Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada sendikaları ve genel olarak işçileri zor günler bekliyor. Ekonomilerdeki olumsuz gelişmeler demokratik ülke siyasetlerinde milliyetçi, tutucu partilerin öne çıkması işçilerin örgütlenmesi ve sendikaların geleceği için önemli bir tehlike oluşturuyor. Örneğin Fransa. Son seçimlerde merkez adayı olarak seçilen yeni cumurbaşkanı işçi hareketine karşı savaş açmış durumda. İş Yasası’nda işçilerin kazanılmış haklarında çok önemli değişiklikler yapma hazırlığında. İşverenlerin isteği doğrultusunda işten çıkarmaları kolaylaştıracak, sendikalaşmayı zorlaştıracak, çalışma saatlerinde kazanılmış hakları oradan kaldıracak bir dizi girişimin hazırlığı yapılıyor. Yakın bir gelecekte işçi sendikalarının bu girişime yanıtı çok sert olacak ve Fransa çok yakın bir gelecekte sıcak günler yaşayacak, işçilerle polis çatışacak belki ölümler olacak çünkü Fransız işçisi Alman faşizmine karşı çok ciddi mücadeleler vermiş bir halkın çocuğu.

 

 

Dünya işçi sendikaları çok uluslu şirketlerin tehdidi altında yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Gittikleri ülkelerde satın aldıkları ya da birleştikleri işyeri çalışanlarından ücretlerde indirim, çalışma saatlerinde çoğalma istiyorlar. İşçilerin sendikalaşmasına şiddetle karşılar. Gittikleri ülkelerde çok rahat işçi çıkarıyor ve eğer istekleri karşılanmazsa işyerini kapatıp başka bir ülkeye taşıma tehdidinde bulunuyorlar. Sömürü diz boyu. Bangledaş’da tekstil sektöründe dört milyon işçinin ayda 70 dolara çalıştırıldığı ve fabrika çıkış maliyeti 7 dolar olan bluejeanlerin Avrupa’da 49 avroya satıldığı belrtildi.

 

Çok uluslu şirketler gittikleri her ülkede sendikaları yok etme çabasında. Böyle gider ve bu şirketler dünya çapında güçlerini daha da arttırır ve daha yaygınlaşırlar ve ulusal ekonomiler de şirketlere teslim olursa sendikacılığın tarih olacağı tehlikesi çok ciddi olarak bu genel kurulda tartışıldı. Bu şirketlerin temel işlevinin şirketi zenginleştirmek ve birey olarak işçiyi ezmek olduğunun altı çizildi.

 

 

Bilişim akıl almaz biçimde gelişmeler gösteriyor. Yapay akıl, robotlar insanlığın geleceğini belirleyeceğe benziyor. Bu gelişimin en ağır bedelini işçiler ödeyecek ve işlerini bu yüzden kaybedecek olan işçilerin oluşturacağı işsizler ordusu her ülke için çok büyük ekonomik ve siyasal sorunların kaynağı olacak. Bunu önlemek için ülkelerin şimdiden bazı önlemler alması kaçınılmaz gibi görünüyor. Örneğin Almanya Çin şirketlerinin Almanya’da bir Alman şirketi ile birleşmesini veya Almanya’da bir şirket kurmasını yasaklayan bir yasa çıkardı. Bu yöntem çok uluslu şirketlerin ulusal sermayeyi ve ulusal şirketleri ezmesinin önünü açabilir.

 

 

Yabancı sermaye istilasına karşı bir ülke ancak daha fazla demokrasi ile karşı koyabilir. Daha fazla demokrasi için sendikaların mutlaka siyasal ortamda etkili olması için çalışma yapması zorunludur. Sendikaların siyasal ortamda etkili olması ise üyelerinin ve işçilerin siyaseten bilinçlendirilmesi ve sınıf bilincine kavuşturulması ile olur. Ülkemizin bir demokrasi ve yabancı sermaye sorunu vardır. Sendikalar konuyu ciddi olarak tartışmalı ve yok olmalarını önlemek için üyelerinin siyasal eğitimine önem vermelidirler.