Emeğin Gücü, Emekçinin Yanındayız...
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
TEKGIDA-İŞ SENDİKASI
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
ATAKEY
FELDA IFFCO
PERFETTİ VAN MELLE
KRAFT HEİNZ
SAFE SPİCE
SAGRA
İZTARIM
DOĞANAY
KESKİNOĞLU
BARRY CALLEBAUT
BEL KARPER
Cargill
Doğadan
Tarım Kredi Birlik
Bolez Piliç
Badem Su
İzmir Su
Elmacık Atasu
Sek_Süt
Yudum_Yag
ORYANTAL TÜTÜN PAKETLEME
Olin_Yag
NuhunAnkaraMakarnasi
Nestle_Su
Pinar
Savola
Pepsi
Tuborg_Bira
Nestle cereals
Yepaş Ekmek
Yesaş
Mey
Nestle
Mauri_Maya
Lipton_Dosan
Mondelez
TtlTutun
TrakyaBirlik
Tat
Tamek
Sırma Su
Sunel
KristalYag
Knorr_Besan
Kent_Cadbury
Efes
ELİT Cikolata
Erikli_Su
Eti
Evyap
Ferrero
Filiz Makarna
Timtas
Kavaklıdere
ibb kent ekmek
Hayat Su
Haribo
Frito Lay
BAT
Barilla_Makarna
Banvit
Aroma
Ankara Fırınları
Akmina
Alpin Su
Bimbo QSR
Bolca Mantı
BUNGE YAĞ
Chipita Gıda Üretim A.Ş.
Coca Cola
Damla Su
Danone
Dr Oetker
Agthia
27 Ocak 2013
BARIŞ’IN TEKELİ HAVADA SIKILI

Tekel barışı, bir arada yaşama ve barışma programının emekçi sınıflar önderliğinde inşa edildiği bir yeni siyasal karakteri bugüne taşıyordu.

BARIŞ’IN TEKELİ HAVADA SIKILI

Tekel barışı, bir arada yaşama ve barışma programının emekçi sınıflar önderliğinde inşa edildiği bir yeni siyasal karakteri bugüne taşıyordu.

Hükümetin yeni "açılım" süreci, farklı, kesimlerde "barış" umudunu yeniden yükseltti. Akan kanın durması önemli; bunun için geliştirilen çarenin politik karakterine vurgu yapmak da öyle. AKP rejimini diğer geleneksel otoriter rejimlerden ayıran nitelik tam da burada saklı; bu hegemonya stratejisi, düzen içi karşıtlarının pasifliğiyle düzendışı muhalefet seçeneğinin dağınıklığından ve güçsüzlüğünden besleniyor.

 

Farklı siyasal evrelerde farklı toplumsal kesimler için "barış", "demokrasi" ve "darbelerle mücadele" gündemini dirilterek kendisine alan ve mevzi açan bu hegemonya stratejisi, genellikle stratejik hedefler için taktik fedalara yaslanıyor. Benzer bir süreç yaşıyoruz.

 

Gücü elinde tutan, kavramları da içeriklendirir. Tam da bu yüzden her hegemonya mücadelesinin, aynı zamanda kavramların içeriğini temellük etme yönünde bir mücadele olduğu da hatırda tutulmalı. "Barış" kavramı, böyle bir içeriklendirme mücadelesinin aktif alanı olarak da önem taşıyor.

 

Bugün NATO füzeleriyle korunacak ve savaş dönemlerinin olağanüstü yetkileriyle "acele kamulaştırılacak" topraklara; düşman hukuku çerçevesinde zaptedilecek muhaliflere ve stratejisi bölge savaşı olan bir sürecin içinde taktiği "barış" ile anlamlandıran bir rejime sahipsek, Clausevvitz’in "savaş, siyasetin başka araçlarla devam ettirilmesidir" saptamasını tersine çevirmek ve yeni rejimde de siyasetin, savaşın başka araçlarla sürdürülmesi anlamına geldiğini kavramak zorundayız.

 

Bu tezi ayrı bir yazıda açmaktan yanayım. Sonuçta, böyle bir algı sayesinde iktidar bloğunun farklı katmanlarını kesen ortak çözüm programını, emperyalist dinamiklerin sıkıştırmasını da dikkate alarak egemen "çözüm" programı olarak görebiliriz. Soru, böyle bir çözümün "barış" anlamına gelip gelmediğidir.

 

Her barış programı, aynı zamanda halklar arasında bir barıştırma ve birarada yaşama programını gerekli kılar. AKP’de temsil olunan TÜSİAD’lı, cemaatli, ABD’li egemen iktidar bloğunun böyle bir barıştırma programı yok; İslamizasyon’a dayalı sınıfsal denetim üzerinden Türkiye’ye ve Ortadoğu’ya önerdikleri tek şey "boğazlaşma" ve buna itaat programı.

