HALK MİTİNGE HAZIR. MİLAS’TA MİTİNGE HALK VE ESNAFTAN DESTEK
Yatağan Termik Santral ve Maden işletmelerinde çalışan 5 bin civarında işçinin özelleştirmeye karşı mücadelesi devam ediyor. Yatağan ve Milas ekonomisinin can damarı olan bu işletmelerin özelleştirilmesinden hiç kuşkusuz halk da etkilenecek. 29 Aralık´ta Milas´ta gerçekleştirilecek büyük miting öncesinde, ilçelerde çalışmalarda hız kesmeden devam ediyor.

Yatağan Termik Santral ve Maden işletmelerinde çalışan 5 bin civarında işçinin özelleştirmeye karşı mücadelesi devam ediyor. Yatağan ve Milas ekonomisinin can damarı olan bu işletmelerin özelleştirilmesinden hiç kuşkusuz halk da etkilenecek. 29 Aralık’ta Milas’ta gerçekleştirilecek büyük miting öncesinde, ilçelerde çalışmalarda hız kesmeden devam ediyor.
Biz de halka, esnaflara özelleştirme karşı mücadeleyi ve 29 Aralık’ta yapılacak olan mitingi sorduk. Yatağan esnafı da, özelleştirmeye karşı işçilerin direnişini desteklediklerini ve mitinge de katılacaklarını söylüyor. "Özelleştirmeye kesinlikle karşıyız. Ülke ekonomisine kambur oluyor gerekçesiyle özelleştirilmek isteniyor, kamu malları satılarak ekonomi rahatlayacaksa rahatlamasa da olur. Yıllardır özelleştirme yapılıyor, düzelen bir şey görmedik. Benim babam TOKİ emeklisi, ben de şimdi esnafım. Yıllardır buradan ekmek yiyoruz" diyen Aziz Akbaba, ekonomi diyenlerin milyon dolarlık yolsuzluklar yaptığını belirterek, "Bu güne kadar herkes yolsuzluk yaptı ama bunlar hamuduyla götürüyorlar. Onlar paraları götürürken bizleri de asgari ücrete talim ettirecekler. Bu yüzden özelleştirmeye karşıyım, mitinge de ailece katılacağız"dedi.
ZARAR ETSE ALAN OLUR MU?
Fahrettin Çelik, bazen özelleştirmeyi desteklediğini, çünkü bir çok kişinin emekli yaşı gelmesine rağmen çalışmaya devam ettiğini ifade ederek, "Ama pireye kızıp yorgan yakmak da doğru değil. Bir kere bu özelleştirme esnafı bitirir, işçilerin direnişini destekliyoruz. 29 Aralık’ta Milas’ta olacağız" dedi. Yolsuzlukları ortaya çıkan iktidarın amacının termik santralleri de yandaşlarına peşkeş çekmek olduğunu belirten Mehmet Ali Kaya, "Yaptıkları her şey kendilerine gelecek sağlamak için, halkı düşünen yok. Özelleştirmek istedikleri kurumlar ülkenin bel kemiği. Bunlar zarar bile etse, kâr eder duruma getirilmesi gerekir. Zarar ettiklerini söylüyorlar, birazcık bile inandırıcı değil. Zarar etse kim, niye alsın?" diye sordu.
YEM FABRİKASI HARABE OLDU
Turgut Özcan da şöyle konuştu, "Özelleştirmeye tabii ki karşıyım. Hem Yatağan hem de Türkiye ekonomisi açısından oldukça önemli bir kurum burası. Kâr etmediği söyleniyor. Aksine oldukça kâr getiren bir kurum. Buna karşılık özelleştirmekte ısrarcı davranılması beni düşündürüyor. Enerjide zaten dışa bağımlıyız, elimizdekileri de satmak istiyorlar. Satılan yerler ortada, çok uzağa gitmeyelim. Yatağan’da süt ve yem fabrikaları satıldı. Buranın yem fabrikası çok kaliteli yem üretiyordu. Diğer fabrikalardan daha pahalıya yem satmasına rağmen yok satıyordu. Şimdi bakın harabe oldu." "Ben de işçi emeklisiyim. Özelleştirmek demek, işçiyi, emekçiyi, esnafı, yoksulu hedefe koymak demek. Doğrudan hayatlarına olumsuz etki anlamına geliyor. Santralin bulunduğu bölge, buranın en verimli topraklarıydı. Köylünün elinden alıp tesisi kurdular. Şimdi de onu satmaya çalışıyorlar. Yani sadece işçinin değil, köylünün de canını yakacaklar, esnafın da. Bunun için işçiler özelleştirmeye karşı direniyorlar" diyen Davut Çetinkaya, esnaflar olarak kendilerinin de direnen işçilerin yanında olacaklarını kaydetti. Ceylan Kara da "Ben zaten TOKI’den emekliyim. Bu bölgede doğrudan veya dolaylı santralden ekmek yemeyen yok. Ama bunun da dışında devlete büyük kâr getiriyor. Yatağan’da daha önce de özelleştirme oldu. Süt ve yem fabrikaları ortada. İçine girmenize gerek yok. Dışarıdan baksanız ne halde olduğunu görürsünüz. Kâr eden kurumları yok pahasına satıyorlar, bence bu işin altında başka bir şey var. İşçilerin haklı mücadelesini destekliyoruz. Mümkün olursa mitinge de gideceğim" dedi.