İşsizlik hesaplamaları üzerine bir tartışmadır gidiyor. TUİK´in açıkladığı rakamlara, gerçek işsiz sayısı bu mudur diye hep şüpheyle yaklaşıldı.

İşsizlik hesaplamaları üzerine bir tartışmadır gidiyor. TUİK’in açıkladığı rakamlara, "gerçek işsiz sayısı bu mudur" diye hep şüpheyle yaklaşıldı.

TUİK’in Mart 2013 dönemini kapsayan son raporuna da itirazlar oldu. Mart 2013 dönemi Hanehalkı İşgücü İstatistikleri’ne göre, "Türkiye genelinde işsiz sayısı 2013 yılı Mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 186 bin kişi artarak 2 milyon 801 bin kişiye yükseldi. İşsizlik oranı ise 0,2 puanlık artış ile % 10,1 seviyesinde gerçekleşti. Tarım dışı işsizlik oranı 0,2 puanlık artış ile %12,3, 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı ise 1,9 puanlık artış ile %19,3 oldu." Aydınlık gazetesi 19 Haziran 2013 tarihindeki "İşsizlik 4 aydır yüzde 10’un üzerinde" başlıklı yazıda, iş arama ümidini yitiren, "iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar" diye tarif edilenlerle birlikte gerçek işsizlik oranının %16.6 olduğunu yazdı. "TUİK’in hesaplamalar dışında bıraktığı, işgücüne dahil olmayan nüfustaki iş aramayıp çalışmaya hazır olanların sayısını ise 2 milyon 177 bin kişi. Bunlardan iş bulma ümidi olmayanlar 759 bin kişi.

Bu rakamı açıklanan işsiz sayısına eklediğimizde gerçek işsiz sayısı 4 milyon 978 bin kişi oluyor. İşsizlik oranını bulmak için, 27 milyon 776 bin olan istihdam rakamına iş aramayıp çalışmaya hazır olanları dahil ettiğimizde bu rakam 29 milyon 953 bin kişi oluyor. Oranladığımızda ise gerçek işsizlik oranı yüzde 16 .6 oluyor." Aydınlık’ın değerlendirmesi doğru. Ama bu kadar da değil. 100 bine yakın iş bulamamış mevsimlik işçileri, çalışamaz haldeki 3,5 milyon kişiyi ve "içeriği açıklanmayan" bir 1,7 milyonluk kişiyi de gerçek işsiz sayısında dikkate almak lazımdır. Şimdi gelelim tartışmaya nokta koyacak belgeye.

TÜİK Başkan Vekili Sayın Mehmet Aktaş’tan, 28 Şubat 2013 tarihli, 69662481621.03-53 sayı numaralı bir mektup aldım. Sayın Aktaş, 21 Şubat 2013 tarihinde, bu köşede yayınlanan "İşçi sınıfını terbiye etmede taşeron sistemi" başlıklı yazımdaki "İşsizlik, TUİK’in rakamlarla oynayarak küçültmeye çalışmasına rağmen 6,5 milyona ulaştı. İş bulma umudunu yitirenler 2 milyon civarında" dememe itiraz ediyor. "Resmi istatistikleri diğer verilerden ayıran en önemli özelliklerden birisi karşılaştırılabilirliktir. Bu yüzden uluslararası tanımlamalara uygun olmayan hesaplamalar kabul görmemekte ve bu şekilde üretilen veriler ülke karşılaştırmalarında kullanılamamaktadır…

Türkiye istatistik Kurumu tarafından uluslararası standartlar esas alınarak üretilen istihdam ve işsizlik verileri ILO, OECD, EUROSTAD, IMF, Dünya Bankası gibi kuruluşlarca kullanılmakta ve diğer ülke verileri ile birlikte yayımlanmaktadır. işsizlik konusunda uluslararası standartlar ILO önderliğinde ve tam ülke istatistik ofisleriyle müzakere ve uzlaşı sonucu belirlenmiş olup, tüm istatistik ofisleri gibi Türkiye istatistik Kurumu da Hanehalkı işgücü Anketinde bu tanım ve kavramları esas almaktadır. Yakın ilginize teşekkür eder, çalışmalannızda başarılar dilerim Mehmet Aktaş / TÜİK Başkan Vekili." Nezaketi ve ilgisi için ben de teşekkür ediyorum. Ancak Sayın Aktaş’ın açıklamalan, beni ve 19 Haziran tarihli Aydınlık’ın haberini doğrulamaktadır.

Bu durumda;

1- Standartları ve hesaplama usullerini belirleyen, dünyaya dayatan, İLO, OECD, EUROSTAD, IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist örgütlerdir.
2- İş arama umudunu yitirenleri, mevsimlik işçileri ve çalışamaz halde olanları işsiz toplamına dahil etmeyerek işsizliğin boyutlarını kâğıt üzerinde düşürmektedirler.
3- Türkiye ve istatistik kurumlan, emperyalist merkezlerin bu çarpıtıcı ve eksilten yöntemini benimsemiştir.
4- Açıklanan işsiz sayısına, hesaplama dışında tutulan iş arama umudunu yitirenleri, mevsimlik işçileri ve çalışamaz halde olanları da eklemek gerekmektedir. Nokta.