LECH WALESA İLE GDANSK’TA
Gdansk büyük bir işçi direnişinin başkenti. 1980 yılı Ağustos ayında Lenin Tersanesi´nde çalışan işçiler, onlara göre baskıcı bir rejim olan, Polonya yönetimine karşı ayaklandılar. Direnişi örgütleyen Lech VValesa isminde bir tersane işçisiydi.
_10087_10865.jpg)
Gdansk büyük bir işçi direnişinin başkenti. 1980 yılı Ağustos ayında Lenin Tersanesi’nde çalışan işçiler, onlara göre baskıcı bir rejim olan, Polonya yönetimine karşı ayaklandılar. Direnişi örgütleyen Lech VValesa isminde bir tersane işçisiydi. Sonraları "dayanışma" adı ile anılan bu direniş ülkede bulunan 200 bin Sovyet askerine ve Rus tanklarına rağmen tüm halkın ayaklanmasına önce Polonya hükümetinin düşmesine, rejimin değişmesine ve giderek Sovyetler Birliğinin dağılmasına neden oldu. Türkiye Barolar Birliği’ni iki meslektaşımla birlikte temsil ettiğim Avrupa Birliği Barolan ve Hukuk Dernekleri örgütü CCBE’nin aylık toplantısı 29 Mayıs’ta Gdansk’ta yapıldı. Toplantının açılış günü daha divan teşekkül ederken bir alkış koptu. Ne oluduğunu anlamaya çalışırken baktım salona beyaz saçları ve görkemli bıyığı ile Lech VValesa geliyor. Daha sonra Polonya Cumhurbaşkanlığı’na seçilen Lech VValesa Avrupa’da bir milyon avukatı temsil eden CCBE’nin delegelerine önemli bir konuşma yaptı.
MADALYONUN İKİ YÜZÜ
Bazılarına göre Lech VValesa bir haindir çünkü işçi sınıfının kurtuluşu için kurulmuş olan marksist bir düzene karşı çıkmış ve onun yıkılmasını sağlamıştır. Bazılanna göre ise o bir işçi sınıfı kahramanıdır. Direnişi başlattığı tarihten tam 35 yıl sonra direnişe 10 arkadaşı ile karar verdiği, günlerce arkadaşlan ile yerlerde uyuduğu salonda Avrupa’nın avukatlanna seslenmesi onu duygulandırmıştı. Konuşmasında, "Ben tarihe sadece yıkan bir adam olarak değil, dünyanın bugün yaşadığı sorunları çözen bir adam olarak da geçmek istiyorum ve bunun için dünyanın bütün avukatlannın yardımına ihtiyacım var" deyince salon onu ayakta alkışladı. Konuşmasından sonra CCBE’nin Polonyalı Başkanı Mana Slazak, "Lech VValesa’ya soru sormak isteyen var mı?" deyince hemen söz aldım.
İŞÇİ SINIFININ GÜCÜNÜ KANITLA YAN ADAM
Dedim ki, "Yaşamını işçi sınıfına adamış bir avukat olarak bir gerçeğin altını çizmek istiyorum. Önderliğini yaptığınız direnişin sonuçlan bakımından sizi eleştirenler olabilir ama siz bir gerçeği kanıtladınız: İşçi sınıfı, karar verdiği zaman, en güçlü yönetimleri yıkacak kadar güçlüdür. Siz Polonya işçi sınıfının bir rejimi yıkması için verdiği karan oluşturan önderi oldunuz ve dünya işçi sınıfına şu mesajı verdiniz, İşçi sınıfı kararını verdiği zaman hiçbir engel onu durduramaz.’ Siz gelişmekte olan ülkelerin işçi hareketleri için bir meşalesiniz ve umarım gün gelir sizin verdiğiniz örneği onlar da yaşama geçirir."
İŞÇİ SINIFIMIZ LECH WALESA’YI TANIMALIDIR
Lech VValesa’nın bizim sendikalanmız ve işçi hareketimiz için önemi işçi sınıfını ortak karar noktasına getirebilmesidir. Sınıf bilinci yaratıp sınıfın ortak çıkarlan için ortak bir karar alınmasının önemini ve gücünü kanıtlamış bir insandır Lech Walesa. Bugün ülkemizde işçiler sömürülmekte ve ezilmektedir. Bu sömürünün bir unsuru işverenler ise diğer unsuru da sendikacılığı işverene yakın durma olarak algılayan san sendikalardır. Sendikalarımızın ve konfedrasyonlanmızın çoğunluğu sendikacılığı yanlış algılamakta ve uygulamakta, işçi sorunlannı işverenlere, AKP Hükümeti’ne yakın durarak çözebilecekleri yanılgısını yaşamaktadırlar. Ülkemizde yasalar sendikacılığı zorlaştırmış, AKP’nin politikaları da özgür sendikacılığı yok etmiştir. Sendikacılığın onurunu, özgürlüğünü savunan bir avuç sendika ve sendika önderi AKP’nin hedef tahtası haline gelmiştir.
BU ÜLKENİN DE LECH WALESA’LARA İHTİYACI VAR
Olayı işçi sınıfını diriltmek, bilemek ve tek vücut haline getirmek açısından ele aldığımızda Lech VValesa ülkemiz işçilerine ve sendika yöneticilerine örnek olmalıdır. Bugün işçilerimiz ve sendikalarımız maalesef sınıfın çıkarları için birleşmekten çok kısır çıkarlar için bölünmekten yanadır. Böylesine yamalı, ortak akıldan uzak bir işçi hareketinin başanlı olması düşünülemez. İşçilerimiz kendilerinin ve aile bireylerinin çıkarı ve güvenliği için ortak bir siyasal akılda birleşmedikçe sömürülmeye devam edeceklerdir demektir.
Not: Adana Barosunun düzenlediği konferansta 11 Haziran 2015 günü saat 10.00’da Şirin Park Otel Gold Salonu’nda "Sendikacılığımızda direnişler, grevler ve çözüm yollan" konusunda konuşacağım. Konuya ilgi duyan sendikacı dostlara duyururum.