16 Nisan halkoylaması öncesinde bazı sendikalar ve üst örgütleri açık tavır aldı. Memur-Sen ile Hak-İş ve bağlı sendikaları “evet” kampanyaları açtı.
Memur-Sen, bu konuda Ş.Karatepe, H.Alkan, Y.Atar, Y.Bingöl ve G.B.Durgun’a hazırlattığı “Sorularla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” kitabını yayımladı (Mart 2017, 135 s.) Hak-İş de bir broşür çıkardı: “Anayasa Değişikliğine Tam Destek, Geleceğimiz İçin Evet” (Ocak 2017, 17 s.)
Türk-İş ihtiyatlı davrandı ve bu konuda bir tavır açıklamadı.
DİSK, KESK ve Birleşik Kamu-İş de “hayır” kampanyası başlattı.
EVET KAMPANYALARININ AMACI
Peki, Memur-Sen ve Hak-İş’in “evet” kampanyası referandum sonucunu etkileyebilecek mi? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın en son istatistiklerine göre, Memur-Sen’e bağlı sendikaların üye sayısı 2016 Temmuz’unda 956 bindi. Bu sayı günümüzde 1 milyonu aşmıştır. Hak-İş’e bağlı sendikaların üye sayısı da 489 bin. Bu iki örgüt toplam 1.5 milyona yakın işçi ve kamu çalışanını temsil ediyor. Peki, bu 1.5 milyon kişi, halkoylamasında tavırlarını belirlerken üyesi bulundukları sendika ve konfederasyonların açıkladığı tutumu esas alacak mı? İşçilerin ve kamu çalışanlarının ödediği aidatlarla yapılan büyük “evet” harcamaları “evet” oylarını artıracak mı?
Hayır, kesinlikle hayır.
Bizde sendika üyeleri siyasi tavırlarını belirlerken sendikalarına bakmazlar. Sendikalar da bunu bilir, o nedenle de bu konunun üzerine fazla gitmezler. Örneğin, 1969 milletvekili genel seçimlerinde DİSK yaptığı bir açıklamayla TİP’i destekledi. TİP’in oyları bu sayede arttı mı? Hayır, ama böylece TİP içindeki sendikacı grup parti içinde güç ve itibarını artırdı.
Memur-Sen ve Hak-İş de açtıkları “evet” kampanyalarıyla Cumhurbaşkanı’na ve AKP’ye mesaj verdiler, görevlerini yaptılar. Yoksa onların da bu kampanyalar nedeniyle “evet” oylarının artacağına inandıklarını sanmıyorum. Sendikacılar gerçekçidir.
Peki, “hayır” kampanyası açan sendikalar yanlış mı yapıyor? Tabii ki, hayır. Bu çabalar kamuoyunun daha iyi bilgilendirilmesine katkıda bulunuyor; yoksa, kimse bu örgütler “hayır” deyin dediği için “hayır” oyu kullanmaz.
SONUCU BELİRLEYECEK OLAN ETMEN
Ancak halkoylamasında sonucu belirleyecek olan etmen, insanlarımızın hayatlarından memnun olup olmadığıdır.
İnsanların hayatlarından memnun olması ne demek? Hayat standartları yükseliyorsa, gelirleri iyiyse, geleceğe güvenle bakıyorlarsa, öncelikli olarak sağlık ve eğitim alanındaki hizmetler tatmin ediciyse, hayatlarından memnundurlar. İşsizseler, işyerindeki sorunları artıyorsa, hak kayıpları gündemdeyse, kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarını ödeyemiyorlarsa, büyük fedakarlıklarla okuttukları çocukları iş bulamıyorsa, hayat her gün pahalılanıyorsa, sağlık hizmetlerinden yararlanmak için giderek daha fazla para ödemeleri gerekiyorsa, geleceğe güvenle bakamıyorlarsa, hayatlarından memnun değillerdir.
İnsanlarımız aptal değil; büyük çoğunluğu yiyecek paketine ve işe alma vaadine kanmıyor. Oyunu gizli olarak verebildiğinde, ona sadaka gibi gıda ve kömür dağıtarak onu satın alınabilecek biri olarak düşünen ve ona dilenci muamelesi yapana tepkisini gösterecek. İnancı kullanarak yönlendirilebilen oy da zannedildiğinden çok daha az. İnsanlarımız genellikle zannedildiğinden çok daha akıllı ve gerçekçi.
Ekonomik krizin giderek derinleştiği koşullarda halkın artan memnuniyetsizliğinin tepkisini 16 Nisan’da somut olarak göreceğiz. Halkımıza güvenin. Ama yine de rehavete kapılmayın ve HAYIR kampanyasına tüm gücünüzle katılın.