Türkiye ekonomisi geçen yılın son çeyreğindeki yüzde üçlük daralmanın ardından 2019’un ilk üç ayında da yüzde 2.6 daraldı. Ekonomi geçen yıl aynı dönemde yüzde 7.4 büyümüştü. Böylece resmen iki çeyrek üst üste küçülen ekonomi resesyona girdi. Üstelik yılın ilk üç ayında seçimler nedeniyle Merkez Bankası’nın Hazine’ye yapacağı ödeme öne çekilerek sağlanan rekor bütçe harcamasına ilaveten yine rekor Hazine borçlanmasına karşın daralam yaşandı. (Bütçeden 254 milyar lira harcama yapıldı. Bütçe üç ayda 36.2 milyar lira çık verdi. Hazine 54.6 milyar lira borçlandı. Hazine nakit dengesi 37.8 milyar lira açık verdi.)
ŞİMDİLİK DİPTEN DÖNÜLDÜ
Ekonomik aktörler özelinde bakıldığında harcamalr tarafında kamu, üretim tarafında da tarım dışında bir kıpırdanma görülmedi. Yılın ilk üç ayındaki yüksek sebze meyve fiyatları dikkate alındığında, "Milli gelir verilerine yansıyan tarımdaki üretim artışı, etiketten mi kaynaklandı?" sorusu gündeme geldi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun dün açıkladığı Ocak-Mart 2019 dönemini kapsayan gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) verilerine göre, takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, 2019 yılı birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2.3 azaldı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe göre yüzde 1.3 arttı. Söz konusu üç ayrı veriye bakıldığında ekonomi yıldan yıla daraldı. Ancak yüzde üç daraldığımız 2018’in son çeyreğine göre dipten biraz yükseldi. Krizin dip seviyesine böylece şimdilik yüzde üçte kaldı. Ancak Nisan 2019’dan sonra ivlemenme sürüyor olsa da geçen yılki yüzde 5.3’lük ikinci çeyrek büyümesi dikkate alındığında, bu yılın ikinci üç ayında da yıldan yıla büyüme görmemiz pek olması değil.
YÜZDE 17.6 FAKİRLEŞTİK
Dolar bazında milli gelire baktığımızda ilk üç ayda 170.3 milyar dolarlık bir büyüklük söz konusu. Geçen yıl bu tutar 206.8 milyar dolardı. Buna göre ülke olarak yüzde 17.6 oranında fakirleştik. Cari fiyatlarla ilk üç ayda TL bazında milli gelirimiz ise yüzde 16 artarak 914.7 milyar TL oldu.
Sanayi yüzde 4.3, inşaat yüzde 10.9 ve hizmetler sektörü yüzde 4 daraldı. Tarımda ise yüzde 2.5’lik büyüme yaşandı. Hanehalkı harcamaları yüzde 4.7 ve yatırımlar yüzde 13 oranında küçüldü. Yukarıda da belirttiğimiz üzere devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 7.2 arttı. İhracatta yüzde 9.5 büyüme yaşanırken, ithalat yüzde 28.8 küçüldü. Yatırımlar geçen yılın son çeyreğinde de yüzde 12.9 daralmıştı. 2018’in üçüncü çeyreğindeki düşüş yüzde 4.7 olmuştu. Buna göre son üç çeyrektir çöken yatırım harcamaları dikkate alındığında ekonomide hızlı bir çıkış söz konusu olmayacak.
Asgari ücretteki artış dolayısıyla işgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın aynı çeyreğinde yüzde 38.3 iken bu oran 2019 yılının birinci çeyreğinde yüzde 39.3 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 43.3’den yüzde 40.8’e geriledi.
PROF. DR. ALKİN: İKİ ÇEYREK DARALDIK
Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emre Alkin, iki çeyrek üst üste küçülen ekonomide dipten toparlanma başladığına dair işaretler de ortaya çıktığını söyledi.
Büyüme verilerini değerlendiren Prof. Dr. Alkin, şu değerlendirmelerde bulundu: “Şöyle ilginç bir şey yapılmaya çalışılmış. Normalde uluslararası kabul edilmiş istatistik metotlarına göre (biz yüzde 2.6 daralmışız) diyor. Ama geçen senenin son çeyreğine, ki çok kötü bir veriydi, ona göre biraz, yani (yüzde 1.3 toparlanmışız) diyor. Uyarıyorum, böyle bir hesap tarzı olmaz. Bunda bir yanlışlık var. Ben bir ekonomist olarak böyle bir yaklaşımı kabul etmiyorum. Türkiye ekonomisi üst üste iki çeyrek daralmıştır. Gerçek bu. Bu daralma büyüme rakamlarına etki eden sektörlerden de çok net şekilde anlaşılmaktadır. İmalat sanayi, inşaat vs. ama tarım sektöründe bir toparlanma olması yüreklere su serpmiştir.”