AYIYLA YATAĞA GİREN TIRMALANMIŞ OLARAK ÇIKAR
Türk-İş Genel Kurulunda Sendika Güç Birliğinin konuşmaları, sadece bu kongre için değil, Türkiye işçi hareketi tarihinde yer edecek önemdeydi.

Türk-İş Genel Kurulunda Sendika Güç Birliğinin konuşmaları, sadece bu kongre için değil, Türkiye işçi hareketi tarihinde yer edecek önemdeydi.
Mustafa Türkel’in, ‘Bu şekilde gidersek, önümüzdeki dönemde Maden-İş, Seker-İş, Yol-İş gibi sendikalar olmayacak, bu delegeler, sonraki kongrede buraya gelemeyecek. Ayıyla yatağa giren tırmalanmış olarak çıkar. Birleşmek ve mücadele etmek yerine uzlaşmayı seçenler, yok olacaklar. Türk-lş bitiyor, sendikalar bitiyor. Aklımızı başımıza alalım’ dediğinde salondakilerin irkildiğini gördüm.
Atilay Ayçin’in konuşurken, salonda sadece onun nabız atışlannın sesi vardı. Delegeler ağaya kalkmış coşkuyla alkışlarken, yüreklerine kararlılık ve inanç dolmuştu. Öztaşkın’ın, Türk-Iş’e böyle bir başkan lazım’ dedirtecek konuşması, bütün sendikalardan destek bulmuştu. Nihat Yurdakul’un, AKP bakanının ‘Türkiye’de 1 milyon taşeron işçi var’ deyişine karşı, ‘Sadece belediyelerde 1.5 milyon taşeron işçi çalışıyor, bunlar, sadece kamuyu değil, devleti de bitiriyorlar, buna dur diyecek konfederasyon olduğumuzu hatırlamazsak, ayaklar altında kalacağız’ deyişine, Cemail Bakındı’nın ‘Beni bunlardan kurtardığı için Allahıma şükrediyorum’ diyen duygulu açıklamalan, Kenan Öztürk’ün, ‘Bu hükümet sadece işçiye değil, Türkiye’nin başına da beladır’ deyişi, Ercan İpekçi’nin, ‘Basına çöken karanlığı ve basın emekçilerinin kaleminin nasıl kırıldığını’ anlatışı, Yakup Akkaya’nın ‘Sendikacı böyle olmalı’ dedirtecek birikimli konuşması, sadece Sendikal Güç Birliği mensubu delegeleri değil, bütün Türk-İş delegelerini etkilemişti.
Bütün sendikacılar adeta Güç Birliği üyesiydi. Hepsi, Türk-İş’in bu şekilde gitmemesi gerektiğini, aksi halde biteceğini söylediler. Kongre, ABD ve AB emperyalizmine karşı önceki kongrelerde olmayan hızlı bir uyanışı gösterdi. Neredeyse bütün konuşmacılar AKP Hükümeti’ne tavır aldı, sert eleştirirlerde bulundu. Mücadele arzusu yüksekti. Türk-İş Genel SEKRETERİ Pevrul Kavlak dahi, ‘Sendikamız genel greve hazırdır’ dedi. Öyle ki, ‘Kıdem tazminatının kaldınlması genel grev sebebidir’ ilanı, ‘Kıdem tazminatına ne şekilde olursa olsun dokunulursa genel grev yapanz’ şeklinde değiştirildi.
21. genel kurulla, Türk-İş’te yeni bir sayfa açılmıştır. Peki, konuşmalara destek veren Güç Birliği mensubu olmayan delege, neden oy vermedi. Bazı sebepler şunlar: ? Her iki liste kongre gününe kadar netleşmemişti. Listelere girmemiş sendikalar, kendilerini pazarlık aracı olarak sonlara kadar tuttu.
Nabzı görecek, kazanacak yerde olacaklardı. Uyanık sendikacı tavndır bu. ? Yolsuzluk sebebiyle hakkında dosya açılanlar, ite^rbüenrir|e sa^^sm^^i^ s?! ,. ? Butun varlıklann) ve üyelerin) tüketmiş olan ıkı ‘ ”sendikanın binası,’başka seridıkalanh mülkiyetiydi ve kendileri orada kiradaydı. ? Bir sendikanın, 2 başka sendikaya çok ciddi rakamlarla borcu vardı. ? 20 yıla yakındır, birleşerek direniş hattı kurulamayışı, özelleştirmenin hedefi olanlan, AKP’ye yakın sendikalara yaklaşarak ‘Kurtulur muyuz acaba’ yanılgısına sürükledi. ? Delegeleri vicdanlarından ve sınıftan koparan delege avlama yöntemleri. Otel odalannda çirkin pazarlıklar, göz boyamalar.
Sonuç, Kumlu’nun listesi kazandı. Ama kongrenin diğer kazananı da Sendikal Güç Birliğidir. Türkİş değişecek, başka yolu yok’ diye kongreye damgasını vuran delegelerin bilincindeki yükselme ve Atilay Ayçin’in, ‘Ölmek var dönmek yok’ sözü, Türk-İş’te yeni bir sayfanın açıldığını göstermektedir.