HÜKÜMETİN EYLEM PLANI KÖLELEŞTİRME PROGRAMI!
Başbakan Ahmet Davutoğlu 64. Hükümet 2016 Yık Eylem Planı´nı dün ATO Congresium´da yaptığı sunumla açıkladı. Planda 13 yıldır sürdürülen özelleştirme ve çalışanı köleleştirme programının öne çıkması dikkat çekti.
- Eylem Planı hayata geçerse; Özel İstihdam Büroları ‘köle ticareti’ yapabilme ruhsatına kavuşacak
- Esnek çalışma yaygınlaştırılarak, temel işçi hakları ve kıdem tazminatı olanağı ortadan kalkacak
- Devletin varını yoğunu satma niyeti de demiryollarından sosyal tesislere kadar uzanıyor
Başbakan Ahmet Davutoğlu 64. Hükümet 2016 Yık Eylem Planı’nı dün ATO Congresium’da yaptığı sunumla açıkladı. Planda 13 yıldır sürdürülen özelleştirme ve çalışanı köleleştirme programının öne çıkması dikkat çekti. Yeni planda değişen tek şey ise niyeti gizleme gayreti içinde daha diplomatik bir dil kullanılması oldu.
ESNEK ÇALIŞMA ESAS OLACAK
Esnek çalışma, 4857 sayılı İş Kanunu’nda yarı zamanlı, uzaktan, evden, çağrı usulü gibi çakşma biçimleri olarak tarif edilir. Sendikalaşma, işyeri dayanışması, direniş, grev, toplusözleşme gibi temel işçi haklarını kullanma şansının kalmayacağı, kıdem tazminatı olanağının ortadan kalkacağı çalışma biçimidir. Hükümet programında, "İşgücü piyasalarına esneklik sağlayan çalışma biçimleri iş ve sosyal güvenlik mevzuatına eklenecektir" denilerek, bu kölece çalışma biçimini, bütün alanlara yayma amacı tekrarlanmış. Kadınlar ve gençler için ise, niyet ayrıca belirtilmiş. Çalışan kadın doğuma teşvik ediliyor. Doğum sonrası esnek çalışmaya yönlendiriliyor. Çalışmak zorunda kalan üniversite öğrencileri için planlanan ise, kısmi süreli çalışma.
İŞKUR’U KÖLELİK BÜROSU GİBİ KULLANMA AKP
döneminde İŞKUR, sadece köle ticareti yapacak olan Özel İstihdam Bürolarına kurulma ruhsatı veren kurum haline getirilmedi. İŞKUR’un kendisi de Özel İstihdam Bürosu gibi çalışmaya başlamıştı. Toplum Yararına Çalışma Planı adı altında kamu kurumlarına ve özel sektöre, pazarladığı işçinin maaşını kendisinin verdiği, gittiği yerde toplusözleşme ve sendikal haklardan yararlanamayacağı kölece hakkı çalışma biçimini yayıyordu. Hükümet Programı, "Kamu İstihdam Hizmetlerinin Geliştirilmesi Projesi" adıyla bu tür çalışma biçimlerini yaymayı amaçlıyor.
İSTİHDAM BÜROLARINA KÖLE TİCARETİ YETKİSİ AKP
2003 yılından beri, işçinin köle gibi pazara çıkarılabileceği çalışma biçimini yasalaştırmaya çalışıyordu. Bu amaçla Özel İstihdam Bürolarının kurulmasını sağladı. 2009 yılında da bürolara köle ticareti yapabilme olanağı veren yasa çıkarmış, ama yasa veto edilmişti. O tarihten beri zaman zaman gündeme getirdiği bu planı, şimdi Hükümet Programı’nda görüyoruz. Programda, "Özel istihdam bürolarının faaliyetlerinin geçici iş ilişkisini de içerecek şekilde genişletilmesi amacıyla mevzuat düzenlemeleri tamamlanacaktır" deniyor. Yine aynı amaçla hazırladıkları, 26 Ocak 2015 tarihinde Meclis’e gönderdikleri "Ailenin Ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Amacıyla Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı", Meclis komisyonlarında görüşülmeye devam ediyor. Niyet yasalaşırsa, kurulu bulunan 451 şirket, alenen köle ticareti yapabilme ruhsatına kavuşacak.
KIDEM TAZMİNATI KALDIRMA NİYETİ
AKP’nin her hükümet programında amaç olarak yazılan, ilan ettikleri Ulusal İstihdam Stratejisi’nin de temel amaçlarından olan kıdem tazminatını tasfiye etme niyeti, bu kez de programa alındı. Ancak sendikaların tepkisinden dolayı "Sizin de görüşünüzü alacağız" gibi yumuşatıcı bir üslubun kullanılması dikkat çekti. Ahmet Davutoğlu sunumunu ATO Congresium’da yaptı.
