DEVLET ELİYLE HAK GASPI
Biz devleti vatandaşı için kurulmuş bir yapı olarak öğrendik. Çünkü cumhuriyetimiz kimsesizlerin kimsesi olmak için vardı. Devletin tüm kurumlarının görevi, toplumsal hayatı ve kamusal üretimi vatandaşın yaşamını kolaylaştırmaktı.

Biz devleti vatandaşı için kurulmuş bir yapı olarak öğrendik. Çünkü cumhuriyetimiz kimsesizlerin kimsesi olmak için vardı. Devletin tüm kurumlarının görevi, toplumsal hayatı ve kamusal üretimi vatandaşın yaşamını kolaylaştırmaktı. Sonradan devlet üretim yapmaz denilerek satılan, kapatılan tüm işletmeler, devletin daha doğrusu cumhuriyetin temel dayanaklarıydı. Hastaneler devlete ait ve vatandaş ücretsiz ve eşit yararlanabiliyorlardı. EĞİTİM tamamen parasız ve bilimseldi. Devasa ve stratejik sanayi kuruluştan piyasayı belirlediği gibi vatandaşın alım gücünü de yükseltirdi.
Benim gazeteciliğe başladığım yıllarda özelleştirmeler kâr-zarar gerekçesiyle yapılıyor, ancak sosyal devlet hâlâ varlığını koruyordu. Çok küçük bir kesimin dışında bu özelleştirmelerin ülkenin bağımsızlığına vurulan en büyük darbe olacağını, hatta evlerimize kadar gireceğini görmüyor ve dillendirmiyordu. Cumhuriyetin kimsesizlerin kimsesi olması KİT’ler sayesinde oldu. Sümerbank’ın Türkiye için ne olduğunu hepimiz biliyoruz. İşçi. fabrikaların satılması ve kapatılması sürecinde ayağa kalktığı zaman bu tepkiyi sadece işsiz kalmamak olarak gören ve gösteren anlayış, bugün işçinin köle durumuna gelmesinin de sorumlularındandır. Sümerbank’ı "devlet bez mi üretecek" diye sattılar, kapattılar. Arazilerini yağma Hasan’in böreği gibi yağmaladılar. Şimdi üzerlerinde dev gibi "Residance’lar var. Yazılışı ve okunuşu Türkçe olmayan. Fabrikalar üreten fabrikalanmız vardı, artık arsaları bile yok. İşçinin devlet güvencesi vardı, şimdi devletin neredeyse işçisi yok.
VATANDAŞ İÇİN DEVLET Mİ; DEVLET İÇİN VATANDAŞ MI?
Son günlerde AKP hükümetinin hazırladığı yeni torba yasa konuşuluyor. Özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi verilecek mi, verilmeyecek mi? Kıdem tazminatı fona devredilecek mi. devredilmeyecek mi? Yani devlet çıkartacağı yasayla vatandaşını köle olmak durumunda bırakacak, işten atılmasının önünde engel olan ve maddi güvencesi de olan kıdem tazminatını sözüm ona fona devrederek ortadan kaldırıp, kazanılmış hakkı yok edecek mi? Etmemeye niyetli olsa zaten bu tasan hazırlanmazdı.
AKP ilk iktidara geldiğinde hatırlayacaksınız, programını açıklamış ve çalışma hayatı içinde Ulusal İstihdam Stratejisi adıyla yapacaklarını bir bir sıralamıştı. Ustalık döneminde bunlan hayata geçiriyor. Çünkü öncelikle yolundaki taşlan temizledi. İşçi sınıfının direnme gücünü için sendikaları etkisizleştirmek gerekiyordu. Bu yandaşlaştırarak veya sözde sol örgütlere yem ederek çok başarılı bir şekilde yapıldı. Türkiye’de artık işçi sınıfı için sendikacılık yapılmıyor. Sadece tabelalarında sendika yazıyor. Ülkenin çıkarlarını işçinin çıkarlarından ayıran bir sendikal anlayış işveren sendikalarında bile olamaz. Bugün işçi sendikalarının bir kısmı Türkiye’nin bütünlüğünün karşısında savaşan cephede yer alıyor.
HEP BÖYLE OLUYOR
Durum böyleyken AKP iktidan için dikensiz gül bahçesi hazır. Artık devlet vatandaşı için değil vatandaş devlet için var. Hak veren devletten, köle yapan devlete geçiş 15 yılda tamamlandı.
Tasarı Meclis’e sevk edildi, sendikalar basın açıklaması yapıyor. "Eğer tasarıda ısrar edilirse gereğini yaparız" diyorlar. Güzel diyorlar da biraz geç değil mi? Hep böyle olmadı mı? Taslaklar tasarıya, tasarılar yasaya hep böyle dönüşmedi mi? Bu taslak, tasarılar hazırlanırken eliniz, diliniz ne topluyordu? AKP tırpan gibi işçilerin kazanılmış haklarının ve örgütlerinin üstünden geçmiş bizim iyi niyetli yoldaşlanmız da AKP’nin kurduğu sistemden hâlâ medet umuyor ve bu göstermelik tepkiyi alkışlıyor.
Siz alkışlayın ben bu oyunu 15 yıldır izliyorum. Samimi olanlar birlikte ve sonuç alıcı eylem kararı alır, gaz alıcı değil. Umuyor ve diliyorum ki ben yanılınm, kölelik tasarısı alınan eylem kararlarıyla püskürtülebilir.