 

Haritada her gün bir başka komşu ülkenin üzerine "çarpı" işareti-koyulduğu ortada. İçsel ve dışsal sıkışmaların "savaşçı" stratejisi içinde "barışçı" taktiklerle ilerleme haline tanıklık ediyor; Patriot füzelerinin gölgesinde "barış"ı tartışıyoruz. O halde bütünlüklü bir barıştırma Tekel barışının, AKP’nin kültürel alanda denetimini elinde tuttuğu hegemonik kutuplaşma biçimlerinin üzerindeki örtüyü nasıl çekip aldığını hatırlayalım programı kimin elinde?

 

Görmek ve ezilenlerden yana bir çözümü örmek gerekiyor bu soruyu yanıtlamak için. Nuri Bilge Ceylan, filmlerinde yavaşlığı, hızla akan hayatın içinde en yakınımızda gerçekleşen ve sıradanlaşarak görmezden geldiğimiz şeyleri yeniden fark etmemiz için bir yöntem olarak kullandığını söylüyor.

 

Bu yöntemi siyasete uyarlamalı ve ezilenlerden yana bir barış programının gözümüzden kaçıp giden izlerini 3 yıl önce bu zamanlardan, Ankara’dan, TEKEL direnişinden hatırlamalıyız. Neden mi?

 

TEKEL direnişi, gündelik hayatın akıp gittiği şehir merkezinde direnişi yerleştirip yaşam alanını tutarak aynı zamanda işçi sınıfının hegemonyası altında birarada yaşama programının örülmesini modelleştirdi çünkü.

 

Emeğin güvencesizleştirilmesine karşı yürütülen mücadelenin yaşam alanlarına kayarak mekan üzerinden geliştirdiği model, işçi sınıfının "kentsel dönüşümüydü. Genel olarak ekonomik talepler üzerinden gelişen direnişlerin TEKEL direnişiyle birlikte farklı bir politik karakter kazandığı görüldü. Sistemin kriz dinamikleriyle "teğet" üzerinden alay ettiği bir evrede, TEKEL işçileri yaklaşan rejim dönüşümünün politik ve sınıfsal karakterini açığa vurdu, sistemin "sinyal krizi"ydi.

 

Bu açıdan TEKEL direnişi, sınıfsalla siyasalı ilişkilendirerek rejim dönüşümü sürecinin izlerini bugüne aktardı. Karşı çözümün işaretlerini de. Bu noktada diyebiliriz ki her despotik rejim inşasının iki doğal sonucu var. Birincisi, olağan katılım mekanizmalarının tasfiye edildiği her despotik rejimde "siyaset" kurumuna ilişkin klasik liberal ve temsili algılar ortadan kalkar, siyasal süreçlerde devrimci dönüşümlerin kapısı açılır; ve ikincisi dolaysız, aracısız sokak siyasetinin yükselişe geçmesi, aşağıdan demokratik yenilenmelerin, bir arada yaşama ve yönetme modellerinin önünü açar.

 

Tekel direnişi tam da bunu gösterdiği için güncel. Ve tam da bu yüzden, aşağıdan çözümü, barış, işçi sınıfı sekülerliği, demokrasi ve bir arada yaşama pratiği adına örgütleyen TEKEL direnişi, bizim mahalle modelimiz olarak yeniden ele alınmalı.

 

Barışı, barıştırarak inşa ettiği; barış programını sınıfsalla buluşturduğu; inkarsız bir yönetme pratiğini siyasallaştırdıği; iktidar bloğunu ve onun yaşam modelini akamete uğratabildiği için bu böyle. Zaafları ayrı bir tartışmanın konusu; siyasal dersleri bugünün çıkış programına katmaksa yakıcı görev: Görüntüyü yavaşlatarak görme görevi.

 

TOPHANE BOĞAZLAŞMASINA KARŞI TEKEL BARIMASI

Tekel barışının, AKP’nin kültürel alanda denetimini elinde tuttuğu hegemonik kutuplaşma biçimlerinin üzerindeki örtüyü nasıl çekip aldığını hatırlayalım bunu anlamak için. Yaşam tarzı laikliği üzerinden gelişen kutuplaşma biçimlerine sınıfsalın müdahalesi olarak Tekel Mahallesi, namaz kılan ya da başörtülü emekçilerle Sakarya Caddesi’nde alkol alınan mekanların bir arada ve birbirlerinin alanına müdahale etmeden yaşayabildiği bir yeni işçi sınıfı kamusallığının inşası anlamına geliyordu ve tam da bu yüzden, "boğazlaşma" seçeneğine karşı birlikte yaşamanın gündelik formlarını yaratıyordu.

