DAYANIŞMA ZİYARETLERİ BAŞLADI
2012 yılının ilk mesai gününe direnişle başlayan Billur Tuz işçilerine destek ziyaretleri de gelmeye başladı.
2012 yılının ilk mesai gününe direnişle başlayan Billur Tuz işçilerine destek ziyaretleri de gelmeye başladı. Direnişe geçtikleri gün EMEP Çiğli İlçe Başkanı ve ilçe yöneticileri tarafından ziyaret edilen işçiler, dünde Aliance One Tütün Fabrikası ve sendikalaşma mücadelesini henüz başarmış olan Schneider Elektirik işçileri tarafından ziyaret edildiler.
İlk gün yemek paydosunda kortej halinde yürüyerek ve sloganlarla dayanışmaya gelen Tek Gıda-İş Sendikası 7 No’lu Şube’de örgütlü Alliance Öne tütün işçileri adına konuşan Baştemsilci ibrahim Bircan, tütün işçileri olarak Billur Tuz direnişinin sonuna kadar yanında olacaklarını belirtti.
Billur Tuz işçilerine yapılan saldırının kendilerine ve tüm işçi sınıfına yapılmış olduğunu dile getiren Bircan, "Sendikal örgütlenmenin bu kadar zor olduğu ülkemizde, yıllardır sendikalı olan fabrikada sendikal örgütlülüğe saldırmak, sendikayı yetkisiz bırakmak aslında bütün sendikalara karşı ilan edilmiş bir savaştır. Billur Tuz patronu da taşeronlaştırma yöntemini kutlanarak işyerinde sendikal örgütlenmeyi bitirdi. Örgütlü olmaya yabana olmayan Billur Tuz işçilerinin her türlü olumsuzluğa karşı yeniden sendikalı olma kararlılığı onurlu bir tutumdur. Bu kararlılıklan devam ettiği sürece biz Alliance One işçileri olarak bu direnişin yanında olacağız" dedi.
DİRENİŞİ BİRLİKTE YAPACAĞIZ
EMEP Çiğli İlçe Başkanı Özden Mızrak da işçilerin yanında olmayı görev bildiklerini ifade ederek, "Buraya bu direniş için birlikte neler yapabileceğimizi kararlaştırmak için geldik, bu direnişin sadece destekleyeni değil direnişle dayanışmayı örgütleyen olacağız. Kazanıncaya kadar sizinle birlikte olacağız. Bugün burada işverenin ortaya koyduğu tutum sadece burada değil, 2008’den beri devam eden krizden kurtulmak, krizin yükünü işçilere yıkmak için benzer tutumlar tüm dünyada sergilenmektedir. Elbette bizler işçi sınıfı olarak hep birlikte, beraber kalırsak hiçbir güç buna karşı kayamayacaktır" dedi. İlk gün dayanışma ziyaretinde bulunanlardan Schneider Elektirik işçileri de, "Bugün işyeri komitesi ve bir grup arkadaşla geldik ama bütün Schneider işçileri ile bu direnişi ve eylemlerinizi kendi direnişimiz gibi sahipleneceğiz" dediler.
DAYANIŞMA SIRASI BİZDE
Raşit Ekin (Schneider): Kendi fabrikamızda 1.5 yıldır sürdürdüğümüz bir sendikal mücadele vardı. İşverenin, yönetimin bütün itirazlarından sonra son olarak işvereni masaya oturttuk ve süreci başarıyla geçirdik. Resmi imzalann atılması kaldı bir tek. Yani biz kendi fabrikamızda bu mücadeleyi kazandık. Billur Tuz işçileriyle bu mücadelede sürekli karşılıklı destek biçiminde birbirimize güç kattık. Şimdi onlar işten atıldı ve biz onlara destek olmak için ne gerekiyorsa yapacağız.
Cihan İşçi (Schneider): Bizler kendi sendikal mücadelemiz sırasında bir söz vermiştik. "Biz sadece kendi fabrikamızı değil bütün organizeyi örgütleyeceğiz" demiştik. Şimdi Billur Tuz işçilerinin haklı mücadelesini sonuca bağlamak için elimizden geleni yapacağız.
Mehmet Çoban (Billur Tuz işçisi): 1997 yılından 2006 yılına kadar çalıştığım sonra işten çıkartıldığım bu fabrikaya 2010 itibariyle yeniden başvuru yaptım ve işe alındım. Ancak hemen ardından işveren bana, "Sendika işlerine bulaşma" diyerek ihtarda bulundu. Ben de arkadaşlanmı bu mücadelede doğru buldum ve sendikaya üye oldum şimdi de atıldım.
Halil Eroğlu (Billur Tuz işçisi): 2000’den beri burada çalışmaktayım, işveren önce kadrolu taşeron diyerek işçiyi ayırdı. Esnek çalışmayı başlattı, birçok sosyal hakkımızı vermiyordu. Yılda birkaç kez ücretsiz zorunlu izine çıkardı. Bizler de haklarımızı geri alabilmek için sendikalı olduk ve atıldık.
BİLLUR TUZ İŞÇİLERİ MÜCADELEDE KARARLI
İşten atılan işçilerden Ulviye Borazan, iki çocuk okuttuğunu ve Billur Tuz’dan aldığı asgari ücretle kirada oturduğunu dile getirdi. 2012’ye parasız pulsuz girdiklerini belirten Borazan, işlerini geri istediklerini söyledi. "Kıt kanaat geçiniyorduk zaten, onu da çok gördüler bize" diyen Borazan, "Bizim önümüze sorgusuz sualsiz kağıdı koyup ‘imzala’ demeyi bilen işveren şimdi klima altında otururken, sabahın 6’sından beri burada soğuktan donan işçileri düşünsünler. İçerideki zor çalışma koşullarını düşünsünler. Bizi bozuk para gibi harcayamayacaklar. 2-3 bin lira tazminat vererek kurtuluruz hesabı yapmasınlar" dedi. Fabrika bahçesinde 2 çevik kuvvet polisi otobüsünün beklediğini belirten Borazan, yıllardır emek verdikleri fabrikaya tehdit olarak görülmelerinin zorlarına gittiğini’ kaydetti.
İbrahim Ok ise direnişin üzerinden henüz bir gün geçmiş olmasına rağmen, bu bir günde bile bazı şeylerin farkına vardığını anlattı. Ok, ilk defa bir televizyon kanalında işçi haberleri verildiğine tanık olduğunu, kendi haberini izlemek için Hayat Televizyonunu izlerken, diğer büyük televizyonlarda görmediği haberler izlediğini söyledi.