İŞÇİ SINIFININ SEVDALILARI
Güçsüzün yanında olmak, onu korumak, onu savunmak güçlülerin egemen olduğu bu dünyada zor iştir. Bu yandaşlık yürek ister, inanç ister, birikim ,ister ve hepsinden çok sevda ister. İşçi sınıfının önderleri, bu sınıfın ideolojik aydınları, güçsüzü savunmanın bir onur olduğunu bilmeli ve bu işi aşk ile yapmalıdırlar.
Güçsüzün yanında olmak, onu korumak, onu savunmak güçlülerin egemen olduğu bu dünyada zor iştir. Bu yandaşlık yürek ister, inanç ister, birikim ,ister ve hepsinden çok sevda ister. İşçi sınıfının önderleri, bu sınıfın ideolojik aydınları, güçsüzü savunmanın bir onur olduğunu bilmeli ve bu işi aşk ile yapmalıdırlar. Bunları yazıyorum çünkü işçi sınıfını çok zorlu bir dört yıl bekliyor. Muhalefetin beceriksizliği, aymazlığı sayesinde bir dört yıl ezici bir Meclis çoğunluğu ile ülkeyi yönetecek olan AKP işçi yandaşı bir parti olamadığını geçmiş 13 yılda sergildiği tutumu ile kanıtlamıştır. Yayınladığı İstihdam Strateji Belgesinde önümüzdeki dört yıl içinde işçi sınıfının aleyhine gerçekleştireceği politikaları açık açık yazmıştır. AKP’nin işçi aleytan politikaları bu kadar rahatlıkla ilan edebilmesinin elbette nedenleri var.
KAĞITTAN KAPLANA DÖNMÜŞ SENDİKALAR
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikalar yasası ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi yasası sendika özgürlüğünü yaşama geçirememiştir. 4688 sayılı yasa kamuda sendikacılığı bitirmiş ve iş sözleşmesine dayalı çalışanlannın sendika ve toplu sözleşme hakkı 6356 sayılı yasa ile yasaklarla donatılmıştır. Her iki yasanın kurgusu ILO’nun 87 ve 98 sayılı sözleşmelerinin ilkeleri ile örtüşmemektedir. Toplum yaşamında sendikalar çok önemli bir baskı grubu ve gerektiğinde önemli bir muhalefet kaynağıdır. AKP’nin fıtratında demokrasinin temel kurumlannı yok etmek var olduğu için sendikalar son 13 yılda tırnaklan ve dişleri sökülmüş kağıttan kaplana dönüştürülmüş ve siyasi iktidann arka bahçesi yapılnıştır. AKP iktidanna biat etmeyen sendika önderlerini Hava-İş, Petrol-İş sendikalannda olduğu gibi tasfiye etmiş, Tekgıda-İş de bunu gerçekleştiremediği için , Çalışma Bakanlığı aracılığı ile yetki işlemlerini hep yoksa sürmüş, bu sendikanın işkoluna giren işyerlerini kasıtlı olarak özelleştirmiş ve sendikanın üye gücünü kırmak istemiştir. Tekgıda-İş sendikası kamuda kaybettiklerini özel sektörde hızla örgütlenerek AKP’nin bu oyunu boşa çıkarmayı büyük bir başarı ile sürdürmektedir.
SENDİKALAR DİK DURMAK ZORUNDADIR
Eğer işçi sınıfının önderleri bu sınıfa sevdalı iseler ve işlerini aşk ile yapmak istiyorlarsa içine düşürüldükleri bu utanç verici durumdan kurtulmak için ayağa kalkmak, AKP’nin işçi ve özgür sendika karşıtı politikalanna karşı dik durmak zorundadırlar. 1830’larda İngiltere’de yeni ortaya çıkmaya başlayan ama korkunç boyutlarda sömürülan işçiler topluca Krala gidip yazılı bir belge sunarak haklannın tanımmasını istemişlerdir. Sendikacılanmız sosyal siyaset literatüründe adına Chartist Movement-Yazılı Belge Eylemi denen bu eylemden ders almalı ve sorunlannın ne olduğunu belgelemelidirler. Bunun için en büyük işçi Konfederasyonu ya tek başına ya da yanına diğer işçi ve memur Konfederasyonlannı da alarak 4688 ve 6356 sayılı yasalar ile 4857 sayılı İş Yasasında çalışanlar yaranna değiştirilmesi geren maddeleri, olması gereken içeriklerini bir manifesto biçiminde hazırlamalı ve yeni hükmetin Başbakanına (yoksa Cumhurbaşkanına mı!) topluca giderek hazırladıkları belgenin yasalaşmasını istemelidirler. Bunu istemek en doğal haklarıdır ve de demokrasinin gereğidir.
İşçi sınıfın sevdalı olduğunu sandığımız, kendi kişisel çıkarlarından önce işçi sınıfının çıkarlarına önem verdiklerine inanmak istediğimiz işçi sınıfının önderlerine seslenmek ve "haydi sınıfın öncüleri göreve" çağnsını yapmak istiyoruz.