Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
01 Kasım 2018
İŞÇİ SINIFI NİYE ÖNEMLİ?-1

Seçimde partisi beklediği miktarda oy almamışsa ona yüklenir. İğneyi kendine batırmaz, “Ben nerede yanlış ya da neyi eksik yaptım” diye düşünmez.

İŞÇİ SINIFI NİYE ÖNEMLİ?-1

Seçimde partisi beklediği miktarda oy almamışsa ona yüklenir. İğneyi kendine batırmaz, “Ben nerede yanlış ya da neyi eksik yaptım” diye düşünmez. “Olgunlaşmayan şeyler mi var” diye de merak etmez. Kendi partisini sistemin partileriyle aynı kefeye koyar, iki selam vermeyle işçi sınıfının kitleler halinde peşine takılacağını sanır. Olmayınca da, başı belaya giren işçiye, işten atılana, eyleme mecbur kalana, hatta canından bezip intihara kalkışana bile, karşısına geçip “oh olsun” der. Böyleleri az değil.

Oysa tanısa işçiyi, başka sınıflarda olmayan meziyetlerini bilse, her zaman açığa çıkarmadığı enerjisini aklında tutsa, sadece selam vermekle kazanabileceğini sanmasa, daha özenli davranacak, böyle hoyratça da davranmayacak. Unutanlara hatırlatalım.
 
EN BÜYÜK SINIF
 
1920’lerde işçi sayısı 100 bin dolayında idi. 1921 Sanayi Sayımı’nın da saptadığı budur.
 
Ya bugün?
 
Köylü, esnaf, sanayici, tüccar… Bu sınıf ve tabakaların hepsinin toplamından bile kalabalıktır. 2018 yılının Ocak ayında SGK’ya kayıtlı işçi sayısı 16 milyon 038 bin 268, 2018 yılı Temmuz ayında kamu çalışanlarının sayısı 2 milyon 473 bin 228’dir. İkisinin toplamı 18 milyon 511 bin 496’dır. Sigortasız kayıtsız çalıştırılan kaçak işçilerle “işgücünü satarak geçinen” ya da “başkasının yanında ücret karşılığı çalışan” diye tanımlanan işçilerin sayısı 20 milyonu geçmektedir. Bakmakla yükümlü oldukları aileleriyle birlikte, toplam nüfusun yüzde 70’inden fazlası işçidir.
 
O halde neymiş? İşçiyi kazanmayan iktidara gelemezmiş.
 
BÖLÜCÜLÜĞÜN VE GERİCİLİĞİN PARATONERİ
 
Daha fazla sömürü için kör bir rekabete sokulan işçide, bireyci ve kaderci eğilimler de yeşerir. Sağ partilerin durgun işçi kitlelerini avlayabilmesi de bu sayededir.
 
Çalışma arkadaşıyla dar ortamlarda kimseyle olmadığı kadar zaman geçiren, birlikte bir değer yaratan işçi, kolektif üretimin eserini biriktirir. Arkasından çekiştiren bireycilik ve kadercilik, diğer yanda ortak üretimin biriktirdiği kolektif bilinç… İzbe ocaklarda, robotlaştıran bantlarda, demiri eriten fırınlarda, farkına varmadan biriktirdikleri enerji açığa çıktığında, sadece kendisi için değil, ezilen bütün sınıf ve tabaklar için, umut çıkar ortaya.
 
Vakti zamanı gelinceye kadar biriken potansiyel bilinç, ilerlemenin dinamiğini barındırmaz sadece. Sınıfı birlikte tutan harçtır, ulusu bir arada tutan çimentodur artık.
 
Bizim işçi sınıfımızın ve milletimizin arkasındaki Kurtuluş Savaşı tecrübesi ve Cumhuriyet terbiyesi, sınıfı ve milleti bir arada tutan çimentoyu daha da pekiştirmiştir.
 
İşte bu yüzdendir ki, bütün şer kuvvetlerin, ABD ve AB emperyalizminin ve PKK’nın 30 yılı aşan çabaları boşuna olmuştur. İşçi sınıfını parçalayamadıkları için, milleti de parçalayamamışlardır.
 
65 YILDIR EMPERYALİZMLE SAVAŞIYOR
 
Batılı emperyalistler, NATO’lu, ABD’li yıllarda ve AB sevdası dönemi boyunca, işçi sınıfımıza tuzak üstüne tuzaklar kurdular. Milleti ele geçiremezlerdi yoksa. Onların kontrolündeki iktidarlar da bu planların aleti oldular. NED’i, ETUC’u, yetmezse CIA’yı bu amaçla sahaya sürdüler. ABD’ye götürüp özel eğitimlerden geçirdiler, CIA denetimindeki örgütlerin kıskacına aldılar, dolar yağmuruna tuttular. AB eğitimlerinden geçirdiler, AB fonlarını açtılar. Bütün bunlar yetmez diye, sendikacıların zaaflarını dosyaladılar, kasetlere aldılar. Ama boşuna.
 
1950 sonrası giderek yükselen, dizginlenemeyen bir işçi hareketi vardı.
 
1970’lerde iktidar sallayan, 1990’larda Özal-Akbulut iktidarını, sonrasında Çiller’i deviren harekettir bu.
 
IMF bu ülkeden tasını tarağını toplayıp gittiyse işçi sınıfı sayesindedir. 80’lerin ortalarından itibaren, “Kahrolsun IMF Bağımsız Türkiye” diyen milyonlarca işçinin gür sesi sayesindedir.
 
Tahkime karşı mitinglerde meydanlar işçi seli idi.
 
2003’te ABD’nin Irak’ı işgaline destek olmaya çalışan teskerenin püskürtülmesinde işçi sınıfımızın katkısı büyüktür.
 
“TEKEL VATANDIR” diye başlayan haykırış, TELEKOM, TÜPRAŞ, SEKA, ERDEMİR, SEYDİŞEHİR, ŞEKER, MADENLER, oradan da dalga dalga bütün yurdu sardı. Cumhuriyet mitinglerinde 15 milyonun “Ne ABD Ne AB Bağımsız Türkiye” diyen gür sesi buradan beslenmiştir.
 
Özelleştirmeye karşı mücadele, sadece fabrika savunma mücadelesi değildir. Emperyalizmin ulus devleti parçalama, milleti dağıtma planını da bozmuştur.
DİĞER HABERLER
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS
EN TEMEL GIDAYA ERİŞMEK BİLE LÜKS

47 aydır artan gıda enflasyonu nedeniyle sağlıklı beslenmek lüks oldu.

PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ
PATRONLAR İÇİN YAŞAMAYACAĞIZ

1 Mayıs, 8 saatlik iş günü mücadelesinin bir sonucuydu. ABD’de daha kısa çalışma saatleri tekrar sendikaların gündeminde. Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) 32 saatlik iş haftasını grev ve örgütlenme talepleri arasına aldı.

HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7
HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 95.7

Türkiye’de 47 aydır yükselen gıda fiyatları ile halkın enflasyonu nisanda yüzde 95.7’ye ulaştı.

RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI
RASYONEL ZEMİN SLOGAN DÜZEYİNDE KALDI

Mehmet Şimşek’in “Rasyonel zemine dönmek zorundayız” anlayışı iyi niyetli ve gerekli bir yaklaşımdır. Ne var ki Türkiye’de bugünkü koşullarda slogan düzeyinde kalmak zorundadır.