ÇALIŞANLAR KÖPRÜYÜ GEÇEMEYECEK
Pandemi ile birlikte lokantaların, turistik tesislerin ve de gümrüksüz mağazaların kapanmasından en çok çalışanların etkilendiğini söyleyen Mey Diageo İçki Genel Müdürü Levent Kömür, “Köprüyü geçemeyecekler” diye uyarıyor…

“Destek” yerine “dayanışma” kelimesini kullanıyor. Nedeni açık; biri olmazsa öteki olmuyor. Şefler, barmenler, garsonlar, çiftçiler, tüm çalışanlar ile yatırımcılar aynı gemide…
Kömür, “Mekanlar ayakta kalmalı. İlk kapanmada 100 milyon TL’lik alacağımızı öteledik. İkincisinde 70 milyon TL’lik öteleme daha yaptık” diyor.
İşsiz kalan barmenlerin mesleklerinden kopmamaları için “kokteyl reçetelerini” satın aldıklarını belirtiyor. Bunca yıldır gastronomi alanında edinilen birikimin kaybolup gitmemesine çalışıyorlar.
İçki satışının yüzde 50’si, ev dışı tüketimde gerçekleşiyor. Pandemi döneminde alkollü içki satışı yapan bayi ve organize perakende pazarında yüzde 20’lik artış meydana gelse de toplam satışlar yüzde 40’ların üzerinde geriledi.
Pandemi sonrası, “paydaş kapitalizmi” modeline geçiş tahayyülü kuruyor. Mey’in 8 fabrikasında Türk-İş’e bağlı Tekgıda-İş‘in örgütlü olduğunu söyleyen Kömür, “işçi sendikası olmadan çalışmam” diyor.
Ocak ayı itibarıyla rakı, viski, votka gibi alkol derecesi yüksek içkilerden alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), yurtiçi üretici fiyat endeksine paralel olarak yüzde 17.07 oranında zamlandı. Tüketici fiyatlarındaki artış oranı yüzde 8.36’da kalınca makas açıldı.
Bir şişe rakının satış fiyatının yüzde 82.5’i vergilerden oluşuyor. Bu durum kaçak ve sahte pazarına yarıyor. Son 2 yılda 100’den fazla insan sahte rakıdan yaşamını kaybetti.
Teyid.org sitesindeki alkol dosyasına göre, 2004’ten beri rakı fiyatları yüzde 500, tüketici fiyat endeksi yüzde 161 oranında artmış.
Yaklaşık 3 bin çiftçiden anason aldıklarını söyleyen Kömür, alım fiyatlarını 7 TL’den 14 TL’ye, miktarını da 2 bin tondan 4 bin tona çıkardıklarını vurguluyor.
2008’de 45 milyon litre olan yıllık rakı üretimi 2019’da 27 milyon litreye inerek, neredeyse yarı yarıya azalıyor. Bu sürede anason ve üzüm üreticisine yaptıkları ödemenin 250 milyon TL azaldığını söylüyor.
Şirketin yıllık yaklaşık 6 milyar TL’lik cirosunun yüzde 15’i ihracattan geliyor. Ekonomiye ve sağlığa etkilerini daha kapsamlı ele almamız gerekir. Bu mesele salt “dinsel” yaklaşımlarla açıklanamaz! Sağlık ve ekonomiye etkileri ortada… Sahte içkiden insanlar ölüyor, orantısız vergi artışlarından tarım yok oluyor, istihdam düşüyor ama ithalat katlanıyor.
500 yıl önce Osmanlı topraklarında üretilmeye başlanan rakının doğum yeri Beyoğlu… 1995 yılında yazar Fügen Basmacının başvurusuyla coğrafi işareti almış. 2001’de “rakı kanunu” çıkıyor. Kanun, rakının alkol oranını ve üretim şeklini belirleyerek karakteristik özelliklerini korumaya alıyor.
Rakı ihracatının artması için üretimin de artması gerektiğini vurgulayan Kömür, “rakı kanununda” belirtilen 1 milyon ton kapasite sınırının aşağıya düşmesi gerektiğini savunuyor.
1937 yılından beri üretimi devam eden markanın, 2011 yılında Diageo Mey’e geçtikten sonraki bekçisi de iki kadın: Hazan Aydın ve Duygu Beypınar. Kömür, şirketin 7 kişilik yönetim kurulunun 4’ünün kadınlardan oluştuğunu vurguluyor. Rakıya “kadınların ürettiği içki” desem yanlış olmaz.