KADIN, ÜCRETTE DE İKİNCİ SINIF
Kadın sorununu 8 Mart’tan 8 Mart’a hatırlıyoruz. Diğer zamanlarda ise hasıraltı etme samimiyetsizliğimiz var. Buna tavır, bizzat kadınlardan gelmelidir. Kadınların, özellikle iş yaşamından dışlanmaları bizdeki neoliberal-gerici iktidarla pekişiyor.

Kaynak:cumhuriyet Gazetesi
Kadın sorununu 8 Mart’tan 8 Mart’a hatırlıyoruz. Diğer zamanlarda ise hasıraltı etme samimiyetsizliğimiz var. Buna tavır, bizzat kadınlardan gelmelidir. Kadınların, özellikle iş yaşamından dışlanmaları bizdeki neoliberal-gerici iktidarla pekişiyor. Kadınların işgücüne katılım oranı AB’de yüzde 65 iken Türkiye’de yüzde 27. İşgücü pazarına çıkabilenlerin de yüzde 13’ü iş bulamıyor, kentlerde kadın işsizliği yüzde 20 ile erkek işsizliğinin 7 puan üstünde. Eli ekmek tutan, işi olan kadınlar 6.5 milyon görünüyor. Ama bunların yüzde 42’si, yani 3 milyona yakını tarım-hayvancılık faaliyetinde, yani kırlarda. Kentlerde iş bulabilmiş 3.5 milyon kadından neredeyse üçte biri (yüzde 32) sigortasız, güvencesiz, yani kayıt dışı işlerde çalışıyor. Yaklaşık 10 milyonu bulan sigortalıların sadece yüzde 24’ü kadın. Yani kayıtlı ücretlilerin ancak dörtte biri kadın.
Kadın ücretliler, sigortalı, kayıtlı çalışılan işyerlerinin birçoğunda “ikinci sınıf”… Kadın ücretliler birçok sektörde erkeklere ödenenin altında ücretlerle çalıştırılıyor. Bunu, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirilen prime esas günlük ücretlerden görebiliyoruz.
Kadın çalışanların yoğun olup da ücret farkı da en yüksek olanların ağırlıkla vasıfsız emek kullanan gıda, giyim, tekstil, büro, turizm gibi sektörler olduğu görülüyor. İstihdamın yoğun olduğu sektörlerden gıdada ve büro işlerinde kadın ücretleri erkeklerinkinden yüzde 21 geride. Turizmdeki kadın işçiler de yüzde 12 daha az ücret alıyorlar. Sağlıkta 218 bin dolayında sigortalı ücretli var ve kadınların yüzde 65’e yakın ağırlığı var. Çoğu hemşire, ebe gibi yardımcı sağlık personeli olan bu sektörde de kadınlar, erkeklerden yüzde 10 daha düşük ücret alıyorlar.
Giyim ve tekstil sektörlerinde 750 bin dolayında çalışan var ve giyimde kadın oranı yüzde 45’i buluyor. Ama bu sektörde de kadın ücretleri erkeklerinkinden ortalama yüzde 5 dolayında geride.
Bilgi, hizmet, finans, reklamcılık, hukuk, muhasebe gibi, daha çok yükseköğrenim diplomalı kadınların istihdam edildikleri sektörlerde kadın-erkek ücret farkları daha düşük. Örneğin, finans sektöründe fark yüzde 3’ün altında.
Bütün bu sektörlerde erkek-kadın ücret farkı kadın aleyhine görünürken, istihdamın en yüksek olduğu ve 920 bine ulaşan perakende sektöründe kadın ücretli oranı yüzde 32’yi bulurken kadın ücretleri yüzde 1 de olsa erkeklerinkinden yukarıda. EĞİTİMde de kadın ücretlerinin erkeklerinkinden yüzde 5 fazla olduğu görülüyor.
***
Özellikle vasıfsız emek istihdam eden sektörlerde kadın ücretlerinin erkeklerinkinin altında olması “ayrımcılığı”, daha doğrusu çarpıklığı, örgütsüzlüğün, sendikasız, toplusözleşmesiz bir düzenin sonucu. AKP; özellikle dayandığı KOBİ’leri korumak için bu düzeni koruyor. Ücret eşitsizliği sorununa çözüm, erkek-kadın, tüm işçilerin cinsiyetçi yaklaşımı aşıp birlikte örgütlenmeleriyle, sendikal mücadele ile toplu sözleşme hakkını kullanmaları ile mümkün.
Not: Altı ay önce, 9 Eylül’de yazdığım “Yetmez Ama Evet’çiler Kimlerdir?” başlıklı yazımda yer alan isimlerden Necmiye Alpay, geçen hafta gönderdiği iletide referandumda “boykotçu” olduğunu bildiriyor.