Cumhuriyetin memurunu tasfiye
AKP, 2003 yılında, merkezi devleti dağıtarak yerel yönetimlerin güçleneceği eyalet sistemini, eğitimin ve sağlığın yerel idarelere bırakılacağı, devlet memurunu tasfiye etmeyi amaçlayan kapsamlı bir Kamu Reformu Yasa Tasarısı hazırlamıştı. Tasarıyı o zaman yasalaştıramadı. Ama bu kapsamlı tasarıyı parçalayarak eğitim, sağlık ve yerel yönetimler alanında adım adım yasalaştırdı bugüne kadar. Cumhuriyet devletini tasfiye planının parçası olan memurlarla ilgili niyet, bir kez daha gündeme getiriliyor. Hükümet Programı’nda, "Temel olarak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile düzenlenen bu alanda zaman içinde dağınık bir yapı oluşmuş ve sistem çok karmaşık bir hale gelmiştir. Yeni oluşturulacak rejim, kamu personelinin performansının ölçülebilmesine ve değerlendirilebilmesinede imkan verecektir" diye ifade edilen, 2 milyon 354 bin memurun sadece 300 biçiminde devlet güvencesi bırakmak, diğerlerini ise sözleşmeli hale getirmek niyetidir. Performans ölçüleri ise, memurun devletin değil, AKP’nin memuru olmasını sağlayacak bir giyotin işlevi görecek.
Özelleştirmeler tam gaz
"Demiryollarının rekabet gücünü artırma" adıyla yapılan hızlı tren ve altyapı yatırımlarının, demiryollarını satmak için olduğunu bu hükümet, bu programda da itiraf etti. "TCDD’nin yeniden yapılandırılması ve sektörün serbestleştirilmesi sağlanacaktır" deniyor. Devletin varını yoğunu satma niyeti, enerji sektörünün halen satılmamış birimleri ve TCDD ile de sınırlı değil. "Şeker Piyasası yeniden yapılandırılacak. Şeker Kanunu Tasarısı yasalaştırılacaktır" deniyor. Şeker fabrikalarını satma niyetinin tazeleneceği anlaşılıyor. Kamu taşınmazlarını ve sosyal tesisleri de satmaya devam edecekler. Programa şöyle yazmışlar: "Kamu taşınmazlarının ve kurumlara bağlı sosyal tesisleri, özel sektörün görüşü doğrultusunda ekonomiye kazandırılması…"
Özel emeklilik şirketlerini desteklemeye devam
SGK’nın tasfiyesi planının parçası olarak kurulması teşvik edilen özel emeklilik şirketlerine, 2013 yılından itibaren topladıkları prim başına yüzde 25 oranında para desteği de verilmeye başlanmıştı. SGK böylece SGK aleyhine şirket kurdurmuş, SGK’dan esirgedikleri para desteğini onlara sunmuşlardı. Hükümet programında, topladıkları prim için devlet güvencesi bile olmayan, prim fonlannı borsanın kumarhanelerinde kullanan bu şirketler, desteklenmeye devam edilecek: "Bireysel emeklilikte otomatik katılım sistemine yönelik pilot çalışma yapılmış ve başanlı sonuçlar alınmış olup, genele yaygınlaştırılması amaçlanacaktır."
Yabancı sermayeye sınırsız özgürlük
TURGUT Özal zamanından kurulmaya başlanan, bugün sayısı 19’a ulaşan, yabancı şirketlerin vergi vermeden Türkiye’nin kaynaklarını dışarıya akıttıkları merkezler olan Serbest Bölgeler için, Hükümet Programı daha da kolaylıklar hazırlıyor. Buralarda 55 bin işçi çalışıyor. Sendikalaşma, toplusözleşme, grev gibi yasal olanakları kullanamıyor, neredeyse köle gibi çalıştırılıyorlar. Devletin denetlemediği bu sömürü merkezlerindeki yabancı şirketlere, "yatay ve dikey örgütlenebilmeleri için" daha da yardım edilecekmiş. Yabancı işçilerin Türkiye’de çalışabilmelerini engelleyen kısıtlamalar ise kaldırılıyor. Kolaylıkla ikamet izni alabilecek, istedikleri alanda çalışabilecekler.
Suriye kökenlilerin dışında halen 42 bin yabancı işçi çalışmaktadır. AKP’nin sağlayacağı kolaylıklarla, üniversite mezunu işsizlerimizin sayısı daha da artıracak Nitelikli işgücü ihtiyacında, Türk işçilerinin kendi pazanmızdan kovulması süreci daha da hızlanacak.