 

Tokatlı işçi Perihan’a "Bu hükümetin bana müslüman olarak değil, işçi olarak baktığını burada anladım" dedirten buydu. Sistemin "kültürel" üzerinden inşa ettiği boğazlaşma seçeneği, kentsel dönüşüm arzularıyla beslenen Tophane baskınlarına; ezilenlerin birlikte yaşama, yönetme ve ilişkilenme pratiklerini mekan üzerinden örgütledikleri süreçse Tekel Mahallesi’ne çıkıyordu. Böylece Tophane boğazlaşmasına karşı Tekel barışı, birarada yaşama ve barışma programının emekçi sınıflar önderliğinde inşa edildiği bir yeni siyasal karakteri bugüne taşıyordu.

 

İzmir çadırındaki işçilere, telefon geldiğinde içinde oldukları çadırları ima ederek "Muş’tayım" ya da "Diyarbakır’dayım" dedirten de; yakasında Atatürk rozeti taşıyan emekli öğretmene Tokat çadırındaki başörtülü işçilerin yanına gelerek "Aman kızım vazgeçmeyin" dedirten de bu birlikte yaşamanın aşağıdan, demokratik çözüm umuduydu!

 

İşçi sınıfı, Türkiye’nin temel sorun alanlarına dönük siyasal çıkışta merkezileşiyordu. Tekel işçilerinin mücadelesi üzerinden laiklik, demokrasi ve barış taleplerinin aynı anda seslendirilmeye başlanması; toplumsal ve siyasal sorunlar karşısında çözümsüzlük ortamında yeni bir tarihsel blok inşasının zorunluluğunu da açığa çıkartıyordu.

 

Sınıfın Tekel modeli, başörtüsü üzerinden "gerici", Kürt kimliği üzerinden "bölücü" ve Türk kimliği üzerinden "şoven" ifadesiyle harmanlanan egemen siyasal kutuplaşma dilinin ezilenlerden yana bir arada yaşama pratiklerine ithal edilmesine karşı gümrük duvarlarını yükseltti. Bir arada yaşama kültürünün etkin dönüşümü, sınıfın diğer kimliklerle etkileşiminin önünü açtı ve bunun inkar .etmeden – tanıyarak yeni bir dünyanın aşağıdan inşasına kapı açacağını göstermek için "açılımı biz yaptık" sloganıyla siyasete müdahale etti; somut ve siyasal açıdan vurucu belirlemeydi.

 

Tam da bu sayede iktidar bloğunun dilinin üzerindeki örtü kalktı; "açılım"dan söz edenler, Tekel direnişini klasikleşmiş "terör" suçlamasıyla vurmak için "Bu işe şeytan karıştı" ifadesiyle karşıladı.

 

"Barış" ve "açılım" adına turnusol kağıdıydı. Tophane boğazlaşmasının karşısına Tekel kamusallığı çıktığı için belki; özelleştirilen TEKEL fabrikaları İstanbul’da otel ya da AVM çılgınlığına sunulurken, Diyarbakır Tekel Fabrikası geçtiğimiz günlerde "cezaevi"ne dönüştürüldü. Hayat tesadüflere bu kadar yer bırakıyor muydu?

DİĞER HABERLER
FAZLA ÇALIŞMANIN İSPATI
FAZLA ÇALIŞMANIN İSPATI

Fazla çalışma ücreti, kanunun veya sözleşmelerin öngördüğü haftalık çalışma süresinin üzerindeki çalışmalar için ödenecek ücreti ifade etmektedir.

GELİR DAĞILIMINDA BOZULMA ZİRVEDE
GELİR DAĞILIMINDA BOZULMA ZİRVEDE

İktidarın neoliberal politikaları gelir dağılımı adaletsizliğinde ülkeyi Avrupa’nın zirvesine taşıdı. En zengin %1’lik kesim ülkedeki servetin %40’ına sahip oldu. Halkın %71’inin 10 bin dolardan az serveti bulunuyor.

MAZERETSİZ DEVAMSIZLIKTA İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ
MAZERETSİZ DEVAMSIZLIKTA İŞ SÖZLEŞMESİNİN FESHİ

İşçi ile işveren arasındaki iş ilişkisi sürdürülürken, işçi tarafından yapılan devamsızlıkların geçerli bir mazerete dayanması gerekmektedir.

BEDELLİ ASKERLİK VE TAZMİNAT HAKKI
BEDELLİ ASKERLİK VE TAZMİNAT HAKKI

Bedelli askerlik ve tazminat hakkı.