ABD başkanı Trump seçim kampanyasında, ABD dış ticaret açığına neden olan anlaşmaları ve uygulamaları yeniden düzenlemek gerektiğini ifade etmişti. Kazandıktan sonra, Trans Pasifik Ortaklık Anlaşması’ndan (TPP) çekildi, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nı (NAFTA) yeniden müzakereye açtı, Çin’e karşı soruşturmalar başlattı ve bazı ürünlere gümrük vergileri getirdi.
Şimdi de Çelik ithalatına yüzde 25 ve Alüminyum ithalatına yüzde 10 ek gümrük vergisi getiriyor.
ABD’ bunun neden yapıyor? Yapmak zorunda, çünkü kendi parası ile finanse etse de mevcut dış ticaret açığı, cari açık ve dış borçlanma sürdürülemez boyutlara ulaştı.
ABD’ nin dış ticaret açığı 800 milyar dolar kadardır. Yani Türkiye’nin bir yıllık Milli gelirine eşittir. Cari açığı ise 500-600 milyar dolar oluyor. Cari açık kaynak kaybıdır. Telafisi yoktur. Sonunda dış borçla finanse ediliyor.
Bunun içindir ki ABD dünyanın en borçlu ülkesidir. 2016 sonunda dış borç stoku 18.2 milyar dolardır ve Milli gelirinin yüzde 102’sidir.
ABD En yüksek dış ticaret açığını Çin’e karşı veriyor. ABD’nin 2016 yılında Çine karşı verdiği dış ticaret açığı, toplam dış ticaret açığının yüzde 45.9 ‘si oldu.
Çin’de üretim yapan ABD ‘firmaları var. Bu açığın bir kısmı ABD’ ye kar payı olarak dönüyor. Ancak bu firmalar Çin’de katma değer yaratıyor, Çin’de istihdamı artırıyor.
ABD dolar kuru uluslar arası piyasalarda oluşuyor. Buna karşı Çin Yuan’ ı Çin Hükümetinin kararı ile belirleniyor. Her ne kadar Doları takip ediyorsa da sıkışınca Çin Hükümeti Yuan’ değerini düşük tutarak ABD’ ye karşı rekabet gücünü artırıyor.
Bunun içindir ki, Trump Seçim kampanyasında Çin’ i ‘’ Kur manipülatörü ‘’ olarak tanımlamıştı. Şimdi ABD -Çin dış ticaretini belirleyen 10 maddelik bir ticaret anlaşması imzalandı.
2017 yılında Türkiye’nin Toplam Çelik ihracatı 8.2 milyar dolar oldu. Bunun 1.12 milyar dolarlık kısmını ABD’ ye ihraç etti. Çelik için yüzde 25 ek vergi Türkiye’nin ihracatını da olumsuz etkiler.
ABD’ nin Ek gümrük vergisi koyma kararı ve bunun istisnasız her ülke için uygulanacağını söylemesine karşı elbette ki bazı tepkiler de olacaktır. Birçok ülke de tepki gösterdi.
Bu tepkilerden birisi de Dünya Ticaret Örgütünden gelebilir. 160 üyeli Dünya ticaret örgütü, aynı zamanda üye ülkelerde milli ticaret politikasını da denetliyor. ABD’ yi bu örgütten çıkarma olması çok mümkün görünmüyor. Ancak bir ceza verebilir.
ABD’ bu kararları aynı zamanda küreselleşmenin ömrünü doldurmuş olduğunu gösteriyor. Küreselleşme yerine yarı dışa kapalı ve ulusal ekonomik çıkarların önde tutulacağı bir dönem başlıyor.
Bu eğilim bizim gibi cari açık veren ülkeler için yeni bir başlangıç demektir. Ne var ki cari açığı ABD önemsiyor. Biz ise ihracat patladı diye akı kara gösterip algı yaratmaya çalışıyoruz. Dış açıkları hiç konuşmuyoruz . Maalesef dünyada en büyük risk altında olan ülkeyiz.