” yerli yerine oturuyor, “AB reformları için ölürüz” diyen, sosyal haklar, çalışma hayatı denilince bir kere daha dönüyor.
16.02.2010
GERİ DÖNEN KİMLİK; EMEK
Serbest piyasaya uyumsuz ve geçimsiz kimlik ´emek´, kamusal mecradaki yerini Ankara´da buldu.
09.02.2010
YENİ İÇ DÜŞMAN: TEKEL İŞÇİLERİ
Eyleme destek veren belediyelere ‘suç duyurusu’nda bulunulmuş. Sanırsınız ki, şiddet eylemine cephane desteği veriliyor, oysa olup olacağı adamcağızlar donmasın, açlıktan ölmesin diye insani yardım.
03.02.2010
GÜZEL GÜNLERE DOĞRU
Türk-İş Genel Sekreteri ve Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, TEKEL işçilerinin direnişi karşısında, Bizi millet seçti. Ben yetim hakkı yedirtmem diyen Başbakan Erdoğan´ın eczacıya, hekime, işçiye, bakkala vBizi millet seçti onlar millet değil´ dediğini hatırlatarak soruyor: Peki bu milletin tarifini bir yapar mısınız? Kim bu millet
27.01.2010
TEKEL İŞÇİLERİNİN DİRENİŞİ, ‘PROLETARYA’NIN GERİ DÖNÜŞÜ
Tüm toplumda silinmeyecek izler bırakacak bir “olay”la karşı karşıya olduğumuz kesin: TEKEL işçileri bu mücadeleyi kendiliğinden, özgün çıkarlarını savunmak için başlattılar. Şimdi, tüm sınıfın çıkarlarının, toplumun büyük çoğunluğunun, siyasi geleceğinin temsilcisi katına yükseliyorlar. Böylece “Proletarya”nın tarih sahnesine yeniden dönüşünün önü açılıyor.
26.01.2010
‘HAZMEDECEKSİN’… / ŞÜKRAN SONER
Evet, Sayın Başbakan demokrasiye inanıyorsanız, sizin de dediğiniz gibi demokratik muhalefeti, medyadan gelen eleştirileri, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, sendikalardan, meslek örgütlerinden gelen eleştirileri, direnişleri, hele de işçinin hak arama eylemlerini içinize sindirecek, hazmedeceksiniz…
22.01.2010
ERDOĞAN DUYARSIZ KALMAYI SÜRDÜRECEK Mİ?
TEKEL işçilerinin açlık grevinde, 39 günlük direnişin en kritik olması gereken kavşağına girildiğini bildiren haberler birbirini izliyor.
21.01.2010
KÖŞELERDE İŞÇİLERE YER YOK MU?
Medyadan nasıl umudu kestiysem, Ankara’daki TEKEL işçilerine destek mitingini yerinde görmeden rahat edemeyecektim. Arkadaşım Tuna Kiremitçi de “hadi gidelim” deyiverince hiç ikiletmedim. “İki kişi iki kişidir” diye gittik, heyecanlandık, umuda kapıldık ama bunların hiçbirini anaakım medyada göremedik.
20.01.2010
TEKEL İŞÇİSİ NEDEN YALNIZ?
Türkiye´nin dört bir köşesinden gelen işçiler Ankara´nın Sakarya´sında günlerdir sokakta yatıp kalkıyor. Öncelikle Türk medyasının fevkalade kötü bir sınav verdiğini söylemeliyiz. Çoğu kadın onlarca insan, beton üzerinde açık havada yatıp kalkıyor. Medya bu haberi ısrarla birkaç dakikalık, ´´Eylem sürüyor´´ üst başlıklı haberlerle geçiştiriyorsa bu utanç vericidir.
15.01.2010
TEKEL İŞÇİSİNE KİRLİ SAVAŞ TAKTİKLERİ SÖKMEDİ
Hükümetin türlü taktikleri ve bürokratı, polisi, yandaş medyası, sendikasıyla bitirmeye çalıştığı TEKEL eyleminde yeni bir aşamaya geçiliyor. TEKEL işçisi, AKP´nin kirli taktiklerine yanıtı sokakta veriyor.