Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
09 Şubat 2015
MERKEZ BANKASININ HALLERİ

Erdoğan, bu hafta Türkiye’de olmayacak. Cumhurbaşkanı’nın altı gün sürecek Kolombiya-Küba-Meksika gezisinin resmi heyetinde, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de yer alıyor.
Peki bu “yokluk”, faiz tartışmasını bir nebze yatıştırıp doların ateşini söndürür mü?

MERKEZ BANKASININ HALLERİ
Erdoğan, bu hafta Türkiye’de olmayacak. Cumhurbaşkanı’nın altı gün sürecek Kolombiya-Küba-Meksika gezisinin resmi heyetinde, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de yer alıyor. 
Peki bu “yokluk”, faiz tartışmasını bir nebze yatıştırıp doların ateşini söndürür mü? 
Dün akşam uçağının kalkmasına dakikalar varken, “Merkez Bankası yönetemiyorsa hesabını verecektir” demeseydi eğer, “ihtiyatlı iyimserlik” içinde olabilirdik. 
Bu noktadan sonra artık, Cumhurbaşkanı’nı, Bogota yahut Havana’da, mevkidaşlarıyla basın açıklaması yaparken bile Merkez Ban-kası Başkanı Erdem Başçı’ya yüklenirken izleyebiliriz.
Öfkelendiği bir meseleyi “son kullanma tarihi” dolana dek bırakmayan bir siyasetçiden söz ediyoruz. 
Dahası mevcut koşullarda öfkesinin dinmesi için de bir neden görünmüyor. 
Bir kere, kendisi feragat etmedikçe, Erdoğan, teorik olarak Başçı’ya 14 ay daha “katlanmak” zorunda. Beş yıllığına atanan Merkez Bankası başkanları görevden alınamıyor çünkü. 
Nitekim, Cumhurbaşkanı’nın adeta nefesi tıkanarak “Böyle bağımsızlık mı olur?” diye bağırışının arka planında, bu öfkenin de gizlendiğini söylemek yanlış olmaz. 
(Diğer ikisine aşağıda değineceğim.) 
Merkez Bankası Başkanı’nı, görevi sırasında “almanın” tek hukuki koşulu, yasasını değiştirmek. Kolay göze alınası bir girişim değil. TL’nin değer kaybettiği, döviz talebinin arttığı bir ortamda, başkanı görevden almaya dönük bir yasa değişikliğinin “vukuu şuyuundan beter” olacaktır. (Yani dedikodusunun bile ekonomik göstergelere faturasının ağır olacağı brifingi Erdoğan’a mutlaka verilmiştir.)
***
Seçim arifesinde bütün konsantrasyonunu “başkanlık” tartışması üzerinden seçmen algısına yönelten ve ihtiyaç duydukça güncellediği “iç düşman” olarak bu kez Merkez Bankası’nı seçmiş olan Erdoğan’ın sinirlerinin yatışması için tek “çare”(!), Başçı’nın bu görevi kendi isteğiyle bırakması. 
Peki, Başçı neyi test ediyor? Kamuoyu önünde bunca sık ve ağır baskıya ne kadar dayanacak? İşte, giderek daha sık sorulmaya başlanan soru da bu. 
Başçı’nın sadece bugünlerde değil, bırakmayı çoktandır istediği, birkaç kez Bakan Babacan’ın girişimiyle vazgeçtiği, yanı sıra, istifasının piyasalarda doğuracağı, daha doğrusu, tetikleyeceği olası sonuçlar nedeniyle faturanın yeniden kendisine kesilme ihtimalinden kaygı duyduğu konuşuluyor. 
(Geçenlerde bir yemekte Başçı’nın lojmandan taşınma hazırlığı içinde olduğunu duydum. Teyit edebildiğim bir bilgi olmadığını hemen söyleyeyim. O nedenle bu bilginin yakın gelecekteki bir görevi bırakmanın işareti olup olmadığını da bugünden kestirmek güç.)
***
Ancak asıl sorun, Başçı’nın varlığı ve izlediği politikaların ötesinde; Merkez Bankası bağımsızlığının siyaseten artık sahiplenilmiyor oluşunda düğümleniyor. 
2001 krizinin ardından yasayla sağlanan “bağımsızlık”, yukarıda aktardığım, “başkanın göreve getirilme alınma usulünün ötesinde” çok önemli iki kurala daha dayanıyordu: 
Fiyat istikrarı görevi ile Hazine’nin Merkez Bankası’ndan kısa vadeli avans (yani nakit para) kullanımının sona ermiş olmasına. 
İşte bu “bağımsızlık”tan vazgeçilebileceğinin sinyali geçenlerde Ekonomi Bakanı Zeybekci’den geldi. Merkez Bankası hedefleri arasında -şu anda olmayan- büyüme, ihracat artışı ve istihdamın da yer alması gerektiğini söyleyen Bakan, yasayı değiştirmek gerektiğini açıkladı. 
Görünen o ki, başkanların göreve getirilip alınma usulünü, Merkez Bankası’nın hedeflerini ve muhtemelen Hazine’ye “bağımsızlık” öncesinde olduğu gibi yeniden kısa vadeli avans sağlama yolunu açacak bir yasa değişikliği kapıda. 
“Kapıda” derken, bu değişikliğin hemen şimdi yapılma ihtimali yüksek görünmüyor. Ama daha geçen hafta TRT yayınında “Çalışacağım adamı ben belirlerim. Benle gelen benle gider” demiş olan Cumhurbaşkanı’nın, bu hamleyi seçim sonrasına bıraktığını anlamak güç değil. 

Bugün Merkez Bankası’na psikolojik şiddet düzeyinde “faizi indir” baskısı yapanlara hatırlatmak gerekiyor: Planları gerçekleştiğinde sonucu, tahminlerin ötesinde tahrip edici olabilir. Ve o gün geldiğinde, “Ekonomi bozulursa faizleri indirmediği için sorumludur” bahanesini üretecekleri bir Merkez Bankası da kalmayacak.  

DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.